Eski Türk filmleri. Beyefendilerin, jönlerin, küçük hanımların, küçük beylerin, ağır ağabeylerin ve ağır ablaların olduğu o nostalji kokan şölen tadında ki eski Türk filmleri.

İçimizde eski Türk filmlerini sevmeyen veya izlemem diyen kişi sayısı yok denecek kadar azdır. Hele de bu günlerde kafamızı karıştıran dizileri gördükçe eski filmleri daha da özler oluyor insan.

O bin bir güçlükle çekilen, efekt olmayan tertemiz sahnelerin, insanları ağlatan, güldüren ve düşündüren tekrarsız sahnelerin beyaz cama yansımasıdır eski filmler. Şimdi ki gibi tekrar tekrar sahne çekmeye imkanın olmadığı eski filmlerin verdiği o doyumsuz tadı hala aynı ilk günkü güzelliğini korumaktadır. Bu tadı milyonlarca lira verilerek çekilen şimdiki filmlerin hiçbiri vermemektedir.

Peki neydi bize bu unutulmaz tatları veren eski Türk filmlerindeki büyü. Tabi ki başrol oyuncusundan figüranına kadar bütün oyuncuların çekilen bütün sahnelerdeki vermiş oldukları ciddiyet, emek ve duyguydu bu büyü. Kısıtlı imkanları olduğu halde bu kadar güzel kusursuz çekilen sahneler gerçekten ciddiyet ve emek gerektiren işlerdir. Film kahramanları arasındaki doğal konuşma tarzları, sanki film çekiliyor gibi değil de sohbet eder gibi yapılan konuşma sahneleri bizlere tertemiz bir şekilde hitap etmektedir. Filmlerde kullanılan malikaneler, evler, yalılar vb mekanlar sanki o filmler için yapılmış gibi gelmektedir bizlere. Adile teyzesiyle, kel Mahmut'u ile, İnek Şaban'ıyla, Ferit'iyle, Zeki Metin'iyle, Deli Kadir'iyle, Sultan'ı ile, Kara Murat'ı ve daha bir çok unutulmaz kahramanı ile eski Türk filmleri her zaman kafamızda ve kalbimizde yerlerini almışlardır.

O zamanlardan bu zamanlara kadar gelen kült olmuş filmler bulunmaktadır hala. Şimdi bile yayınlansa bile büyük paralar verilip de çekilen şimdiki filmlerden çok izlenen eski filmler var hala. Bizler milletimiz olarak eski sanatçılarımızı vefamızı pek gösteremesek de onları her zaman çok sevdik ve sevmeye de devam edeceğiz.

Bugün hala onlarca tekrarını izlediğimiz halde bile bizi bu kadar güldüren, duygulandıran ve düşündüren sahnelerdeki oyunculuk ruhunu veren Kemal Sunal'dan Kadir İnanır'a, Türkan Şoray'dan Adile Naşit'e kadar bütün büyük sanatçılarımıza teşekkürlerimi sunuyorum ve aramızda olmayan sanatçılarımızın mekanını Allah Cennet eylesin.