Ay ile dünyamız, diğer birbirlerinin yörüngesinde dönen gök cisimleri gibi eş zamanlı olarak dönerler. Bu iki cisim arasındaki gravitasyon (kütle çekim) etkisinin bir sonucudur. Bu yüzdendir ki Ay'’ın bize bakan yüzüne uygulanan çekim kuvveti diğer yöne uygulanandan daha fazladır. Dünya ile Ay'’ın dönüşleri tam olarak eş zamanlı değildir. Bundan dolayı, dünyamız içerisinde olan bazı faaliyetler sonucu büyük bir enerji kaybeder.
Bunun sonucunda Dünya'’nın dönüşü yavaşlar. Dünya ile Ay aralarındaki momentumu dengede tutmak zorunda olduklarından, ay her yıl dünya’dan 4 cm uzaklaşır. Dünya ile Ay arasındaki dönüş eş zamanlı olana dek bu işlem yapılacaktır. İki cisim arasında kütle farkı, ne kadar büyük olursa eş zamanlı dönmeye o kadar hızlı ulaşılır. Dünya'’nın kütlesi yaklaşık olarak 50 ay kütlesine eşittir. Dünya'’nın kütlesi çok büyük olduğundan şuan ki denge durumu hızlıca oluşmuştur. Bu eş zamanlı dönüş birbirleri yörüngesinde dönen tüm gök cisimleri için geçerlidir ve bir kuraldır.
Ayın Karanlık Yüzü Nedir?
Ay'’ın karanlık yüzü; senelerce bu konuda birçok teoriler, asparagas haberler ve uçuk olaylar söylendi. 2012 yılında Ay'’ın karanlık yüzü, yani arka yüzü görüntülendi. Nasa'’nın ikiz araçları olan GRAIL tarafından ilk kez Ay'’ın diğer yüzünün görüntülerini görebildik. Bazı filmlere dahi konu olan Ay'’ın bu yüzünde ne vardı peki?
Ay'’ın bu yüzeyinde, diğer yüzündeki gibi meteor çukurları gözlendi. Teorilerdeki gibi uzaylıların bir üssü yoktu ya da bir insan yapısı. Videolarını ve fotoğraflarını çektikten sonra bu ikiz araçlar Ay'’ın yüzeyine çakıldılar. Yukarıda bahsettiğimiz eş zamanlı dönüş (gelgit kilitlenmesi) sebebiyle, Ay'’ın karanlık yüzünü Dünya’dan göremeyiz. Ancak bu gibi uzay araçlarıyla görüntüleyebiliriz.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.