Her geçen gün bir hastalığa daha deva olduğu söylenen aspirinin geçmişini hiç merak ettiniz mi?

1829 yılında bilim adamlarının söğüt ağacının yaprağında bulunan "salisin" maddesinin içeriğinde ağrı kesici özellik barındırdığını keşfetmelerinin ardından üzerinde yapılan çeşitli çalışmalar sonucu aspirin ilk olarak 1853'de Carl GERHARDT tarafından bulundu. Kimyasal adı "asetilsalisilik asit" olan aspirinin tıbbi özelliklerini üzerinde çalışarak Heinrich DRESSER tarafından keşfedildi. Kimyasal üretimde yaklaşık olarak 110 yıllık bir geçmişe sahip olan aspirin, alternatif tıp alanından bakılacak olursa çok eski çağlardan beri söğüt ağacının kabuk ve yapraklarının kayanatılarak ağrı kesici olarak kullanılması neredeyse 3500 yıllık bir geçmişe sahip...

Ülkemiz eczanelerinde reçetesiz satılan aspirin halk arasında yaygın olarak kullandıkları ağrı kesicilerin başında yer alır. Her evin ecza dolabında istisnasız bulunan aspirin çok sık kıllanınlan ağrı kesicilerdendir. Birçok rahatsızlığa iyi geldiği bilnen aspirinin, çeşitleride bulunmaktadır. Çok sık kullanılan bir hapın bebek boyutuda bulunmaması imkansız denebilir. Bildiğimiz gibi yetişkinlere özel aspirinin yanında bebek aspirinide bulunmaktadır. Ağrı kesici ateş düşürücü özelliğiyle bilinen aspirin, baş ağrısından diş ağrısına, soğuk algınlığı ve gribin tedavisinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Son dönemlerde yapılan araştırmalar sonucu aspirinin özellikleri arasında kan sulandırma özelliğinin farkedilmesi sonucu orta yaş grubunun hergün bir adet aspirin alınması uzmanlar tarafından onaylanmıştır.

Kullanım öncesinde dikkat edilmesi gerekenler arasında aspirin alerjisi olanlar listenin ilk başında yer almaktadır.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi