02/12/2014 0:54
Endonezya'nin özgürlük savaşçısı olarak bilinen devlet adamı Ahmed Sukarno, 06. 06. 1901 yılında Surabaya Java'da dünyaya geldi. Babası yoksul bir köy öğretmeni olan Ahmed, çocukken zayıf bünyesi dolayısıyla sürekli hastalık geçirirdi. Bu yüzdende yaşıtlarına nazaran zayıf çelimsiz bir çocuktu.

Çocukluğunu genelde dedesiyle geçirirdi. Soğuk kanlılığını ve sağduyu özelliğini dedesinden almıştır.  Ahmed'in aynı zamanda Doğu Asya Kukla oyunlarına olan sevgiside bilinmektedir. Ahmed'in hayatını belkide kökten değiştiren kişi 15 yaşında tanıştıgı ileride manevi babası olacak olan Omar Said Tjokroaminoto' dur. Omar Said bundan sonra Ahmed' in eğitimiyle bizzat ilgilenecek ve onun gelişiminde büyük rol sahibi olacaktır. Aldığı eğitim ve azmi sayesinde üniversite hayatında toplam on dil öğrenen Ahmed ayni zamanda inşaat mühendisliği fakültesini de bitirme başarısını göstererek daha o zamanlarda ne kadar zeki birisi olduğunu kanıtlamıştır. Bütün bu hünerleri sayesinde politika alanında da başarı yolunda ilk adımlarını atarak Hollanda sömürgeciliğine karsı toplantılar düzenleyerek halkın bütünleşmesi adına konuşmalar yaptı.

Sömürge güçleri bu muhalefeti daha en başında filizlenir filizlenmez farkederek Ahmed'i tutukladı. 1929 yılından 1931 yılına kadar tutuklu kalan Sukarno tutukluluk süresi bittikten sonra Endonezya Milliyetçi Parti' nin başına geçti. Bu hamlesi Hollanda tarafından hiç hoş karşılanmayan Sukarno, Sumatra' ya sürgüne gönderildi. 1933 yılından 1942 yılına kadar sürgün hayatı yaşayan Sukarno, 1942 yılında Japonya'nın Endonezya'yi işgali sırasında Japon saflarında yer alarak Java'ya geri döndü. Üç yıl boyunca Japon ordusuna tercümanlık yapan Sukarno, Japonların geri çekilmesinin ardından 17. 08. 1945 yılında ülkesinin bağımsızlığını ilan etti. Bu bağımsız devletin ilk devlet başkanı olarak da milliyetçi beş temel ilkesini hayata geçirdi. Bu bes temel ilke: milliyetcilik, enternasyonalizm, demokrasi, sosyal refah ve tanri inancıdır. Ahmed Sukarno devletin başındayken Hollanda iktidarı tekrar ele geçirip Endonezya'yi sömürge haline getirme çabası kanlı savaşların ardından Ahmed Sukarno dolayısıyla Endonezya zaferiyle sonuçlandı. Bu zaferler Ahmed Sukarno'nun Endonezya halkı tarafından daha sevilen bir yönetici olmasını sağladı. Hollanda bu başarısızlık üzerine 27. 12. 1949 yılında Endonezya'nın bağımsızlığını kabul etti. Bu haber Endonezya halkı tarafından sevinçle karşılandı ve Sukarno "devrimin büyük lideri" olarak anıldı.

Ahmed Sukarno, bu güven oyundan sonra 1949 'dan 1959 'a kadar iktidarını sağlamlaştırmak adına adımlar attı. Kendi idaresi altında, üniter bir devlet kurdu. 1959 yılına gelindiğinde kurucu meclisi fesederek bütün muhalefet partilerini kapattı. Daha sonraki hamlesi ise devlet başkanlığının yanı sıra başbakanlığı da kendi iradesine almak oldu. Sukarno, bu yeni şekillendirdiği modele yönlendirilmiş demokrasi adını verdi. Bu model Endonezya'yi ekonomik yönden iflasa sürükledi. Devlet bakanlarından bazıları zenginliklerine zenginlik katarken, halk giderek sefaletle burun buruna kalmakta, halkın malları hızla kamusallaştırılmaktadır. Bütün bu olanların ardından Sukarno iktidarını daha da güçlendirmek için kendini ömür boyu başkan ilan ederek, devrilmez bir dikdatör olarak görmeye başlamıştır. Halkın memnuniyeti giderek yerini homurdanmalara devamında ise ayaklanma ve suikast girişimlerine bırakmıştır. Bir çok suikast girişimine karşın hiçbiri başarıya ulaşamamıştır. İç politikada bütün bunlar yaşanırken, dış politikada da etkinliğini pekiştirme amacında olan Ahmed Sukarno Batı'yla bağlarını koparma eğilimine girmiş ve Çinle yakınlaşmaya başlamıştır. 1950'li yıllarda ülkesinde ki bütün Hollandalıları sınır dışı etmiş 1965 yılında Batı yanlısı olarak bilinen Malezaya'nın Birleşmiş Milletlere üye olmasının ardından Birleşmiş Milletlerden ayrılmıştır.

Endonezya'da 1965 yılının eylül ayında, bir darbe girişimi gerçekleşti. Darbeciler Ordu başındaki generali öldürerek başkenti denetimleri altına almaya çalıştı. Bu darbe girişimi ordu generallerinden Suharto tarafından bastırıldı ve yönetim tekrardan ordunun eline geçmiş oldu. Bu olayın ardından Sukarno'nun orduya karşı yapılan bu hareketi desteklediği anlaşılınca tek destekçisi olan orduyu da kaybetti ve 1966 yılında başbakanlıktan bir yıl sonrada başkanlıktan alındı. Yerine ise darbeyi önleyerek halkın sevgisini kazanan Suharto gecti. Suharto yönetimi zamanında dış politikada batıyla yakınlaşıldı; Malezya'yla uzlaşma sağlandı. Sukarno, 1970 yılında 69 yaşındayken böbrek hastalığından dünyaya gözlerini yumdu.

Siyasi hayatının yanı sıra özel hayatıyla da dikkat çeken birisi olan Sukarno ilk evliliğini manevi babasinin kizi Siti'yle 1921 yılında gerçekleştirdi. 1923 yılında boşandı. Aynı yıl ikinci karısı Inggit Garnisih ile evlendi. 1942 yılında ikinci karısından da ayrılan Sukarno üçüncü eşi Fatmavati ile evlendi. 1954 yılında Fatmavati'den boşanmadan Hartini ile evlendi. Besinci karısı ise Ratna Sari'ydi. Bu evlilikleri esnasında gayri resmi ilişkilerde de bulunan Sukarno dünya çapında bir kadın düşkünü olarak anıldı.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi