02/12/2014 0:53
Böbrek taşı, idrarın idrar yollarına geçmeden önce topladığı böbrekte meydana gelir. Pek çok kadın böbrek taşının düşürmesini, doğum sancısından daha şiddetli olduğu ifade eder.

İdrarda bulunan ürik asit ve kalsiyum gibi maddeler kristalleşerek kümeleşir, kümeleşen maddeler böbrek taşını oluşturur. Küçük taşlar idrar yoluyla vücudu terk ederken, büyük taşlar ilerleyen idrar yolunda hasara yol açacaktır. Büyük taşlar şiddetli ağrı ile idrar yolunu tıkanmasına neden olur.

Böbrek taşları genelde genç ve orta yaşlarda oluşur. Erkeklerde böbrek taşı oluşması kadınlara göre daha yüksektir. Sıcak yerlerde yaşayan insanlar idrarda mineral birikmesinden kaynaklı olarak daha fazla görülür. Böbrek taşı düşüren insanlar tekrar düşürme olasılığı daha yüksektir. O yüzden böbrek taşı hastalığına yakalanmamak için önlemlerini almak daha mantıklıdır.  Çok eski devirlerde bile bu hastalık insanları sıkıntıya sokmuştur. Günümüzde de sık görülen bu hastalık birçok tedavi yöntemlerini geliştirmeye zorlamıştır. Son 20-30 yılda idrar yolu taşı görme, önemli derece artış olmuştur. Artışın nedenini beslenme alışkanların değişikliği ve az sıvı tüketimi olduğu düşünülmektedir.

Üreter taşı, kalis taşı, mesana taşı, renal pelvis taşı; idrar yollarında bulunan taşın, bölgeye verdikleri isimlerdir.  Böbrekler vücudumuzda filtre sistemi olarak çalışır ve kan sürekli olarak süzülür zararlı maddeler idrar yoluyla dışarı atılır. İdrarın yoğun olması, böbrek taşı oluşma riskini artırır. Tübül denilen üniterler idrar içerisine atılan tuzlar ve mineraller birikmesiyle kristalleşecek ve kristallerin birleşmesiyle taşları oluşturacaktır. Kumlu sebzeleri yıkamadan yemek ve incir, armut gibi tanecikli meyveleri tüketmek halk arasında bilinenin aksine böbrek taşını oluşturmaz. Oksalat, ürik asit maddeleri, idrarda yüksek kalsiyum böbrek taşı hastalığını oluşturur. Sitratın az miktarda bulunması kristallerin birbirine yapışmasını engeller taşın oluşmasına diğer bir nedende budur. Taşlar şiddetine göre büyüklükleri de değişir. Küçük taş bir pirinç tanesi kadar olurken büyük taş mandalina büyüklüğündedir.

İdrar Yolu Taşına Bağlı Yakınmalar Nelerdir?

Böbrek taşları radyolojik incelemeler sonucunda öğrenilebilir. Böbrek taşların genelde belirtileri yoktur.  Ağrı ve enfeksiyonun oluşmasının başlıca nedeni taşın büyük ve böbrek havuzcuğunun tıkamasıdır. İdrar akışını engelleyen diğer faktör, taşın hareket edip böbrekle mesane arasına girmesidir. Büyük sancılara yol açar. Ağrıların şiddeti bel bölgesinden başlayarak kasıklara doğru ilerler. Bu durum kusma, bulantı, karın şişliğine neden olabilir. Taş eğer idrar yollarını zedelerse kanama oluşur.

İdrar Yolu Taşı Tanısı Nasıl Konulur?

Rastlantısal olarak bazen taşlar saptanabilir. Yakınmaya yol açmadan, ultrasonografi cihazı sayesinde hastalara tanı konulabilir. Ultrasonografi cihazı ses dalgalarında faydalanarak yapılan görüntüleme sistemidir. İnsanın duyamayacağı şekilde frekans dalgaları yayar ve yansıyan dalgalar bilgisayar aracılığıyla görüntüyü ekrana yansıtılır. Bu denli bir teknolojinin böbrek taşı üzerindeki etkisi oldukça önemlidir. Tekrarlanan idrar yolları iltihabı, idrarda kanama gibi şikayetleri olan hastalara, aşağıda belirtilen incelemeler sonucunda kesin tanı konulmaktadır.

İntravenöz Pelografi (İVP): Kontrast maddenin, damar içerine verilerek böbreklerin fonksiyonları ve anatomisi ayrıntılı olarak incelenilir. Taşların böbrek içindeki yerleşkesini ve böbreğe verdiği zararları gösterir. Hamileler, böbrek yetmezliği olanlar ve kontrast maddeye alerjisi olanlar bu teknik kesinlikle uygulanmaması gerekmektedir.

Spiral Bilgisayarlı Tomografi (BT): Böbrek taşlarının değerlendirmesi ile altın standartı olarak görülen BT, röntgen ışınlarından yararlanarak tanı konulur. Çok kısa işlemlerden geçen bu inceleme, taşların boyutlarını da ölçer. 1-2 milimetreye kadar küçük taşlar görülür. BT, aynı zamanda taşın kırılabilirlik ölçütünü de hesaplayabilmektedir.

Direk Üriner Sistem Grafisi (DÜSG): Saydam olan böbrek taşlarını (opak) x ışını yardımıyla çekilen filmlerde görmek mümkündür. Üreter taşlar ve opak olmayan taşlar DÜSG tekniğiyle görüntülemek mümkün değildir.

Utrasonografi: Yüksek frekansta ses dalgaları yardımıyla, iç organları izler ve çıkan sonuçları bilgisayara aktarır. X ışını kullanılmamasına rağmen güvenli bir yöntem gibi gözüküyor. Güvenli olmasına karşın üreterde yer alan küçük taşlar gözükmemektedir.  İdrar yolu tanısı konulan hastalarda başka tetkikler yapılabilir. Eğer taş tedavisinde engelleyici önlemler alınmazsa, böbrek taşını tekrarlama riski artmaktadır. 5 yıllık süreçte hastalık %50 oranında tekrar çıkar. Tekrarlanan taş olaylarında metabolik değerlendirme yapılmalı ve daha dikkatli olunmalıdır. Metabolik değerlendirme yapılırken 24 saatlik süreçte idrar toplanılmaktadır. Alınan idrarda oksalat, kalsiyum, sitrat, ürik asit düzeyleri bakılır ve kan örneğinde fosfat, kalsiyum, inorganik, paratiroid hormon düzeyleri kontrol edilir.

Taş Oluşumu Artıran Faktörler

Kişisel ve Aile Öyküsü: Daha önce taş düşüren kişilerde 5 yıl içinde görülme olasılığı %50'dir. Ailenin herhangi birinde taş öyküsü var ise ailenin diğer bireylerinde görülmesi yüksektir.

Az Hareket veya Hareketsizlik: Çok uzun süre az hareket eden bireylerde veya yatalak hastalarda kemik erimesine bağlı olarak idrarda kalsiyum yükselir ve taş oluşma riski yükselir.

Yetersiz Sıvı Alımı: Sıcak iklimde yaşayanlar ve sıcak ortamlarda çalışan insanlar normalden daha fazla su tüketmesi gerekmektedir. Aksi takdirde su içilmez ise idrar içerisinde taş oluşma riski artar.

Bazı Hastalalıklar: Gut, sistinüri ve renal tübüler asidoz gibi nadir görülen hastalıklarda taş oluşma riskinin artıran faktörlerdir.

Yaş Cinsiyet Irkı: Beyaz ırkın siyah ırka göre taş oluşma riski yüksek olurken çoğunlukla böbrek taşı oluşan kişiler 30-50 yaşları arasındadır.

Diyet: Taş oluşturan riskin başında düşük lif içeren diyetler ve yüksek hayvansal proteinler gelir. Fazla tuz tüketimi böbrek taşını oluşturduğu yapılan araştırmalarda görülmüştür.

Pelvis denilen böbrek havuzcuğuna yerleşen taşlar mutlaka tedavi edilmeli, hastalık tedavi edilmediği takdirde iltihaba ve fonksiyon bozukluğuna yol açar. Kaliks gibi ceplerin içinde yer alan taşlar belirgin yakınmalara neden olmuyorsa belli aralıklarla izlem yapılması yeterli olacaktır. Ancak kaliks taşları hareketlenip üreter kanalına girip büyümesi halinde iltihap, kanama ve ağrı gibi sorunlar çıkabilir. Kaliks taşları tedavi edilmesi doktorlar tarafından önerilen bir durumdur.

Taşlar Nasıl Tedavi Edilir?

Medikal Tedavi

Bu tedavide 5 mm. ye kadar büyük olan taşların bol su alımı, ilaç tedavisi ve ağrı kesici ile düşürülebilir. Taş boyutu büyüdükçe müdahale ile düşürme ancak olası hale gelir.

ESWL (Vücut dışından şok dalgaları ile kırma)

ESWL, en çok tercih edilen böbrek taşı tedavisidir. Taş üzerine yapılan vücut dışından şok dalgalar, taşları kırarak küçük parçalar haline getirir ve idrar yoluyla atılır. Tedavi sırasında duyulan acılara karşı hafif anestezi verilir ya da sakinleştirici kullanılır. Sakinleştirici doktorların daha çok tavsiye ettiği durumdur. Taş kırma işlemlerinden sonra idrar yoluyla taş parçacıkların vücuttan atılması haftalarca sürebilir. Uzun süren süreçlerde hasta ağrı hissedebilir hatta idrar yolunda iltihaplanmalar oluşabilir. Ender olarak görülen başka bir durum ise üreter kanalında biriken kumlar, taşların geç dökülmesine sebep olur ve ek tedavi yapılması gerekebilir.

Perkütan Nefrolitotripsi (PNL)

ESWL ile kırılamayan 2 cm'den büyük taşları kırmaya yarayan güncel bir yöntemdir. Bel bölgesinde 1 cm'lik kesintinden böbreklerdeki taşlara ulaşılır ve taşlar o bölgeden çıkartılır. Bu işlemler sırasında genel anestezi uygulanır. Ameliyat endoskopik (kapalı ameliyat) yöntemle yapılır ve televizyona endokamera yardımıyla yansıtılır. Lazer taş kırıcı, pnömatik ve ultrasonik yardımıyla taşlar parçalanır. Ameliyat sonrası 2-5 gün süreyle böbreğe, idrarın dışarı atılması için bir tüp yerleştirilir.

Üretoroskopi

Taşlar, ESWL ile kırılamayıp üreter kanalından düşmezse, üretoroskpi tedavi yöntemiyle tedavi edilir. Üretoroskpi, idrar yolundan girerek uygulanan bir tür tedavi yöntemidir. Alt ve orta üreterdeki taşların ve kalis taşların tedavisinde kullanılır. Üretoroskpi tedavisinin aynı günü veya ertesi günü hasta taburcu edilir.

Böbrek Taşı Oluşumu Önlenebilir Mi?

Böbrek taşlarının oluşumunu yediğimiz yemeklerle, içtiğimiz su miktarları ile oluşum riskini azaltılabilir. Su tüketimi hastalar için çok önemlidir. Erişkin bir insanın idrarının ortalama 2 litre olması gerekmektedir. Sıvı alımı gün içerisinde eşit olarak sağlanmalı ve aşırı sıvı kaybında olan kişiler daha çok sıvı tüketmelidir.

Bütün besinleri sağlayan karma ve dengeli yiyeceklerle beslenilmeye ihtiyaç vardır. Sebze ve meyvelerdeki lif bezleri zenginliğinden dolayı tüketilmelidir. Ancak çay yaprakları, ceviz, buğday kepeği, roka, kakao, tere, ıspanak gibi oksalat bakımında zengin besinleri tüketilmemesi gerekmektedir. İdrarında yüksek miktarda oksalat olanlar için önemli bir öneridir. Hayvansal proteinleri çok fazla tüketilmemeli, tüketilirse bile günlük sınır 150 gr olarak sınırlandırılmalıdır. Hastaların yedikleri yemeklerde belirli sınırda enterik hiperoksalüri dışında kalsiyum alınmaması gerekir. Ürik taşı hastalığı ve oksalat hastalığı olanlar hamsi, kümes hayvanların derisi, karaciğer, sardalya, böbrek tüketimi sınırlandırmalıdır.

Böbrek taşının oluşumunu önlemenin 3 önemli faktörü vardır. Bu önlemler alınmadığı sürece vücutta taş oluşum riskini artırır.

-Sakatat ve hayvansal proteinleri az tüketilmeli

-Günde ortalama 2. 5 litre veya üstü su içilmeli

-Az miktarda tuz tüketilmeli

Fazla tuz tüketiminin sadece böbrek taşında değil birçok hastalığa etki ettiğini biliyoruz.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi