Atiklik, çeviklik, kuvvet gibi beden yeteneklerini geliştirme esasına dayanan ve koşu, atma, atlama hareketleriyle yapılan, çeşitli dallarda tek başına icra edilen vücut çalışmalarına atletizm denilmektedir.   Olimpiyatların esası olan atletizm, ana spor sayılır.

Kökü, eski Yunancada başarı, armağan, savaş, kavga anlamlarına gelen Athlos sözcüğüdür. Çeşitli mesafeler üzerinden yapılan sürat ve mukavemet koşularıyla, disk atma, cirit atma, gülle atma, çekiç atma, tek adım(uzun) atlama, üç adım atlama, yüksek atlama, sırıkla atlama dallarına ayrılır. Ayrıca beş yarıştan kurulu pentatlon ve on yarıştan kurulu dekatlon bölümleri de mevcut bulunmaktadır. Atletizm günümüzde çok yaygın bir şekilde yapılan bir spor dalını oluşturmaktadır.

Atletizmin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Çünkü insan bedeni her daim vardı. Ancak bir spor olarak benimsenmesi eski Yunanlılara dayanmaktadır. Çin, Hindistan, Mezopotamya, Mısır ve Girit' de yapılan tarihi kazılarda bu sporun yıllar öncesinden var olduğunu kanıtlayan belgeler ele geçirilmiştir. İlk atletizm yarışmalarının MÖ. 1453 yılında Yunanistan'da Tanrıça Athena'nın(zekâ, sanat tanrıçası) adına Pan Athenian Oyunları olarak düzenlendiği elde edilen tarihi eserlerden bilinmektedir.

Eski Yunan'da düzenlenen atletizm yarışmalarının en önemlisi ise, Zeus onuruna düzenlenen Olimpia yarışması olmuştur. Bu sporda hız koşuları olan Dromos, uzun mesafe koşuları olan Dolioshos, silahlarla kuşanılmış olarak yapılan Hoplites, ellere meşaleler alınarak koşulan Lampadedromia ile Halma adıyla anılan uzun atlama, Discabolia denilen disk atma ve Acontismos diye adlandırılan cirit atma ve Penthatlon denilen beşli yarışlar atletizmin temelini oluşturmuştur. Yapılan tarihi araştırmalardan eski Romalıların ve Meksika'daki Mayaların da atletizm ile uğraştıkları ortaya çıkmıştır. O dönemlerde bu bölgelerde yapılan atletizm özel bir önem taşımaktaydı çünkü o toplumlarda atletizm kutsal sayılmaktaydı. Hıristiyanlığın yayılmasından sonra ise atletizm, putperestlik sayılarak horlandı ve bazı yerlerde yasaklanıp gözden düştü. Atletizm bu dönemlerde büyük bir gerileme gösterdi. Atletizmin yeniden doğuşu ise İngiltere adalarında oldu.

XII. yüzyıl başlarında İngiltere Kralı I. James, 1617 yılında Pazar ve tatil günleri spor yapma yasağını kaldırınca atletizm tekrar büyük bir canlanma gösterdi. XIX. Yüzyılın başlarında sporcuların yalnız birbirini geçmelerinin saptanmasıyla yapılan derecelendirme ile yetinilmeyerek zaman ölçüsüne de önem verilmeye başlandı. Daha sonraları atma ve atlamalarda uzunluk ve yükseklik mesafeleri de ölçülmeye başlandı. Çok kısa bir zamanda tüm İngiltere'yi saran atletizm yarışmaları, İngiltere'den sonra Amerika'ya geçti. 1861 yılında ilk atletizm kulübü Mincing Lane Athletic Amerika'da kuruldu. Daha sonra 1877 yılında İngiltere ile İrlanda arasında uluslararası atletizm yarışmaları düzenlendi. 1913 yılında bu spora yeni bir yön vermek amacıyla Uluslararası Atletizm Birliği kuruldu. O günden sonra bu spor dalında, kuralların ve yönetmeliklerin hazırlanması ve organizasyonların yapılması görevi Uluslararası Atletizm Birliğine verildi.

Osmanlı İmparatorluğunda ise, 1870 yılında Galatasaray Lisesi'ne gelen beden eğitimi öğretmeni Curel ilk atletizm çalışmalarını başlattı ve böylelikle Osmanlı Devleti de atletizmle tanışmış oldu. İlk yarışmalar bu beden eğitimi öğretmeni sayesinde Kâğıthane'de yapıldı. 1900'den sonra atletizm çalışmaları diğer okullarında ilgisini çekmeye başladı ve böylece atletizm Osmanlı Devletinde yayılmaya başladı. 1924 Paris Olimpiyatlarında kazanılan deney Türk atletizminde dönüm noktası oldu. Almanya'dan getirilen antrenör(çalıştırıcı) Alexi Abraham modern atletizm çalışmalarını başlattı. 1939'da başlayan Balkan Oyunlarında Türkiye, 1940'da atletizmde Balkan Şampiyonluğunu kazandı. Bu arada Türk atletizm ekibi Doğu Akdeniz Şampiyonluğunu iki yıl arka arkaya kazandığı gibi, Londra Olimpiyat Oyunları'nda Olimpiyat üçüncülüğünü kazanma başarısını da gösterdi. 1940 yılından sonra Türk atletizmi yükselmeye devam etti. Ancak bu yükseliş 1950'li yıllara kadar sürdü. 1960 yılından sonra Türkiye'de atletizme ilginin ve desteğin azalmaya başladı. Bu tarihten itibaren atletizm sporuyla uğraşan sporcu sayısında büyük bir azalış oldu. Bu dönemden başlayarak Türk atletizmi birkaç yetenekli sporcunun kişisel başarısıyla yetinmek zorunda kaldı.

Türkiye'de atletizm çalışmaları Türkiye Atletizm Federasyonu tarafından yürütülmektedir. 1923 yılında kurulan Türkiye Atletizm Federasyonu, Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonuna(IAAF) bağlı bulunmaktadır. Türkiye'de atletizm faaliyeti, IAAF'ca kabul edilen uluslararası dallarda yapılmaktadır. Türkiye'de çok az sayıda belli başlı bağımsız atletizm alanı bulunmaktadır. Bunlardan biri Ankara'da diğeri ise İzmir'dedir. Bunlardan başka İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa gibi illerde statlarda atletizm pistleri bulunmaktadır. Türkiye'nin tartan adı verilen plastik-kauçuk karışımı maddeden oluşan tek pisti İzmir Atatürk stadındadır.

Atletizmin kuralları

Sürat Yarışları: Genişliği her atlet için en az 1. 22 metre olan ve kura ile belirlenen kulvarlarda(şerit) koşulur. Önce yer, daha sonra hazır ol komutu ve tabanca atışı ile sporculara çıkış verilir. İşaretsiz çıkış, çıkışın tekrarını gerektirir. Ancak aynı atletin hatayı yinelemesi sporcunun yarıştan çıkartılmasına neden olur. Atlet yarışı ipi göğüsleyerek bitirir. Bu ip yerden 1. 20 metre yukarıdadır ve sporcunun vücudunun herhangi bir ucunun ipe değmesi yeterlidir. Sonuç, kronometre(süre ölçer) ve foto finiş(varış) ile saptanır.

Bayrak Koşuları: Bayrak koşuları takım koşularıdır. Takımlar ise dörder kişiden oluşur. Her atlet kendi hissesine düşen yeri yani toplam mesafenin dörtte birini koşmak mecburiyetindedir. Bayrak yarışı 4*100 ve 4*400 ile olur. Ekibin ilk atleti koşusunu bitirdikten sonra elindeki sopayı( bu sopa =. 30 m boyundadır) 20 metrelik alan içinde takım arkadaşına verir, böylece yarış dört kişi arasında devam ettirilerek bitirilir.

Dekatlon: 10'lu yarışma grubudur. İlk gün 100 metre, gülle atma, uzun ve yüksek atlama, 400 metre yarışları; ikinci gün 110 metre engelli, disk atma, sırıkla atlama, cirit atma ve 1500 metre yarışları yapılır. Yapılan her yarışmaya ayrı ayrı puan verilir. Derecelendirme toplam sonuçla elde edilir.

Engelli Yarışlar: Erkekler için engellerin ağırlığı en az 10 kg kadınlar için 8 kilogram, engel yüksekliği ise erkeklerde 1. 06 ile 0. 914 metre; kadınlarda 0. 762 metre olmak zorundadır. Yarışlarda 10 engel konulur. Son engelin varışa yani bitişe uzaklığı 400 metre engellide 45 metre; 100 metre engellide ise 10. 02 metredir. Elden güç alınarak aşılan 3 bin metre steple yarışında tam 28 engel bulunur. Her bir engelin yüksekliği ise 0. 914 metredir. Diğer yandan 0. 76 metre derinliğinde 7 hendeğin aşılması gerekmektedir.

Çekiç ve Gülle Atma: Birincisi 2. 135 metre, ikincisi 2. 50 metre çapındaki bir daire içinde yapılır. Bu sırada sporcunun vücudunun hiçbir bölümü daire dışında yere değmemelidir. Eğer sporcu daire dışına çıkarsa yarış dışı kalır. Atan kişinin çember dışına çıkması için atılanın yere düşmesi beklenir. Cirit'te atlet istediği mesafeyi gerilip hız almak için kullanabilir. Ölçü; atılan nokta ile yere değme noktasıdır. Gülle; içine kurşun akıtılmış dökme ya da pirinçten bir top olup ağırlığı 7. 257 kilogramdır. Disk ise tahta ya da metalden bir dairedir ve 21, 9 cm çapındadır. Ağırlığı ise 2 kilogramdır. Çekicin ucunda güllesi ve örgü teli mevcuttur. Toplam uzunluğu 122cm, ağırlığı 7. 257kilogramdır. Cirit, ucu madeni tahta ya da metal karışımı bir mızrak olup 2. 60 m boyunda, 25-30 mm kalınlığında ve 800 gram ağırlığındadır. Bu atma aletlerinin durumu kadınlar için değişmektedir.

Atlamalarda her yarışmacının 3 kere deneme hakkı vardır. Hız alma mesafesi bu bölümde sınırlı değildir. Atlamalarda çıtayı düşürmek( 3 denemede) yarıştan elenmeye sebep olur. Her başarılı atlayış ise, bir üst yükseklikte 3 yeni atlama hakkı kazanmayı sağlar. Uzun atlamada esas, çıkış hattı ile kum havuzunda bırakılan izdir. 3 adımla çıkış işareti tahtasının, atlama havuzuna uzaklığı 11 metredir. Kros, atletizm pistinin dışında yapılır ve genellikle uzun ve kulvarsız(şeritsiz) olan bir yarış türüdür. Maraton yarışları ana yollar üzerinde yapılır. 42. 195 metre uzunluğunda bir parkur esas tutulur. Çok uzun bir mesafede koşulacağından dolayı bu yarışmada yarışacaklara, önceden doktor raporu verilmelidir. Doktor raporu alamayan yarışmacı maraton yarışmasına katılamaz.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi