Radon, renksiz kokusuz radyoaktif bir gazdır. Özel cihazlar olamadan varlığı fark edilmez.  Radon uranyumun ard arda başka radyoaktif ürünlere dönüşmesi sırasında oluşan ara ürünlerden biridir. Gaz olduğu için oluştuğu yerde kalmaz uçarak her ortama karışabilir. Uranyum doğal bir radyoaktif maddedir ve kaya toprak beton gibi ortamın doğal yapısından kaynaklanan çeşitli ortamlarda az miktarda bulunabilir.

Radon radyoaktifliğinden gelen özelliği ile kendisi de bozunarak en son ürün olarak kurşuna dönüşür. Solunan radonun kısa ömürlü bozunma ürünleri sağlık ile ilgili olumsuz etkilerin çoğunu oluşturur. Radon gibi bozunma ürünleri da havada asılı olarak kaldığında soluduğumuz hava ile vücuda girebilir. Çok düşük bir risk olmasına rağmen radondan gelen radyasyon doğal ortam radyasyonunun %50'sini teşkil eder. Bununla beraber uranyumun çok miktarda bulunduğu mağara ve madenlerde radon çok yüksek konsantrasyonlara ulaşabilir ve sağlık açısında bir risk oluşturabilir. Radon bazen içme suyunda da bulunabilir. Granit ve volkanik kayaçlar gibi bazı jeolojik yapıların bulunduğu yerlerde radon konsantrasyonu daha yüksek olabilir. Sedimenter kayaçların bulunduğu yerlerde ise radon konsantrasyonu daha düşüktür.

Radon Evlere Nereden Gelir?

Çeşitli faktörlere bağlı olarak ev içi radon konsantrasyonu mevsimden mevsime, yıldan yıla, günden güne, değişir. Radon gazı zemin ve duvardaki çatlaklardan, katlar arsındaki borular ve diğer ek yerlerdeki oyuklardan gelir. Radon konsantrasyonu daha çok bodrum ve zemin katlarda daha yüksek konsantrasyonda bulunur.

Radonun Sağlığa Etkisi

Radonun sağlık üzerindeki olumsuz etkisi radyoaktifliğinden gelen alfa ışıması nedeniyle olmaktadır. Ancak çevresel radon konsantrasyonun çok düşük miktarda olduğu için çevresel radondan gelen olumsuz bir sağlık etkisi yoktur. Radonun çok yüksek olduğu uranyum madeni ve mağara gibi yerlerde artan radon konsantrasyonu ile orantılı olarak akciğer kanseri riski yüksektir. Radon bir soy gaz olduğu için havadan solunum yolu ile alınır. Havadaki radon, toz, duman gibi havada asılı duran parçacıklar ile karışarak akciğerlerde birikir. Deneysel olarak yapılan çalışmalarda akciğer epitelyum hücrelerdeki fazla miktardaki radyasyonun kansere neden olduğunu göstermiştir.

Radondan korunmak için, evler sıkça havalandırılmalı, bodrum ve zemin katlardaki çatlaklar onarılmalı, yeni yapılan binaların radona dirençli olup olamamasına dikkat edilmelidir. Özellikle üçüncü kattan daha aşağıda olan evlerin radon gazı yönünden araştırılması gerekmektedir. Radonun kanser yapıcı etkisi, evdeki radon düzeyinin dışında kişinin evde ne kadar zaman geçirdiği, sigara içip içmediği ile de ilgilidir.

Almanya, ABD, Kanada, Çekoslovakya, gibi farklı ülkelerdeki uranyum maden işçileri ile yapılan çalışmalar da bu sonucu desteklemiştir. Akciğer kanseri riski radon ışınlanması sigara içimi ile birlikte olduğu zaman çok daha yüksektir. Amerikan Ulusal Bilimler Akademisinin BEIR IV raporuna göre akciğer kanser riski radon ışınlamasına maruz kalanlarda sigara içenlerde içmeyenlere göre 10 defa daha fazladır.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi