Yerebatan Sarnıcı (Sarayı) ya da Batık Saray (Sarnıç); yabancı kaynaklarda ise ‘Bazilika Sarnıcı’, Doğu Roma (Bizans) mimarisi özellikleri gösteren bir tarzda yapılmış ve İstanbul (Konstantinopolis) ’da bulunan su sarnıcıdır. Yüksekliği 140 ile 143 metre genişliği ise 65 ile 70 metre civarında olan sarnıç, yağmur sularını biriktirmesi amacıyla Doğu Roma (Bizans) İmparatoru Justinyen tarafından altıncı yüzyılda (tahmini olarak m. s 542) yaptırılmıştır. Bazı kaynaklar sarnıcın 100. 000 ton su tutma kapasitesiyle inşa edildiğini ve inşa aşamasında 7 bin civarında kölenin kullanıldığını söylemektedir. Yapılış amacı Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’nun Büyük Konstantinopolis Saray’ının su ihtiyacını karşılamaktır.
Mimari Özellikleri
Planına yirmi birinci yüzyıl başlarında Alman Denizaltıcıları'nın ulaşmayı başardığı ve günümüzde de içerisinde 1 ile 1, 5 metre arasında bir yükseklikte az bir miktar su bulunan sarnıç, İstanbul’daki en büyük kapalı sarnıçtır. Suların içinden yükselen mermer sütunları yüzünden içerisine girildiği anda insanda sonsuz bir ormanda geziyormuş hissi veren sarnıç, Ayasofya binasına göre güney- batı tarafında kalmaktadır. Mimari açıdan incelenildiğinde yapının, ağırlığı haç biçimindeki tonozlar ve yuvarlak çatı kemerlerinin yardımıyla sütunların üstüne yüklenmiştir. Sütunların büyük kısmının üstü oyma ve kabartma yöntemleriyle süslenmiştir. Tarihsel değeri oldukça yüksek olan sarnıcın içinde 336 sütun bulunmakla birlikte, en önemlileri Roma dönemi heykeltıraşlığın simgelerinden olan başı ters duran Medusa Heykeli'nin bulunduğu iki sütundur.
Mitolojik öğelerin bulunduğu her yerde olduğu gibi sarnıçtaki Medusa Heykeli'’nin de çeşitli efsaneleri bulunmaktadır. Bazı kaynaklar Medusa Heykeli’nin sarnıca koyulmasının Medusa’nın korkutuculuğunu kullanılıp özel yerleri zarar verme potansiyeli olan insanlardan korumak amacıyla yapıldığını iddia ederken, bazı kaynaklar ise Medusa’nın insanları taşlaştırması ve bu sayede kazanılan savaşlara atıfta bulunulduğunu ve heykelin bu yüzden sarnıca koyulduğunu iddia etmektedir. Bir diğer kaynak ise Medusa’nın başı ters bir şekilde koyulmasını batıl inançlara ve mitolojiye bir tepki olarak yorumlamaktadır. Mimari açıdan bakılınca, bazı kaynaklar sütunların bulundukları yerden sökülen Medusa Heykeli ile boyutlarının uygunluğu nedeniyle desteklendiğini kabul etmektedir. Tarihsel değeri ve gezilip görülecek yerler arasında üst sıralarda olsa da sarnıcın taşıdığı rutubet oranı yüzünden astım hastaları veya akciğer zayıflığı yaşayan kişiler tarafından ziyaret edilmesi, sorunlara yol açabilmektedir.
Yüzlerce yıl boyunca etkin olarak kullanılan sarnıç, günümüze ulaşana kadar birçok defa restorasyona uğramıştır. Osmanlı Devleti döneminde 1700’'lü yılların başlarında ve 1800'’lü yılların sonlarında sarnıç iki defa onarılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de 1960, 1980 ve 1990 'lı yıllarda çeşitli bakım, onarım görmüştür.
Sarnıç; günümüzde tarihsel değerinin ve müze olmasının yanı sıra, ulusal ya da uluslararası birçok etkinliğinin ev sahipliğini de yapmaktadır. Çoğu zaman popüler kültür öğesi olarakta gündeme gelen sarnıç, 1963 yapımı bir James Bond filmine, bazı video oyunlarına ve birçok romana konu olmuştur. Konu olduğu romanlar içerisinde en ünlüsü ve oldukça fazla insana ulaşanı Dan Brown’ ın orijinal adı Inferno ( Cehennem) olan ve sarnıç aracılığıyla tüm dünyayı hedef alan biyolojik bir saldırıdan söz edilen eseridir. Popülaritesi oldukça yüksek olan bu görkemli tarihi eser günümüzde de halka ve etkinliklere açık bir şekilde varlığını sürdürmektedir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.