Sörf; genel olarak kıyıya yaklaşan yüksek boyutlu dalgalar üzerinde ya da rüzgâr gücünün yeterli seviyede olduğu ortamlarda değişik boyutlardaki tahta, tahtaya ilave olarak yelken veya paraşüt ile yapılabilen bir su sporudur.

Tarihsel geçmişi on sekizinci yüzyıla dayanan sörfün, ilk olarak Tahiti’de ortaya çıktığı varsayılmaktadır. Tanımdan da anlaşılacağı gibi sörfün, Dalga sörfü ve Rüzgâr sörfü olmak üzere iki alt türü bulunmaktadır. Sörf denilince genel olarak insanların aklına gelen tür olan dalga sörfü, sörfçünün tahta üzerinde kıyıdan uzaklaşması ve sonrasında kıyıya yaklaşan dalgaya sörf tahtasıyla girip estetik ve akrobatik hareketlerini yapıp dalganın gücüyle tahtanın üzerinde sahile kadar ya da hedeflediği yere ulaşmasıyla son bulur. Devasa dalgalara ihtiyaç duyulan dalga sörfünde çevrenin coğrafi koşulları önemli bir yer tutmakta ve tam anlamıyla bu spora uygun yerler okyanus dalgalarının görülebildiği yerler olmalıdır. Kıyıdan en az 100 metrelik bir uzaklıkta yapılan dalga sörfü, kıyıdan oldukça uzakta açık denizde de yapılabilir.

Dalga sörfünde genel olarak ‘"malibu"’ adı verilen tahtalar kullanılmakta ve dalga sörfünün kendi içinde uzun veya kısa sörf tahtası tercihlerine göre oluşan alt dalları bulunmaktadır. Dalga sörfünün yaygın olarak yapılabildiği bölgeler Amerika'’nın batı sahilleri, Avustralya ve Peru gibi ülkelerdir. Spor haline gelmesi uzun süren sörfün Uluslararası Sörf Federasyonu Peru’da kurulmuştur. Dünya üzerinde bu dalda yapılan yarışmaların ödüllerini bu üç ülke dışında alabilen fazla ülke çıkmamıştır.  Ülkemizde Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında nadir olarak yapılma imkânı vardır. Yapılabilecek yerler İstanbul- Şile, Kocaeli- Kerpe’ dir. Diğer tür olan Rüzgâr sörfüyse, üzerinde yelkeni de barındıran sörf tahtası üzerinde yapılabilen bir türdür. Bu türde amaç uygun rüzgârı yakalayıp olabildiğince uzun süre ilerleyebilmektir. Bir nevi yelken sporu olan rüzgâr sörfü 2 ile 5 metre arasındaki boyutlarda bir tahta ve yelkenle yapılan, rüzgârın gücünü kullanmayı amaçlayan denge, güçlü kol kasları ve yoğunlaşma gerektiren bir spor dalıdır.

Genel olarak saatte 0 ile 95 km hız arasında esen rüzgârla yapılan bu tür spor, eğlence amaçlı olarak saatte 25 ile 40 km hızla esen rüzgârda da yapılabilmektedir. 1960’'lı yıllarda fikirleri ortaya atılan ve 1960'’lı yılların sonlarında doğan rüzgâr sörfünün kitlelere yayılması 1970'’li yıllara denk gelmiştir. Oldukça genç bir spor dalı olan rüzgâr sörfü, dalga sörfü gibi karakteristik doğa koşullarında bağımsız olduğu için uygun rüzgârın yakalandığı her ortamda yapılabilir.  Yarışmaları hız, etap yarışı, serbest stil, slalom, süperX isimli birbirinden farklı bazı türleri içerir. Ülkemizde bu sporun bilinirliğinin artması, sevilmesi ve yayılması 2000’li yılların başında gerçekleşmiştir. Ülkemizde doğal koşulların oldukça elverişli olduğu rüzgâr sörfü İzmir- Alaçatı’da, Muğla- Akyaka’da, Gökçeada’da, Hatay- Samandağ’da, Antalya- Side’ de yapılabilmektedir. Böylesine genç bir spor olan rüzgâr sörfü çok kısa sürede farklı fikirlerin uygulanmasıyla oldukça popüler bir alt tür oluşturmuştur.

Özgün adı "‘kitesurfing- kiteboarding"’ olan bu tür, rüzgâr sörfünde kullanılan yelken yerine bir paraşüt içermekle birlikte sporcunun tutunduğu paraşütle birlikte hareket etmesini ve uygun anlarda yerden 50 metre yükseğe kadar çıkabilmesine imkân sağlayan bir extreme spordur ve çeşitli rekorları içinde barındırmaktadır. Kitesurfing veya kitesurf- kiteboard ( Türkçe olarak uçurtma sörfü veya paraşüt sörfü gibi alternatif adlandırmaları olan) bir nevi paraşütün ve sörfün birleşimidir.  Dünya üzerinde profesyonel bir spor dalı olarak gelişme gösterirken ülkemizde daha çok bir eğlence dalı olarak gelişmiştir. Aynı zamanda oldukça dikkat çeken ve popüler olan bu tür Ege ve Akdeniz Bölgesi sahillerinde bazı yerlerde yapılabilmektedir.