Bitkiler, yeryüzünün en çok çeşitlilik gösteren canlı organizmaları ve yaşamın vazgeçilmez parçalarıdır. Dünyada en fazla bulunan canlı grubu olan bitkiler doğada; ot, çalı ve orman gibi farklı yapılarda ve türlerde bulunurlar.
Her bitki türü gelişimine, özelliklerine ve karakterine göre farklı bir işlev taşır. Bahçelerde görebileceğimiz, besin maddesi üreten meyve ağaçları, kısa ve sık olarak büyüyen çimler ya da bol yağış alan ormanlık alanlardaki makiler, bitkilere verebileceğimiz örneklerdendir. Saydığımız bu örneklerin her birinin görevi ve işlevi, yapısı ve özellikleri birbirinden ayrıdır.
Bitkiler, bulundukları bölgelerin özelliklerine göre şekillenir ve çeşitlenir. Bitkilerin gelişimini etkileyen faktörler, iklim tipi, yer şekillerinin yapısı, yeryüzünün yükselti seviyesi, toprağın yapısı ve diğer biyolojik unsurlardır. Örneğin, iklimin sıcak ve kurak olduğu bölgelerde, ormanlık alana az rastlanır, bitki örtüsü daha çok kuru otlar ve çalıların oluşturduğu tundralardır. Toprak yapısının kaliteli olduğu ve toprağın mineraller ve organik maddeler açısından zengin olduğu yerler, meyve veren bitkileri yetiştirmeye uygundur. Ülkemizde İç Anadolu bölgesinde, yazın kurak, kışın olduğundan dolayı buğday kolaylıkla yetiştirilebilir, Karadeniz bölgesi ise yıl boyunca aşırı miktarda yağmur aldığı için sık makiler ve büyük ormanlarla kaplıdır. Bu verdiğimiz örneklerde olduğu gibi bazı faktörler, bitkilerin oluşumunda, tipinde ve gelişiminde büyük oranda etkilidir. Bu unsurları aşağıdaki gibi sayabiliriz;
İklim koşulları, sıcaklığın derecesi, yağışların yoğunluğu ve rüzgarların etkisi olarak açıklanabilir. Bitkilerin gelişiminde en önemli faktördür. Sıcaklık derecesinin düşük olduğu soğuk bölgelerde, bitkilerin gelişmesi ve büyümesi daha zordur. Çünkü toprak, soğuk hava nedeni ile donar ve bitkiler olması gereken şekilde beslenemezler. Bütün canlıların ihtiyacı olduğu gibi, bitkilerin de suya ihtiyacı vardır. Yağmur veya karın sık yağdığı bölgelerde bitki örtüsü daha sık ve gür olmakla birlikte, az yağış alan kurak bölgelerde seyrek ve kurudur. Rüzgar, bitkiler için oksijen getiren, fakat aşırı olduğu durumda bitkilere zarar veren bir özellik taşır.
Yeryüzü şekillerinin engebeli veya düz olması, bitkiler üzerinde etkilidir. Eğimin fazla olduğu dik yamaçlarda, tohumlar daha zor ve geç filizlenir. Eğimin az olduğu yerlerde ise toprak kaybı gerçekleşmediği için, tohum geçişi ve filizlenme daha kolaydır. Güneşin dik olarak vurduğu veya bitkinin beslenmesi için yeterli olabilecek düzeyde güneş ışığı alan yönlerde, bitkiler daha erken olgunlaşır ve serpilir. Denize doğru olan yamaçlardaki bitkilenme, yağışın fazla olması sebebi ile daha sık ve yoğundur. Yer şekillerinin yükseltisi arttıkça, bulunulan alanın sıcaklık derecesi düşer ve hava soğur. Yine aynı şekilde, yükseklik arttıkça yağış miktarı da artar. Toprağın yapısı, bir bitki için oldukça önemlidir. Çünkü bitkilerin temel beslenme kaynağı topraktır. Bu nedenle mineraller ve organik maddeler açısından toprağın zengin olduğu bölgeler bitkiler kolayca ve kısa zamanda tohumlanır, gürleşir ve büyür. Kayalık bölgelerde bitki örtüsü görülmediği gibi, toprağın killi veya aşırı tuzlu olduğu arazilerde de bitki oluşumu zordur.
Biyolojik faktör olarak adlandırılan canlılar, bitki örtüsünü hem olumlu hem de olumsuz yönde etkilerler. Arıların bitkiden bitkiye tohum taşıyarak tohumlanmayı ve döllenmeyi hızlandırması, çeşitli böceklerin tohumları yayması, sayabileceğimiz olumlu etkilerdendir. Ancak, özellikle orman yangınları, bitki örtümüzü kaybetmemizde en büyük tehlikelerden biridir. İnsanların yol yapım çalışmaları, şehirleşmenin ormanlık alanlara doğru yürümesi ve yayılması, bitki örtüsüne zarar vermekle birlikte ormanlarımızı da yok eder.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.