Bir şehir düşünün; öyle bir şehir ki tüm enerjisini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamakta, sıfır karbon salınımı yapmakta ve enerjisini en verimli şekilde kullanmakta. Kullanılan suyun, üretilen çöpün büyük kısmı geri dönüştürülmekte, insanlar olabilecek en çevreci şekilde bir hayat sürmekte. Aslında böyle bir şehir var, adı da Masdar. .
Dünya üzerindeki en sürdürülebilir şehir diyebileceğimiz Masdar; hem bir şehir hem de koskoca bir laboratuvar. Abu Dhabi’ye 17 km uzaklıkta 2006 yılında yapımına başlanılan bu şehir Birleşik Arap Emirlikleri Devleti’ne ait (Mubadala Development Company) Mubadala Şirketi tarafından inşa edildi ve ediliyor. Buradan da anlayacağınız üzere Masdar, devam eden bir proje. İlk altı binası tamamlandı ve kullanıma açıldı. Bu binaların içerisinde Masdar Enstitüsü adında alternatif enerji kaynakları, sürdürülebilirlik ve çevre üzerine yoğunlaşmış bir üniversite de bulunmaktadır. Ortalama 20 milyar dolarlık yatırım yapılacak olan Masdar şehri; 6 kilometrekarelik bir alan üzerinde kurulacak ve tamamlandığı zaman 40 bin kişinin yaşam alanı haline gelecek. Masdar şehrinin bu 40 bin kişiye ek olarak her gün 60 bin civarında çalışana da ev sahipliği yapması bekleniyor. Projenin tamamlanma yılı 2016 olarak düşünülüyordu ancak; finansal sorunlardan dolayı bu tarih 2025 yılına çekildi. Masdar sonuç değil, süreç odaklı bir proje olduğu için bu tarih değişikliği pek bir şeyi değiştirmeyecektir. Çünkü bu proje durdurulmadıkça oradaki insanlar yeni şeyler deniyor, öğreniyor ve keşfediyor olacaklar.
Masdar'’ı koskoca bir laboratuvar olarak adlandırmamın nedeni; bu şehrin her köşesinde farklı bir sistem veya projeye ev sahipliği yapması. Dünya’da eşi bulunmayan ‘"Beam Down Project"’ bunlardan biri. Masdar aynı zamanda sürücüsüz yolculuk yapmaya olanak sağlayan ‘Personal Rapid Transit’ sistemine, hiçbir enerji harcamadan rüzgarı yakalayıp yer seviyesine getirerek doğal klima özelliği taşıyan ‘Wind Tower’lara ve Orta Doğu’nun en büyüğü olma özelliği taşıyan, toplam 10MW gücündeki güneş tarlalarına sahip.
Beam Down Project Güneş’in enerjisini klasik yollardan farklı bir biçimde hasat etmek için tasarlanmış. Aynalar yardımıyla Güneş ışığını bir noktada toplayıp o noktadaki enerjiyi buhar türbinini döndürmek için kullanan bir sistem zaten vardı. Ama bu sistemin büyük dezavantajları da bulunmakta. Öncelikle uzun bir kuleye ihtiyacınız var ve elde etmek istediğiniz enerji miktarı arttıkça kulenizin uzunluğu da artmak zorunda. Ayrıca elde ettiğiniz yoğun Güneş enerjisi ile su veya başka bir sıvıyı ısıtıp buhar türbininden geçirmek durumundasınız. Bu durumda ya kuleniz çok sağlam olmalı ya da ısıtılacak sıvıyı aşağıdan yukarıya pompalamalısınız. İlk durumda sistem daha maliyetli ve bakımı normale göre daha zor olacaktır. İkinci durumda ise verim istenilen düzeyde olmayacaktır. Masdar’da bu problemlere Beam Down Project ile farklı bir bakış açısı getirmişler. Beam Down Project’de Güneş ışınları bir kulenin tepesinde değil de yer seviyesinde toplanmakta ve bu sistemde kule yerine daha geniş ve o kadar uzun olmayan, üstünde aynalar bulunan ve gelen ışınları bir merkezde toplayan bir yapı bulunmakta. Bu sistemde Güneş ışınları yerde bulunan aynalara geliyor ve bu aynalar gelen ışınları ikincil aynaların bulunduğu yapıya yönlendiriyor. İkincil aynalar da gelen ışınları yer seviyesinde bulunan bir merkezde odaklıyor. Bu merkezin sıcaklığı 700 °C’lere varıyor ve orada ısıtılan su güçlü bir buhar türbinini döndürmek için kullanılıyor.
Sıfır karbondioksit salınımı politikasına sahip bir şehirde petrolün türevleriyle çalışan bir arabanın kullanılması pek de mantıklı olmazdı. Elektrikli otobüslerin ve arabaların ve de hafif raylı sistemin ve metronun yanı sıra Masdar ulaşım ihtiyacına pek de alışık olmadığımız bir çözüm getirmiş: Kişisel Hızlı Ulaşım Sistemi (Personal Rapid Transit - PRT). Bu sistem sürücüsüz, hızı ve rotası önceden belirlenen ve gps ile yönlendirilen elektrikli bir araç filosundan oluşmakta. Bu araçlar duraklarında yolcular için hazır olarak beklemekte. Bir yolcunun içeri girip, gitmek istediği konumu seçip, düğmeye basması yeterli. Masdar’da kullanılan bir PRT aracının bataryası bir buçuk saatte doluyor ve dolu batarya ile 60 km gidebiliyor. Çalışmadıkları zaman duraklarda bekleyen bu araçlara kendi kendilerini şarj edebilecekleri bir sistemin yapılabileceğini düşünürsek menzil hiç sorun olmayacaktır 6 km karelik Masdar şehrinde. Bu araçlar için ray veya onları yolda tutmak için duvar benzeri bir yapı da gerekmiyor. Bu sayede rota değişikliği yapmak veya yeni rotalar oluşturmak için çok fazla uğraşa gerek yok, yazılımsal olarak halledilebiliyor bu tür ihtiyaçlar. Burada kullanılan PRT sisteminin başka bir özelliği de bu araçların yer altında hizmet vermesi. Bu sayede yeryüzü yayalara bırakılmış olunuyor. Ama yer altı deyince metro tünelleri gibi kapkaranlık bir yer hayal etmeyin, Masdar şehrinde bulunan PRT yolları oldukça aydınlık, güneş ışığı alan yerler. Masdar PRT sistemi ile ulaşım ihtiyacını temiz ve yenilikçi bir şekilde karşılamış.
Abu Dhabi’nin hemen dışında bulunan Masdar yakıcı sıcakların da ortasında bulunmakta. Masdar fikrinin mimarları bu şehrin sokaklarını serinletebilmek için önceden her Arap şehrinde bulunan bir sistemi kullanmışlar: Rüzgar Kulesi (Windtower). Rüzgar kuleleri şehirlerin üzerinden esen rüzgarı yakalayıp aşağılara getirerek doğal klima özelliği görüyorlar. Bu kulelerin en önemli özelliği ise hiç enerji harcamamaları. Kulenin üst kısmında birbirlerine paralel çok sayıda rüzgarı kulenin boru şeklindeki ana gövdesinin içerisine yönlendirecek şekilde yerleştirilmiş paneller bulunuyor. Kulenin alt kısmı ise tamamen açık, böylelikle paneller sayesinde yönlendirilen rüzgar kulenin gövdesindeki boru yardımıyla Masdar şehri sokaklarına yayılıyor. Böylelikle yaşam alanları hiç enerji harcanmadan ve klimaların neden olabileceği hastalıklar (Lejyoner hastalığı gibi) olmadan serinletilmiş olunuyor.
Masdar Şehri’nin enerjisi Orta Doğu’nun en büyük güneş paneli tarlasından geliyor. Bu panellerin toplam sayısı 88 000. Elde edilen 10 MW'’lık gücün fazlası ise Abu Dhabi şebekesine gönderiliyor. Masdar kenti enerjisini karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda da Abu Dhabi’ye yeşil enerji sağlıyor. Masdar’'da aynı zamanda evlerin çatılarında da güneş panelleri bulunmakta. Bu da fazladan 1 MW'’lık enerji sağlıyor. Çatılarından elde edilen bu enerji evlerin toplam enerjilerinin %15-20 civarlarındaki kısımlarını karşılıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri her ne kadar petrol sayesinde çok zengin de olsalar bunun bir gün sona ereceğini biliyor ve ona göre davranıyorlar. Ayrıca tek sorunumuz petrol bittiği zaman araçlarımızın depolarını neyle dolduracağımız, nasıl ısınacağımız ve fabrikaların nasıl üretime devam edececeği de değil. Küresel ısınma adında bir gerçek var. Bilinen rezervlerle 30 yıl daha petrol sıkıntısı çekmeden yaşayacağımız öngörülüyor. Teknoloji her geçen gün gelişiyor, ulaşamadığımız petrol rezervlerine de ulaşabilir duruma geleceğiz ama acaba Dünya bir 30 yıl daha giderek artan karbondioksit, karbonmonoksit ve diğer zehirli gazların salınımını kaldırabilecek mi?
Yıllar geçtikçe mevsimlerde değişiklikler yaşıyoruz ve son on yılın en sıcak yazı tarzı ifadeler duyuyoruz. NASA'’nın açıkladığı verilere göre ortalama sıcaklık değerlerinde 70'’lerden günümüze düzenli bir artış var. Bu değişimlerle yaşamayı öğrenebiliyoruz ama bunun da bir sınırı var. Dünyamız her ne kadar tolere etmeye de çalışsa günün birinde son damlayı taşıracak bir şey yapabiliriz. Eğer o günün gelmemesini istiyorsak bunun için bir şeyler yapmalıyız. Birleşik Arap Emirlikleri de Masdar projesiyle bunu yapmaya çalışıyor. Bence onlar bu projeyle dünyaya örnek oluyorlar. Sürdürülebilir şehirler inşa edebileceğimizi göstermek istiyorlar tüm dünyaya. Bu konuda başarılı da oluyorlar. Kosta Rika, Norveç ve Libya büyük ölçekli ve devlet destekli sera gazı salınımını azaltacak projeler duyurdular. Bu projeler genel olarak temiz enerji üretme üzerine çalışmalardan oluşmakta. Daha küçük boyutlu, devletler ve özel şirketler tarafından finanse edilen projeler de Avrupa’da ve Kuzey Amerika’da yürütülmekte. Tüm bunlar insanların temiz enerji ve çevre konusunda hassaslaşmaya başladığını gösteriyor ama daha fazla insanın bu konu üzerine eğilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sonuç olarak Masdar Şehri, sürdürülebilir şehirlere en iyi örnek. Masdar 18 milyar dolara mal olan deneysel bir şehir ama bence manevi olarak çok daha değerli. Orada geliştirilen ve geliştirilecek çevreci teknoloji ve çözümlerin yanı sıra, diğer insanları ve kurumları da etkilemesi oldukça önemli. Zorunda kalmadan sürdürülebilir ve çevreci bir yaşam sürmeye başlamalıyız çünkü zorunda kalana kadar beklersek sonuçları ağır olabilir. Bence Masdar dünyayı daha yaşanabilir yapmak için atılmış büyük bir adım.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.