İzlenimcilik olarak da bilinen Empresyonizm akımı 19. yüzyılda Fransa’da vücut bulmuştur. Akım ortaya çıktığı yüzyılda tüm sanat dallarına etki ederek varlığını tamamlamıştır. İlk olarak resimle birlikte meydana çıkan İzlenimci fikir edebiyat dâhil tüm sanat dallarında boy göstermiştir. Akımın ismi ise Claude Monet'’nin ‘İzlenim: Gün Doğumu’ adlı tablosundan gelmektedir. İzlenimciliğin temelinde dış dünyanın sanatçıda yarattığı etki yatmaktadır. İzlenimciler, yaşamı, doğayı olduğu gibi anlatmak yerine onların kendilerinde bıraktığı etkilerle anlatırlar. Tabiatı, nesneleri, olayları izlenimciler nesnelliği bir kenara bırakarak ele alırlar. Empresyonizm bu yönüyle Sembolizm’e benzetilebilir, ancak tam olarak iki akımı birbiriyle özdeşleştirmek yanlış olacaktır. İzlenimciler hayale karşı büyük bir ilgi duyarlar ve eserlerinde soyut tasvirlere bolca yer vermektedirler.

Empresyonizm’in Resimdeki Temsilcileri:

• * Auguste Renoir

• *  Claude Monet

• * Van Gogh

• * Cezanne

• * Sisley

Empresyonizm’in Edebiyattaki Temsilcileri:

• * R. Maria Rilke

• * Arthur Rimbaud

• * Paul Verlaine

• * James Joyce

Türk Edebiyatı’nda Empresyonizm

Türk Edebiyatı’nda İzlenimci olarak tarif edilebilecek bir şair yoktur. Ancak bütünüyle olmasa da Empresyonizm çizgisine yaklaşan bazı isimler yer almaktadır. Ahmet Muhip Dranas, Cahit Sıktı Tarancı gibi bazı ismimler İzlenimcilik akımına yatkın birkaç örnek şiirleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Empresyonizm’in Sembolizm ile benzerliği zaman zaman Ahmet Haşim ve Cenap Şahabettin’i de İzlenimci çizgiye yaklaştırmıştır.

SESLİLER

A kara, E ak, İ al, U yeşil, O mavi: sesliler,

Diyeceğim bir gün gizli doğumlarınızı da:

Karanlık koylara, kara sineklere benzer A,

O amansız pis kokular üstünde fır dönerler.

Kır çiçeği, buhar, çadır beyazlığında E'ler,

Benzer dik buzullar mızrağına, ak krallara;

Gülüşüne İ, güzelim kızıl dudakların, kana,

O pişman sarhoşluklar içindeki, o öfkeler.

Çevreler U, yeşil denizlerin çalkantısı,

Sessizliği onca otların, yüz kırışıklarının

Bastığı simyanın geniş alınlara damgasını;

Kutsal Borazan O, yaban çığlıklar, gürültüler,

Meleklerden, acunlardan geçmiş sessizlikler

- Sen ey Omega, ey o mor ışığı Gözlerinin!

Arthur RIMBAUD, Çeviri: İlhan BERK

Güz Günü

Tanrım, tam zamanı. Ne görkemliydi yaz.

Düşsün günışığına gölgen

ve rüzgâr okşasın çayırları.

Yetişsin buyruğunla güz meyveleri de;

eriştir erginliğe, bağışla,

birkaç sıcak gün daha; ve son tadı

akışsın keskin şaraba.

Yuva kurmaz artık, yurtsuz olan.

Yalnızdır, yalnız kalır uzun zaman:

uykusu kaçar, okur, sarılır mektuplara ve yeniden

dolaşır durmadan tedirgin

dökülürken yapraklar yollara.

Rainer Maria RİLKE, Çeviri: M. Mahzun DOÄžAN

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi