Son yıllarda sıklıkla duyulan bir kavram olan Avrupa Kültür Başkenti tanımı 1980'li yıllarda ortaya atılmış bir kavramdır. Öneri olarak duyurulmuş bu kavramı öne atan kişi ise, 1985 yılında, zamanın Kültür Bakanı Melina Mercouri'dir.
Yunanistan Kültür Bakanının bu önerisi dikkate alınmış ve ilk Avrupa Kültür Kenti olarak, fikrin ortaya atıldığı yıl, Yunanistan'ın başkenti Atina seçilmiştir. İlk Avrupa Kültür Kenti özelliğini taşıyan Atina, bu dönemde hem sosyo-ekonomik, hem de kültürel açıdan oldukça fazla gelişme göstermiştir. Bu dönemde Atina'yı cazibe şehri haline getiren bu sistemin adı, 1999 yılında, Avrupa Kültür Başkenti olarak değiştirilmiştir.
Avrupa Kültür Başkenti, 2000 yılına kadar sadece tek bir şehre verilirken, bu yıldan itibaren yeni bir seçim sistemi belirlenmiş ve bu unvan, birden fazla şehre verilmeye başlanmıştır.
Dünya çapında oldukça fazla ilgi gören bu unvan, 2010 yılında İstanbul'a verilerek, Türkiye'ye gurur kaynağı olmuştur. Unvan verilecek kent seçiminde, kentlerin tarihi, mimari ve kültürel özellikleri ön planda tutulmaktadır.
Hiç şüphesiz ki bu unvan, verildiği ile ve ülkeye, turizm açısından çok önemli bir gelir sağlarken, aynı zamanda, ülkeyi ve kenti bütün dünyaya tanıtmış olur. Getirdiklerine bakıldığında çok fazla avantajı olan bu unvan, 2012 yılında Portekiz'in Guimaress ve Slovenya'nın Maribor kentine verilmiştir. 2013 yılında ise bu ünvanın sahibi olan kentler, Fransa'nın Marseille ve Slovakya'nın Kosice kentleridir.
Ayrıca Avrupa Kültür Başkenti takvimine göre, bu unvan 2022 yılında tekrar Türkiye'de bir kente verilecektir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.