Birçok insan kendisini diğer insanların gözü önünde aşağılar. Bunun en önemli nedenlerinden biri de kendisini küçük görmek, değersiz olduğunu görme psikolojisidir.
Günümüzde sayıyı hergün artan bu tip insanlar vardır. Değerli olduğunu düşünmüyorlar ve kendilerini dışlanmaya boyun eğiyorlar. Akıllarından geçen şeyler ise insanlar, beni aşağılamaya değer görüyorlar ya da kendilerini utanç kaynağı olarak görüyorlar. Aslına bakılırsa kendisini hep hor gören insanlar, kendini beğenmiş insanlardır. Sahip oldukları gururunu aşağılayıp öyle yenebileceklerini düşünürler ancak bu yanlıştır. Bu psikolojiye dair Spinoza çok güzel söylemiştir: "Kendini hep küçük gören, kibirli olmaya en yakın insandır. " Birgün Antik çağ zamanında Atina kentinde güzel kıyafetlerle o zamanın politikacısı işçi sınıfının içine girmiş ve onlardan oy almaya çalışmış Sokrat'da o zamanda bu politikacının psikolojisini şöyle yorumlamıştır: "İçindeki kibir, paltondaki her delikten dışarı fışkırıyor"
Günümüzde böyle kendini küçük görme vakaları çok rastlanmaktadır. Böylesine bir düşünceye sahip olan insanlar genelde ailesinden sevgi görmemiştir. Ailesinin küçükken onu pek umursamadığı çocuk tipleridir. Genelde böyle rahatsızlıklar duyan insanlarda çocukluğu sorulduğu zaman :" Eğer iyi bir çocuk olsaydım, beni severlerdi" gibi cümleler kurdukları gözlerden kaçmamaktadır. Kendini aşağılayanlar her zaman kendilerini savunacak teselli cümleleri bulurlar. Bunlar işte şöyle kötü huyum olmasaydı kesin beni severdi, bunu demeseydim kesin benimle konuşmayı kesmezdi gibi teselli cümleleri ile kendilerini avuturlar. Kendilerini boşlukta hisseden insanlar, kendilerini küçük görmeyi, hasta bir atı kırbaçlamaya benzetilebilir. At önce kısa süreli bir hareket eder ancak bu onun çökmesini daha çabuk hızlandırır. Ancak kendisini dışlayan ve küçük gören insanlar genelde kendilerinin ne kadar değerli olduklarını ve onların değersiz olmadıkları kanısına varmaları biraz zordur.
Yapıcı çözümler üretmek böyle hastalarda biraz zordur ancak imkansız değildir. Küçük görmek insanın kendisinden nefret etmeyi perçinler ve bu nefret hissini rasyonalize etmeyi sağlar. Kendisinden nefret eden insanlar başkalarına karşı daha kolay nefret duygusu besler. Kendisini sevmeyen insanlar başkasını da sevemez demiştim. Böyle insanlar bir başkalarıyla pek ilişki içerisine giremezler. Kendisini sevmeyen insan bir başka varlığı zaten sevemez. İlk iş kendimizi sevmekle başlar. Vücudumuzu, duruşumuzu, gülüşümüzü gibi bir çok özelliğimizi sevmemiz gerekmektedir. Eğer kulaklarımız kepçe bir görüntüde olsa bile onu aldırmayıp ben böyleyim böyle de çok güzelim diyebilmeyi başarmalıyız. Ancak böyle yaparsak birisi bizi sevebilir ve biz başkalarına değer verebiliriz. Sizce de öyle değil mi ? Siz kendinizi değersiz iğrenç bir varlık olarak görüyorsunuz ve başkasının sizi sevmesini bekliyorsunuz ? Siz ancak kendinizi sevdiğiniz zaman başkaları sizi sevebilir. Bunun üzerine Bencillik ve Kendini Sevme adında bir kitap yazan Erich Fromm, aslında bencilliğin ve kendini çok beğenme gibi duyguların altında hep kendini küçük görmek gibi duyguların yattığını açık ve net bir şekilde belirtmiştir.
Kendini küçük gören insanlar kendilerini yüceltme gibi bir ihtiyaç içerisine girerler. Ancak kendisini seven insanlar ise nazik ve cömert olan insanlardır. Kendilerini aşağılama ve küçük görme aslında Calvin'e göre endüstri çağından kalan bir güven eksikliği artığıdır. Psikoloji ile ilgili olarak İyi bir isim olan Kierkegaard şu sözleri söylemiştir: "Birey kendini sevmeyi beceremezse, komşusunu da sevemez. Kendini tamamen sevmek dostunu da sevmek ile aynı örtü altındadır. Asıl kural şudur, komşuyu severken kendisini seveceksin, ona değer verirken asıl kendine değer katmış olursun" Diye çok güzel söylemiştir. Evet arkadaşlar herşeyden önce kendimizi sevmemiz gereklidir, önce bunu başarırsak herşeyi başarmış oluruz.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.