Manganez, kimya biliminde yer alan bir element olmakla birlikte, bu elementin diğer bir ismi mangan'dır. Mangan, periyodik cetvelin 7 B gurubunda kendisine yer edinmektedir.
Elementin yapısı ise, kimyasaldır. Manganez, günümüzde sanayi dalında kullanılan oldukça önemli bir element olmakla birlikte, elementin bulunuş tarihi günümüze yakın dönemlere rastlamaktadır. Öyle ki, mangan 1774 tarihinde İsviçreli bir bilim adamı olan, Carl Wilhelm Scheele tarafından bulunmuştur. Yine aynı yıl, bilim adamının asistanı tarafından tarihteki ilk manganez üretilmiştir. Elementin kimyasal özelliklerine bakılacak olunursa, kimyasal davranış bakımından elementin demire benzer olduğu görülmektedir. Elementin, 4 adet farklı alatropu bulunmaktadır. Metal halde bulunan manganez, nemli havalarda paslanma özelliği göstermektedir. Açık havada ise, yükselmektedir. Element, yüksek sıcaklıklarda oksijen ya da hava ile yanmaktadır. Bu özellik bakımından, element demire oldukça benzemektedir. Elementin suyu, ayrıştırma özelliği bulunmaktadır. Bu ayrıştırmanın hızı, elementin ısısına göre değişebilmektedir. Öyle ki, ısıtılmış mangan suyu oldukça hızlı bir şekilde ayrıştırırken, soğuk mangan suyu yavaş bir şekilde ayrıştırmaktadır. Yine bu element, seyreltik yapıdaki mineral asitlerde oldukça kolay bir şekilde çözünmektedir. Bu çözünmenin ardından ise, ortaya hidrojen çıkmaktadır.
Doğada birçok element, bileşik halinde bulunmaktadır. Manganez de doğada, doğadaki diğer elementlerle oluşturmuş olduğu bileşikler halinde bulunmaktadır. Bu elementin, filizleri bulunmaktadır. Doğada en sık bir şekilde görülen filizlerin başında ise, lusit ve de sert mangan filizi oksitleridir. Mangan madenleri, günümüzde oldukça büyük önem arz etmektedir. Bu madenlerin yataklarından bir kısmı, başkalaşım adı verilen kayaların aşınması sonucunda meydana gelmiştir. Havanın etkisi neticesinde birçok mineral türünde kimyasal değişiklikler meydana gelmektedir. Bu değişiklik sonucunda ise, mineraller çözünme özelliği gösterir. Manganez de ise durum daha farklıdır. Bu mineral çözünmez ve çözünemeyen oksitler şeklinde kalmaktadır. Minerallerin bu şekilde kimyasal değişmesine neden olan hava ise, daha çok tropik bölgelerde görülmektedir. Bunun neticesinde ise, manganez madeni yataklarında manganezin dışında, artık halde alüminyum ve de demir filizleri de bulunmaktadır. Bu tür artık yataklara ise, en çok Hindistan, ABD ve de Gana’da rastlanmaktadır. Dünyadaki en büyük manganez rezervlerine, büyük Okyanus’un dibinde rastlanmaktadır. Bu rezervlerin ne denli büyük olduğu bilimsel hesaplarla tespit edilmiştir. Öyle ki, Büyük Okyanus’un tabanında 112 milyar ton oranında manganez olduğu anlaşılmıştır. Büyük Okyanus’ta durum böyleyken karada bulunan en büyük manganez rezervleri ise, Rusya Federasyonu, Gabon, Avustralya ve Güney Afrika’da bulunmaktadır. Türkiye’de de birkaç manganez yatağı bulunmaktadır. Bu yataklar, Erzincan’ın Tercan, İstanbul’un Çatalca ve de uşak’ın Banaz ilçelerinde yer almaktadır.
Manganez elementinin en sık bir şekilde kullanıldığı alan, demir çelik üretimidir. Fakat her demir çelik üretiminde manganez kullanılmaz. Sadece silis ve ferro manganezli demirin kullanıldığı demir çelik üretiminde manganez kullanılmaktadır. Mangan, demirin en önemli alaşım öğesi olarak karbondan sonra gelmektedir. Normal çelik ve de demire yaklaşık %1 oranında manganez katılmaktadır. Demir ve çeliğe mangan katılmasının nedeni ise, manganın çekme direncini artırmasıdır. Bu nedenle, ağır tonajlı yüklerin taşınmasında mangan elementinden faydalanılmaktadır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.