İnsan bedeninin en önemli organlarından bir tanesi kalptir. Aslında 21. Yüzyıla kadar en önemli organın kalp olduğu kabul edilirken 21. Yüzyıldan sonra beyin( mantık ) en önemli organ olarak kabul edilir oldu.
Kalp, vücudumuzun hemen hemen ortasında bulunmaktadır. Bu organ sadece anatomik olarak önemli değildir. Duygusal manada da kalp, birçok dinde, birçok dünyevi inançlarda önemli bir yere sahiptir. Bütün dinlerde Müslümanlıkta, Budizm'de, Hıristiyanlıkta vs. kalp çok önemlidir.
Bir insanın iyi niyetini ve temizliğini dile getirmek için" kalbi çok temiz insan" denilir. Bundan dolayı kalp sadece kan pompalayan bir organ değil, duygusal olarak da çok önemli bir organdır. Aslında insan bedenide kalbin çok önemli bir organ olduğunun farkında olduğundan dolayı birçok hareketi kalbi korumak adına yapmaktadır.
Birini sevdiğimizi belli etmek için sana kalbimi açtım denilmektedir. Bu söz benim için sen dostsun, arkadaşsın, sevgilisin, sana karşı bir fesatlığım yok, sana karşı bir duvarım ya da direncim yok anlamına gelmektedir.
İnsanlar kucaklaşırken kollarını açarak karşı tarafa kalbini açtığını göstermek istemektedirler. Bu hareket, karşı tarafa seni seviyorum, sana en değerli organımı kalbimi açıyorum anlamına gelmektedir. Kucaklaşınca göğüslerimiz yani kalplerimiz birbirine değer ve karşı tarafa seni seviyorum imajı verir.
Elleri göğüs hizasında kavuşturmak, kalbimizin önüne kollarımızla bir engel koymaktır ki bu hareket, sana kapalıyım, seni dinlemek istemiyorum, sana karşı bir muhabbet beslemiyorum, seni yakınımda görmek istemiyorum, senden hoşlanmıyorum, seninle karşı karşıya oturmak istemiyorum anlamlarına gelmektedir.
İnsanlar karşılarında sevdikleri, hoşlandıkları birilerini gördüklerinde kollarını yanlara doğru açarak sarılmak için karşısındaki kişiye doğru giderler. Bu hareket, sana kalbimi açtım, seninle aramızdaki bütün engelleri kaldırdım, sana karşı kötü bir niyetim yok, seninle beraber olmak, seninle yan yana olmak benim çok hoşuma gidiyor anlamlarına gelmektedir.
Bir kişi çok mutluyken, herhangi bir şeyden gurur duyarken göğüsüm kabardı demektedir. Çünkü göğsü dışarı doğru çıkarmak herhangi bir konuda çok mutlu olduğumuzun ve gururlandığımızın bir göstergesidir. Dolayısıyla da kişi göğsüm kabardı derken bir mutluluktan bahsetmektedir.
BEDEN DİLİNDE DOKUNMANIN ÖNEMİ
Beden dilinin en önemli noktalarından bir tanesi dokunmaktır. Gerek insanlar gerekse hayvanlar için dokunmak ve dokunulmak çok önemlidir. Özellikle çocuklarda dokunmanın depresyonu engellediği bilimsel olarak kanıtlanmış bir realitedir. İletişime açık ve sevgi dolu bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız mutlaka çocuğunuza dokunun ve onunla tensel temasta bulunun. Dokunulan, saçları okşana, elleri tutulan çocukların yani dokunsal teması çok yaşayan çocukların, ilerleyen dönemlerde gerek depresyon gerek diğer psikolojik rahatsızlıklarda gerekse sevgisini gösterme açısından, diğer çocuklara göre çok önemli avantajlar elde ettikleri bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Dokunmayla ilgili Hz. Muhammed'in(S. A. V) güzel bir sözü vardır. Hz. Muhammed evli çiftlere, çok sinirli olduğunuzda "Birbirinizin ellerini tutun çünkü ellerinizden birbirinize pozitif elektrik akar" demiştir. En sinirli anızda dahi eşinizin elini tuttuğunuzda sinirinizin % 70-80 azaldığını fark edebilirsiniz. Bundan dolayı el ele tutuşan iki insanın birbirleri hakkında kötü bir şeyler söylemesi ve birbirlerine öfke beslemesi pek mümkün olmamaktadır.
Dokunmak aynı zamanda sahip olmak anlamına da gelmektedir. Bir şeye dokunmak o şey üzerinde hak sahibi olduğumuzu göstermektedir. Birçok kişinin arabasının önünde çekilmiş fotoğrafları bulunmaktadır. Bu fotoğrafla, araba benimdir ve bana aittir mesajı verilmek istenmektedir.
Son sürat konuşun bir insanın özel bir eşyasına dokunulduğunda konuşan kişinin konuşmasının yavaşladığı görülmektedir. Kişinin özel bir eşyasına dokunulmuştur ve dokunan kişi o eşya üzerinde hak sahibi olacak o eşyayı sahiplenecektir. Çünkü dokunmak o şeye sahip olmayı gerektirir bilinçaltında bu böyle algılanacaktır. Dolayısıyla herhangi bir şey dokunduğumuzda ona sahip oluruz.
Erkeklerin yanındaki bayanın beline diğer erkekleri gördüğü zaman elini koyması bu duruma güzel bir örnektir. Erkek burada hem cinslerine yanımdaki bayana dokunuyorum çünkü bu bayan bana aittir imajı vermektedir. Erkeğin bu hareketi yanındaki bayanı sahiplendiği anlamına gelmektedir.
YÜZDEKİ BAKIŞ ALANLARI VE ANLAMLARI
Yüzde üç tane bakış alanı vardır:
1 ) Resmiyet bakış alanı: Resmiyet bakışı için yüzümüzde belirlenen bölge alnımız ile kaşlarımızın üst kısmı arasındaki bölgedir. Bu bölge kaşlarımızın üstünden başlayıp yukarı doğru daralarak tam bir üçgen oluşturmaktadır. Alnımızın ortasındaki bu üçgen bölge resmiyet bakış alanını oluşturmaktadır. Resmiyet bakış alanı özellikle mesafe koymaya çalıştığımız durumlarda kullanılmaktadır. Araya mesafe konulmak istenildiğinde bu alana bakmak beden dilini bilen bir insan için yeterli olacaktır. Bu alana bakıldığı zaman karşınızdaki kişi rekabet edemez, rahat edemez ve kendini ifade etmekte zorlanır. Bu alan genellikle iş için kullanılmaktadır. Bu alandaki bakış resmiyeti ve aradaki mesafeyi anlatmaktadır.
2 ) Sosyal bakış alanı: İki dudak arası ile kaşlar arasındaki bölgedir. Bu bölge gözleri, burnu ve üst dudağı kapsamaktadır. Bu alan iletişime açık olduğunuzu göstermektedir. Araya bir mesafe konulmak istenmiyorsa sosyal bakış alanı kullanılmalıdır. Karşınızdaki kişiyle samimi, sıcak bir iletişimde bulunmak istiyorsanız sosyal bakış alanını kullanmanız yani karşınızdaki kişinin yüzünde bu bölge bakmanız yeterli olacaktır.
3 ) Cinsel bakış alanı: Bu bölge baş bölgesinde değil de alt dudaktan itibaren bakılan bölgedir. Cinsel bakış alanı alt dudak ile göğüs arasındaki mesafeyi kapsamaktadır. Bu alana bakmak karşı tarafa duygusal bazı şeyler beslediğinizi göstermektedir. Ancak çoğu zaman bu alana bakmak karşı tarafı rahatsız edebilmektedir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.