Bazı psikologlara göre stresi oluşturan üç ana sebep vardır.

1 ) Baskı

2 ) Engelleme

3 ) Çatışma

Her insan günlük hayatında bazı baskılarla, engellemelerle karşı karşıya kalmaktadır. Her baskı, her engelleme kişide ruhsal gerilime sebebiyet vermektedir. Kişiler bazen kendi içlerinden çatışma yaşayabilmekte, bazen de kendi ailesi veya dışarıdan bazı kişilerle görüş ayrılıklarından ve düşünce farklılıklarından dolayı uyuşmazlığa düşerek çatışmalara girebilmektedirler. İşte bütün bu baskılar, engellemeler, çatışmalar kişileri rahatsız etmekte ve ister istemez ruhsal gerime sebep olmaktadır. Bence stresten kaçınmak için en güzel davranış, her şeyde, her olayda, her konuda, her sorunda, her anlaşmazlık da bir orta yol bulmak ve ne karşıyı üzmek ne de kendini stres altında bırakmaktır. Bunları yapabilmek için en başta olaylara bakış açımızı değiştirebilmeyiz. Yani gülün dikeni var diye üzüleceğimize, dikenin gülü var diye sevinebilmeli, amiyane bir tabirle gözümüzdeki at gözlüklerini çıkartabilmeli ve bir şeye her cephesinden bakabilme davranışını edinebilmeliyiz.

1 ) BASKI: İçten veya dıştan gelen bazı istekler kişiler üzerinde baskı oluşturabilmekte buda kişinin strese girmesine neden olmaktadır. Örneğin çocuklardan beklenen yüksek başarı, yüksek not vb. beklentiler çocukların üzerinde bir baskı oluşturmakta ve çocuğun strese girmesine sebebiyet vermektedir. Ya da anne ve babalar kendilerince çocuk için bazı fedakârlıklarda bulunmuştur ve bundan dolayı da çocuklarına sana tanınan imkânlar bana tanınmış olsaydı ben şöyle olurdum, ben böyle olurdum vs. gibi söylemlerde bulunarak, çocuğa harcanan ekonomik bazı şeyleri çocuk üzerinde baskı unsuru olarak kullanırlar. Çocuk üzerindeki bütün bu baskılar çocuğun ruhsal gerilime girmesine sebep olmakta ve buna bağlı olarak da çocuklar gerek fizyolojik olarak gerekse psikolojik olarak rahatsızlanabilmektedirler. Bence çocuğu baskı altında bırakarak strese sokmaktansa, çocuğu motive etmek, ona güç vermek, başarılı olacağına inandırmak en doğru davranış olacaktır. Bana göre başarının yolu inanmaktan geçer, çünkü insan inandığı şeyleri başarabilir.

Eşlerin birbirlerine yapmış oldukları bazı fedakârlıklar da birbirleri üzerinde baskı oluşturmaya neden olabilmektedir. Örneğin ben senin için arkadaşlarımla yemeğe gitmekten vazgeçtim denilmesi karşı taraf üzerinde bir baskı unsurudur. Çünkü burada ben senin için bunu yaptıysam sende benim için şunu yapacaksın denilmek istenmekte ve buda baskıya neden olmaktadır. Zaten bunu söyleyen birisi de karşının üzerinde bu sözleriyle baskı oluşturarak kendi istediği şeyi yaptırtmaya çalışıyor demektir.

Kişiler minnet duyduğu, kendisini borçlu hissettiği, bazı insanlara karşı içlerinden vicdani bir baskı hissedebilmektedirler. Normal insanlar için yapmayacağı şeyleri minnet duyduğu insanlar için yaparlar, çünkü içlerinde bir baskı vardır. Bu baskı kişinin kendi içindeki bazı söylemlerden ve mecburiyet duygusundan kaynaklanmaktadır. Bu baskılar yapmak zorundasın çünkü o senin için şunu yaptı, yapamaya mecbursun çünkü o senin için bunu yaptı, yapmalısın çünkü sen ona borçlusun vs. düşünceler şeklinde oluşmaktadır. Bu içten gelen baskılar karşısında kişi, hele birde yapacağı şeyi gerçekte yapmak istemiyorsa ruhsal gerilime girmektedir. Elbette ki hepimizin hayatında minnet duyduğu insanlar vardır ve yaşadığımız sürece de az veya çok olacaktır. Bence her şeyde olduğu gibi bu duygununda abartılması pek doğru değildir. Çünkü kişi kendisine zarar veren şeyleri tamamıyla yok edemiyorsa bile, en azından asgariye indirmesi gerekmektedir ki daha kaliteli bir hayata sahip olabilsin.

2 ) ENGELLEME: Engelleme hemen hemen herkesin hayatında yaşadığı bir sorundur. Kişinin yapmak istediğin şeye karşı gerek kendisinden gerekse başka kişilerden kaynaklı olarak bazı engeller oluşmakta ve bu da kişilerin strese girmesine sebebiyet verebilmektedir.

Bu engeller

a ) Kaynakların yetersizliği

b ) Kayıplar

c ) Başarısızlıklar

d ) Ayrımcılık

Olmak üzere dört başlık halinde incelenir.

a ) Kaynakların yetersizliği: Özellikle ekonomik olarak belli bir düzeyin altında olan insanlar için daha çok geçerli olan bir durumdur. Örneğin kişinin çok güzel projeleri vardır, çok güzel işler yapabilecek bir potansiyele sahiptir, hedefleri çok güzeldir ve gerçekleştirilebilecek hedeflerdir. Ancak ekonomik nedenlerden kaynaklı olarak istediklerini hayata geçiremez ve üretemez. Kişi aslında yapabilecekken ekonomik nedenler kaynakların yetersiz kalmasına sebep olmakta ve bu durumda kişinin önünde bir engel teşkil etmektedir. Ya da bir çocuk çok zeki, çok çalışkan ve okul hayatında da çok başarılıdır. Ancak ailesinin maddi durumu iyi olmadığından dolayı dershane gidip, üniversite hazırlık kitapları, dergileri alıp, güzel bir şekilde üniversite sınavlarına hazırlanamaz ve üniversite sınavında başarısız olabilir. Aslında bu çocuk üniversite okuyarak çok güzel bir mesleğe, çok güzel bir kariyere sahip olabilecekken maddi imkânsızlıklar önünde bir engel oluşturduğundan dolayı hedeflerine ulaşamaz. Bu maddi imkânsızlıklar, kaynakların yetersizliği çocuk üzerinde ruhsal bir gerime sebep olur.

b ) Kayıplar: Kişi çok sevdiği, çok istediği bir işi elinde olmayan nedenlerden dolayı kaybedebilir. Ya da çok sevdiği, çok değer verdiği, hayatında çok önemli bir yere sahip olan birisini kaybedebilir. Bu sevdiği insanın kaybedilmesinden dolayı kişinin düştüğü sıkıntı, kişinin hedeflerine ulaşmasına engel olabilmektedir. Örneğin bir kişinin babasını kaybetmesi kişiyi hem ekonomik olarak hem de manevi olarak sıkıntıya sokmuştur. Bu kayıp kişide olumsuz duygulara, düşüncelere sebep olur. Kişi çok sevdiği, kendi hayatında idol olarak aldığı babasını kaybetmiştir ve hayatında bir boşluk oluşmuştur. Bu kişi artık hayatımda, sırtımı dayayabileceğim, güç ve destek alabileceğim, bana kılavuzluk edebilecek, dertlerimi, sıkıntılarımı dinleyebilecek, üzüntülerimi, sevinçlerimi paylaşabilecek, benimle ağlayıp benimle gülebilecek kimse kalmadı. Ben bu dünyada yapayalnız kaldım, bundan sonra hayatım daha zor olacak, elde etmek istediklerimi elde edebilmek için artık çok zorlanacağım vs. gibi düşünceler içine girebilmektedir. Babanın kaybı kişiyi bu düşüncelere sevk ettiğinden dolayı, kişide bir engel oluşturmaktadır. .

c ) Başarısızlıklar: Başarısızlık da kişilerin önünde engeller oluşturabilmektedir. Herhangi bir şeyi kişi daha önce üç beş kere deneyip ancak her defasında başarısız olduysa kişi aynı şeyi tekrar deneyeceği zaman daha önceki başarısızlıkları kişinin önünde bir engel teşkil edecektir. Çünkü bu kişide, daha önce defalarca denedim ama her seferinde başarısız oldum şimdi mi başaracağım şeklinde bir düşünce oluşacaktır. Buna psikolojide denenmiş çaresizlik ya da öğrenilmiş çaresizlik denilmektedir. Bence böyle durumlarda daha önce ki başarısızlıklarımızı gerçekte bir başarısızlık olarak algılamak yerine tecrübe olarak algılamak gerekir, yani olaylara bakış açımızı değiştirmeliyiz ki önümüzdeki engelleri kaldırabilelim. Bu noktada şu örneği de vermeden geçemeyeceğim. Edison ampulü bulmaya çalışırken ilk denemsinde başarısız olmuştur. İkinci kere başka yolla denemiş yine başarısız olmuştur. Ancak yılmamış farklı farklı yöntemlerle üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci denemelerini yapmış ancak denediği hiçbir yöntem amacına ulaştıramamıştır. Edison hedefine ulaşma yolunda bu deneylerine yılmadan, usanmadan devam etmiştir. Bu durum üzerine samimi olduğu bir arkadaşı Edison'a defalarca denedin ama olmuyor, başaramıyorsun bence artık bu amacından vazgeçmelisin demiştir. Bunun üzerine Edison arkadaşına, ampulü bulamadım doğru ancak ben denediğim hiçbir yöntemde başarısız olmadım. Bu denemelerimle insanlığa çok faydalı bir iş yaptım, çünkü benden sonra ampulü bulmaya çalışacak olanlar, bu yöntemlerin işe yaramadığını benim denemelerimden bildiğinden dolayı bu yöntemlerle uğraşarak zaman kaybetmeyecekler demiş. Bence her başarısızlığınız da bu örneği aklınıza getirseniz bu sizi tekrar denemeniz konusunda motive edecektir.

Daha önce başkalarının deneyip yapamadığı herhangi bir şeyi, kişinin kendisinin de yapamayacağını düşünmesi kişiye engel oluşturmaktadır. Buna psikolojide tür kalkanı ya da denenmiş çaresizlik denilmektedir. Örneğin kazanabilseydi Ahmet kazanırdı o kadar dershaneye gitti, o kazanamadığına göre ben hiç kazanamam.

d ) Ayrımcılık:  Gerek kültürel manada gerek cinsiyet manasında gerekse torpil manasında yapılan ayrımcılıklar kişilerin önünde birer engel oluşturmaktadır. Örneğin bir kişi elinden gelen her şeyi yapmıştır ve hak edende gerçekte odur. Ancak kişinin elinde olmayan bazı nedenler ya da rakibinin nüfuslu biri olmasından dolayı seçilmemiştir. Burada bir ayrımcılık yapılmıştır ve bu ayrımcılık o kişi önünde engel oluşturmaktadır.

Özellikle doğu kültürlerinde gerçi yavaş yavaş ortandan kalkmaktadır ama erkek çocuklarının kız çocuklarına göre daha ön planda tutulması, eğitim alanında erkek çocuklarına imtiyaz tanınarak öncelik verilmesi vs. gibi şeyler cinsiyet ayrımcılığı olmakta ve buda kız çocuklarının önünde birer engel oluşturmaktadır.

3 ) ÇATIŞMA: Kişi aynı anda, aynı zaman dilimi içinde farklı şeyler yapmak isteyebilir ki bu durumda, kişin içinde bir çatışma yaşamasına sebep olur. Çünkü kişi iki şeyi de istemektedir ve önünde de iki seçenek vardır. Aynı anda ikisini de yapmak istiyor ve ikisinden de vazgeçemiyor'dur. Ancak aynı anda ikisini birden yapması da olanaksızdır. Birisinden vazgeçmek zorundadır ve hangisinden vazgeçeceğini bilememektedir. İşte bu durum karşında kişi kendi içinde bir çatışma yaşayacak ve bu çatışma strese girmesine sebep olacaktır. Ya da kişinin istediği şeyle karşındakinin istediği şeyin aynı anda yapılması gerekiyor, her iki tarafta kendi istedikleri şeyin yapılmasını istiyorsa ve bu konuda ısrar ediyorsa burada da bir çatışma söz konu olacaktır. Bu çatışmada netice itibariyle bir stres nedenidir. Sonuçta kişi ister kendi içinden( iç kaynaklı ) isterse dışarıdan diğer insanlarla( dış kaynaklı ) herhangi bir çatışma yaşarsa strese girer.

Bir çatışmayı engellemek için bir şeylerden vazgeçmek gerekir. Örneğin bir öğrenci meslek seçerken ikilemde kalırsa çatışma yaşayacaktır. Bu öğrenci hem doktor olmak hem de mühendis olmak istiyorsa, ikisini aynı zamanda, aynı anda okumak imkânsız olduğu göre bu iki meslek arasında bir seçim yapmak zorunda kalacak ve bir çatışma yaşayacaktır. Bu çatışmayı engelleyebilmesi için daha istikrarlı düşünerek ikisi arasında bir seçim yapması gerekmektedir. Çünkü çatışmayı engellemenin en kolay yolu bir şeylerden feragat etmek, vazgeçmektir.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi