Kristof Kolomb, yapmış olduğu büyük yolculuğun dönüşünde İspanya'ya sadece bir kaç avuç dolusu altın getirmişti. Ancak; sarayın hoşnutluğunu kazanmak adına, bu altınlardan geldiği ülkelerde çok olduğunu söyledi. Bu söylediği şey, tüm Avrupa geneline hızlı bir şekilde yayılmaya başladı. Herkes zengin olma hayalleri kurmaya başladı ve keşif yapmak için herkes bir adım öne çıkmaya başladı. İşte bu zenginlik hayali kuranlardan biri de Balboa idi.
Balboa, Kristof Kolomb'un kurmuş olduğu Hispanyola'da çalışmaya başladı. Ada valisi Balboa'ya toprak vermiş ve iyi bir çiftlik kurması için yardım etmişti. Çiftçilik yapmasına rağmen Balboa'nın aklı hep ilerideki toprak parçalarında ve onların içerisinde bulunan altınlarda idi. Bunun için Venezüella kıyılarında kurulup Altın Ülkesi adını almış sömürgeye doğru yola çıktı. Balboa'nın bulunduğu gemi denizlerde ilerlerken içerisinde 34 kişinin bulunduğu bir büyük sandal ile karşılaştı. Bu sandaldaki 34 kişinin kumandası Fransisco Pizarro idi. Gemidekilere kötü bir haber verdiler. Bu haber Altın Ülkesinin mahvolduğu idi. Yerliler bu sömürgede bulunan tüm İspanyolları öldürmüşlerdi. Sadece Pizarro ve yanında bulunan 33 adamı kaçmayı başarmıştı. Bunun üzerine Balboa, gemidekilere Panama yakınlarında Darien adlı bir yerin bulunduğunu ve oradaki halkın İspanyollara iyi davrandığını söyledi. İlk tereddütlü yaklaşan gemi tayfası, sonra Balboa'nın oralarda altın olduğunu söylediği anda sıcak bakmaya başlamışlardı. Birkaç gün sonra Darien'e vardılar ve orada bir köy kurup yerleştiler.
Balboa, birkaç yüz serüven düşkünü adamın lideri olmuştu ve köyleri basarak istedikleri altını elde ediyordu. Ancak adamlarının bir türlü gözü doymuyordu ve hergün biraz daha altın elde edebilmek için ihtirasla uyanıyorlardı. O günlerde İspanya Kralının bu bölgeye vali olarak gönderdiği bir adam Darien'e geldi. Balboa büyük bir kibre kapıldı ve büyük bir hata yaparak liderliği o gelen adama vermek istemedi. Vali karaya çıkartılmadı. Bu arada bir talihsizlik yaşandı ve vali denize düşerek boğuldu. Bu olaydan sonra Balboa büyük bir pişmanlık yaşadı. İçerisinde büyük bir korku oluştu. İspanya kralı kendi valisinin ölümüne sebep olan kişiyi elbet cezalandıracaktı. Bunun için kendisini affettirecek bir şeyler yapmalıydı.
Bir yerli Balboa'ya batıdaki dağların ardında büyük bir deniz olduğunu ve onun güneyinde bulunan ülkelerde bol altın olduğunu söyledi.
Balboa büyük denizi bulursam eğer krala kendimi affettiririm düşüncesi ile 1513 yılında 190 kişilik ekip ile yollara düştü. Bu serüvende büyük talihsizlikler yaşadılar. Yolda yerliler saldırdı, dağlarla karşılaştılar, bataklıklardan geçmeyi başardılar. Bu zorlu yolda adamların bir kısmı geri dönmek zorunda kaldı. En sonunda bir yerli büyük bir tepe gösterdi ve denizin buraya çıkıldığında görüleceğini söyledi. Büyük denizi ilk görme şerefini bir tek kendisinde görmek isteyen Balboa tüm adamlarını orada durmalarını söyledi ve tek başına tepeye çıktı. Çıktığında önünde Büyük okyanus diğer bir ismiyle Pasifik parıl parıl parlıyordu. Büyük okyanus keşfedilmişti. Dariene dönüş ise 4 ay sürdü. Balboa Peruyu keşfetmek istiyordu. Bu hayaller Dariende son buldu. Kral valisinin ölümüne sebep olan adamı yani Balboayı öldürmek için ölüm fermanı yollamıştı. Balboa kendisini kurtaran Pizarro tarafından tutuklandı ve kafası balta ile kesildi.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.