Porselen; genellikle beyaz, aşırı camlaştırılmış, inceltilince yarı saydamlaşan, çoğunlukla renksiz ve saydam bir sırla kaplı, su sızdırmayan, kuvvetli bazlar ve hidroflorik asit dışındaki maddelerden fazla etkilenmeyen, bir çeşit toprak hamurundan yapılan eşyalar olarak bilinirler. Porselen, 2-3 mm'e kadar yarı saydamdır. Yoğunluğu 2. 20’'nin üstünde, suyu emme özelliğiyse 0. 5'’in altındadır. Özlü bir madde olan porselen hamurunda, pekiştirici olarak kuvars ya da çakmaktaşı eritici olarak da feldispat, kalsiyum fosfat ya da yapay bir frit kullanılır.

Porselen seramikçilikte, pişirilmesi için gerekli olan ısı derecesine göre iki çeşide ayrılmaktadır. Buna göre pişirilmesi için 1400°C ısı gerektiren porselene sert porselen, pişirilmesi için 1200°C ısı gerektiren porselene sert porselen, pişirilmesi için 1200°C ısı gerektiren porselense yumuşak porselen olarak adlandırılmaktadır.

Geriye dönüp, Porselenin Tarihine bakacak olursak;

Porselen İlk kez yeşim taşını taklit etmek isteyen Çinlilerce yapıldı. Uzun süre yapım tekniği Çinlilerce saklı tutulan Avrupa’ya Marko Polo’ca götürüldü. Çin porselenleri, bu dönemde Avrupalı için paha biçilmez bir değere sahip oldu. Avrupa’da porselen yapımına ilişkin ilk denemeler 15. yy başlarına rastlamaktadır. İlk kez 1470’te Venedik’te Camillo da Urbino’ca yumuşak porselen yapımı gerçekleştirildi. Hamurunda, hamura yağlımsı özelliği kazandıran kaolin maddesinin yerine kil kullanılması nedeniyle değeri sert porselene oranla daha düşük olan bu porselen türü 18. yy başına kadar Avrupa’da üretilen tek porselen çeşididir. Sert porselenin Avrupa’daki üretimiyse ilk kez 18. yy başlarında kaolin kullanılarak porselen işleyen litofani tekniği bulundu. Avrupa’da çeşitli ülkelerin bazı kentleri, porselen üretiminin önemli merkezleri durumuna geldi. Bunlardan Fransız atölyesi porselenleriyle Almanya’da yapılan Saksonya Porselenlerinin ünü günümüzde de sürmektedir. 19. yy’'dan başlayarak atölye sınırlarını aşan ve önemli bir sanayi kolu durumuna gelen porselen yapımı, teknolojideki ilerlemelere koşut olarak hem hız hemde kalite açısından önemli bir gelişme gösterdi.

Yapım aşamasında;

Porselenin hammaddesini oluşturan kaolin, kil, feldispat, kuarst önce yıkanıp temizlenerek öğütülür. Bundan sonra elde edilen bu homojen karışıma su emdirilerek yumuşak bir bulamaç hazırlanır. Özel işlemlerden geçirilerek camcı macunu kıvamına getirilen bu bulamaç, yapılacak eşyanın cinsine göre kesilip kalıplarda biçimlendirildikten sonra yavaş yavaş kurutularak fırınlanır. Fırınlamada ısı derecesi porselenin türüne göre, değişmektedir. İlk fırınlamadan sonra, kalıplardan çıkarılan ve henüz gözenekli bir yapıya sahip olan porselen kalıp hataları düzeltildikten sonra parlaklık kazanması ve su geçirmemesi için sırlanarak yeniden fırınlanır. Süsleme işlemi yumuşak porselenlerde birinci, sert porselenlerde ikinci fırınlama işleminden sonra yapılır. Bu nedenle sert porselenler üçüncü bir fırınlamayı gerektirir.

Çağlarboyu değerini koruyan porselenin Türkiye’deki geçmişi oldukça eskidir. 16 ve 19. yy arasında Ortadoğu’nun en iyi porselenlerinin İznik’te yapıldığı bilinmektedir. Porselen sanayinin Türkiye’deki gelişimi ise 1892’de Yıldız Porselen Sanayi’'nin kurulmasıyla başladı, 1962'’de Sümerbank Yıldız Porselen adını alan bu kuruluş, çalışmalarını günümüzde de sürdürmektedir. Bundan başka Tuzla’da kurulan İstanbul Porselen Sanayi 1963'’te, Sümerbank Yarımca Porselen Seramik ve Çini Sanayi 1968’de üretime geçti. Bu fabrikaların üretime başlamasından sonra ülkenin porselen gereksinmesi büyük ölçüde yurt içi üretimle karşılanabilmekte hatta son yıllarda dış satıma da gidilmektedir. En alttaki çizelgeden de bir parça porselen ihracat durumunu inceleyebiliriz.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi