Çin‘de, sarı ırmak vadisinde binlerce yıl önce bu tedavi yöntemi kullanılmaya başlanıldı ve zamanla bütün dünyaya yayılmaya başladı. Akupunktur adını Cizvit papazları verdi. Latincede ‘acı' akü (iğne), punctere (batırmak) akupunktur yani ‘iğne batırmak' olarak adlandırıldı. Çinli cerrahlar; vücudun herhangi noktalarına iğneler batırılacağını gösteren eski şemalara dayanarak akupunkturu bir anestezi yöntemi olarak uygulamaya başladılar. Ve zamanla tıp alanında gelişerek kullanılmaya başlanıldı.

Akupunktur tedavisi, bedende derinin hemen altından geçen on dört ayrı enerji kanalı ve bu kanallar üzerinde bulunan direnç noktalarının ilintili bulunduğu organlar arasındaki ilişkileri temel alır. İnsan da doğa gibi bu enerjinin bir parçası olarak içinde bulunduğumuz soğuk, sıcak, nemli veya kuru vb. iklimsel veya başka türlü enerjilerden doğrudan etkilenmektedir.

Bu yöntem, organizmanın tüm iç enerjisini düzene sokan bir yöntem sayılabilir. Bu tedavi yönteminin anlayışına göre vücudun bütün yüzeyini saran bir enerji ağı vardır. Buda yaşam enerjisine benzetilmiştir. Bu enerjiyi azaltan, arttıran, saptıran, yönelten hatta belirli bir noktaya doğru yönelten kumanda noktaları vardır. Buna tıptaki adıyla ‘hareket uyandırıcısı' yâda ‘refleks uyandırıcısı' denilmekte. Tıpın birçok alanında kullanılan bu yöntem en önemli kullanılan alan ağrı tedavisidir. Günümüzde psikolojik sorunlarında imdadına yetişmiştir. Uykusuzluk probleminde, çeşitli heyecan ve korkularda, çeşitli travmaların çözümünde olumlu sonuçlar vermiştir. Ve bu yöntemin en cazip kılan yönü, tamamen zararsız olmasıdır. Olumsuz yönü ise, kişiye özel olması yani bazı hastalarda olumlu sonuçlar verirken bazılarında olumlu sonuca ulaşılmaz ama gelişmesiyle olumsuz sonuçları en aza indirmekte başarılı olunmuştur. Çağımızın artan hastalığı migren(baş ağrısı), bu hastalığında tedavisinde kullanılmakta ve yarıdan fazla iyileşme gözlenilmekte. İlk gelişme zamanlarında Türk gazetecisi ‘ÖRSAN ÖYMEN' Çin Türkî standa ağrıyan dişinin akupunktur yöntemiyle nasıl ağrısız çektirdiğini yazısında uzun uzun anlatmıştır.

Vücudun belirli yerlerinden batırılan iğnenin vücudun başka bir noktasında tepki uyandırılması olan bu yöntem vücut güçlerine uyarlanarak bazılarına bastırarak, bazılarına da uyararak hastalığı önlediği ya da denetim altına alınılmaya çalışılmıştır.

Bugüne kadar hiç bir modem teori, bu meridyenlerin varlığını ve enerji döngüsünü fizyolojik olarak izah edememiştir. Ve binlerce yıl öncesindeki bu yöntem, birçok alanda etki göstermiş ve bir sürü hastalığa şifa olmuştur zararsız biç şekilde üstelik. Ağrı duyumunu yok etmekle görevli bu yöntem büyük yarar sağlamakta ve daha birçok tıp alanında kullanılmaya olanak sağlamaktadır.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi