Çocuk felci hastalığı, ateş, baş ağrısı, kusma, yorgunluk, sırt ağrıları gibi grip vakalarında bile görülebilecek belirtiler taşıdığından sinsi bir hastalık olarak nitelendirilir. Bu hastalığın belirtileri bu denli hafifken maalesef virüse yakalanan hasta için ağır sonuçlar doğurabilmektedir.

Dünyada gelişmemiş yada savaş, doğal afetler gibi çeşitli nedenlerden dolayı hijyenik ortam sağlayamayan pek çok ülkede çocuk felci hastalığı bulunmaktadır. Ancak 2015 yılına kadar dünyanın bu virüsten tamamen sıyrılmasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Türkiye için ise 1998 yılından bu yana çocuk felci vakası görülmemiştir. Ülkemiz, 21 Haziran 2002 yılında Dünya Sağlık Örgütünce Çocuk felcinden arındırılmış bölge olarak kabul edilmiştir

Çocuk felci virüsü ağız yoluyla bulaşan bir virüstür. Virüsün yayılması, hastalığa yakalanan kişinin ağzından çıkan tükürükten etkilenmesiyle ya da dışkısında bulunan virüsün, sinekler yoluyla yiyeceklere geçmesiyle olabilir. Virüs vücuda geçtiği gibi etki göstermemekte yaklaşık bir haftalık bir kuluçka süresi bulunmaktadır. Kuluçka süresi ardından bulantı, kusma, baş ağrısı, sırt ağrısı gibi ilk belirtileri ortaya çıkar. Hastalığın adı her ne kadar çocuk felci olarak geçse de büyüklerin de bu hastalığa yakalanma riski bulunmaktadır. Özellikle aşırı yaşlı insanlar, hamileler en az çocuklar kadar risk altında bulunduğundan, onlar için de bu hastalığa karşı önlem alınmalıdır. Önleyici aşıları bulunan çocuk felci hastalığının maalesef tedavisi yoktur. Felç hayat boyu devam edebileceği gibi, ölümle de sonuçlanabilir. Bu hastalıktan korunmak için düzenli aşılanmak ve hijyenik bir ortam sağlamak önemlidir.

Çocuk felci aşısı ağız yoluyla ve enjeksiyon yoluyla yapılan aşı olmak üzere iki çeşittir. Bebeklik çağından itibaren düzenli aralıklarla yapılan bu aşılar sayesinde çocuklarınızı bu sinsi hastalıktan koruyabilirsiniz. Ancak virüsten tamamen korunmak için, çocuğunuz ve kendiniz için hijyen kurallarına da dikkat etmeniz gerekmektedir. Ellerinizi ve gıdalarınızı yıkama alışkanlığını edinmek bu hastalıkla bilinçli mücadele için önem arz etmektedir.