Günümüz modern çağın en büyük sorunlarından ve hastalıklarından birisi olan kanser, özellikle son yıllarda görülme oranı bakımından büyük artış göstermektedir.

Kanserin birçok türü olmakla birlikte, özellikle "cilt kanseri" adı verilen kanser türünde bu artış oranı diğer türlere göre oldukça fazladır. Bundaki en büyük neden ise, ultraviyole ışınlara günlük yaşamda oldukça fazla maruz kalmaktır. Cilt kanserinin bir diğer adı da deri kanseridir. Bu hastalığın belirli bir kesimde görülme gibi bir durum söz konusu değildir. Güneş ışığının zararlı etkilerine maruz kalmış herkeste deri kanseri görülebilmektedir. Yapılan kanser araştırmaları sonucunda, dünyada en sık rastlanan türün cilt kanseri olduğu saptanmıştır. Tabi bu duruma sebep olan belli başlı nedenler mevcuttur.

Cilt kanseri deride görülen bir hastalık olmakla birlikte, vücudun baş ve boyun bölgesinde görülme ihtimali çok fazladır. Bu durum, güneşe maruz kalmayla değişebilmektedir. Öyle ki, vücutta yer alan herhangi bir bölge zararlı güneş ışığına maruz kalırsa, bu bölgede cilt kanseri oluşma riski fazladır. Bu noktada yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde, cilt kanseri görülme ihtimalinin yaşa ve de cinsiyete göre değişmediği anlaşılmıştır. Bu araştırma da, her insanın cilt kanserine yakalanma ihtimalini ortaya koymaktadır.

Deri kanseri olarak da adlandırılan cilt kanserine neden olan birçok durum söz konusudur. Bu durumların en önemlilerinden bir tanesi ise, "ultraviyole" adı verilen ışınlardır. Bu ışınlar, güneşten alınmaktadır. Gündelik yaşamın en önemli parçalarından birisi ise, güneş ışığına maruz kalmaktır. Bu maruz kalma duruma göre doğrudan ya da dolaylı olarak değişebilmektir. Ama neticede her insan günlük yaşamda güneş ışığına maruz kalır.  Güneş, dünyada yaşamın sürdürülebilmesi için en önemli yaşam kaynaklarından birisidir. Güneş, dünyanın ısı ve de ışık kaynağı olarak nitelendirilmektedir. Bu açıdan bakıldığında, güneş ışığının insanlar için zararlı olması ilginç olarak gözükebilmektedir. Ama bu durumun asıl nedeni, son yıllarda ozon tabakasının incelmesidir. Ozon tabakasının incelmesine dünyadan uzaya sıkça salınan gazların neden olduğu bilinmektedir. İncelen ozon tabakası nedeniyle, güneşin zararlı ışınları yani ultraviyole ışın adı verilen ışınlar ozon tabakası tarafından tutulamaz ve dünyaya ulaşır. Böylece de, güneşin yararlı ışınlarının yanında zararlı ışınları da dünyaya ulaşır ve insanlar bu zararlı ışınlara maruz kalmak zorunda kalır. Cilt kanserinin, ozon tabakasının incelmesine paralel olarak son yıllarda artış göstermesinin asıl nedeni budur.

İnsanlar için zararlı olan ultraviyole ışınların asıl kaynağı güneştir. Fakat son yıllarda ultraviyole ışın yayan lambalar da üretilmektedir. Bu durum, cilt kanseri tehlikesini artırmaktadır. Solaryumlar da, güneş ışınları dışında deri kanserine neden olan etkenlerden birisidir. Cilt kanserinin belirli bir kesim tarafından görülme ihtimali olmasa da, yapılan araştırmalarla bazı kişilerin cilt kanserine yakalanma oranının diğer kesimlere göre biraz daha fazla olduğu saptanmıştır. Özellikle; açık bir tene sahip olan kişiler, açık havada güneş altında çalışanlar, ailede herhangi birinde deri kanserine yakalanmış olanlar ve de cildi sürekli kimyasal maddelere maruz kalan kişilerde cilt kanserine yakalanma ihtimali biraz daha fazladır.

Cilt kanserinden korunmak için birkaç önlem gereklidir. Bu önlemlerin en başında ise, güneş kremi gelmektedir. Kaliteli güneş kremlerinin kullanılması da oldukça önemlidir. Güneş kremleri, cildi güneşin zararlı ışınlarından korumaktadır. Yine, güneşin en tepede olduğu saatlerde dışarı çıkmamak da alınabilecek önlemler arasında sayılmaktadır. Çocuklarda ise, güneşin tepede olduğu saatlerde kol ve bacaklarının örtünmesi büyük önem taşımaktadır.

Cilt kanserinin tedavisinde, erken teşhis oldukça önemlidir. Kanser, cildin küçük bir bölgesinde görülüyorsa, hastalık elektrik akımı, kazıma yöntemi ya da lokal anesteziyle yapılmaktadır. Cildin büyük bölgelerinde görülen kanser de ise tedavi için, radyoterapi, kemoterapi ve de kriyoterapi yöntemleri uygulanmaktadır.