Bonsai'nin kelime anlamı tabakta ağaç demektir. 'Bon' tabak anlamına, 'sai' ise ağaç yada bitki anlamına gelmektedir. Her ne kadar bonsailer boyut itibariyle küçük olsalarda normal bir ağaçtan genetik olarak farkları yoktur. Bonsailer yalnızca birtakım teknikler ile saksıda yaşamaya alıştırılmış minyatür ağaçlardır. Herhangi bir ağaç ve yahut çalı da birtakım teknikler ile bonsai haline gelebilir.

Ormanlarda, parklarda etrafımızda gördüğümüz o heybetli ağaçları minicik bir saksının içinde görmek etkileyicidir. Bir ağacın kendi yaşam alanından alınıp, tıpkı bir evcil hayvan gibi insanların yaşadığı mekanlara taşınması ilk olarak Çin de uygulanmıştır. Daha sonra budist rahipler 6. yüzyılda bu yöntemi dinleriyle birlikte Japonya'ya taşır. Birçok kültürde kökleri olan Bonsai, sanat şekline Japon Bonsai sanatçıları sayesinde ulaştı.

Doğu asya kültüründe bonsai sanatının cennet ve yeryüzü, insan ve doğa arasındaki uyumun bir yansıması olduğuna inanılır. Bonsai sevenler ağaçlarının bakımı ve korunması için zaman ayırırlar. Bonsai sayesinde günlük koşuşturmacanın dışında gündüz ve gecenin mevsimlerin ritmini yakalar, ağaçlarını şekillendirip küçültükçe içlerindeki yaratıcılığın gücü beslenir. Bonsai yetiştirmek oldukça dikkat ve özen isteyen bir uğraştır. Bu zorlu uğraşın karşılığında zihin sukünete kavuşur iç huzura ulaşılır ve ruh tazelenir.

Bir fidanın yaşlı bir ağaca dönmesi için gereken zaman Bonsaide bir takım teknikler kullanılarak hızlandırılır. Fidana olduğundan daha yaşlı bir görünüm kazandırılır. Bunun için kimi budamalar ve dalları biçimlendirme teknikleri kullanılır.

Biraz da sabırla genç fidan yaşlı bir ağaç görünümüne kavuşur. Budamalarla uygun şekle yaklaşılsa da en estetik görüntü için dalları tel sararak, belli yönlerde kıvırmak belli şekiller vermek gerekir.