Gübrelerin, pisliklerin ve buna benzer bir takım dışkıların içinde yaşayabilen ve beslenebilen bu durumla beraber larvaları için barınma ortamından faydalanabilen kınkanatlı, düzlemduyargalı bir böcek türüdür. Pislik böcekleri yada diğer adıyla bilinen Bok böcekleri (yaprakduyargalıgiller) tunç renkli ve sert kabuklu olmakla beraber ortalama 5- 60 mm büyüklüğünde olan ayakları yardımıyla topladığı dışkı ve pisliklerden ve benzeri maddelerden küre oluşturabilen, 30 tane parmağa sahip canlılardır. Bu böcekler kendi larvalarını yaptığı kürenin içine aşılayarak onları orada güvende tutar ve arka ayaklarının yardımıyla yuvarlak cismi doğuya yönelik olarak itmek suretiyle yavrularını önceden belirlenmiş yada yakın zamanda seçilmiş yuvaya getirerek gömerler. Kürenin gömülmesinin üzerinden geçen 24 günlük bir süre yavruların kendilerini göstermeleri için yeterlidir. Yavrular kendilerini fark ettirdiklerinde yetişkin böcek gelerek yavrularının içinde bulunduğu küreyi (topu) dışarı çıkartır ve onları dosdoğru suyun var olduğu bir ortama götürür. Suyun buradaki önemi yavruların zarar görmeden ortama adapte olmalarını sağlamak ve kürenin kolaylıkla çözülebilmesine yardımcı olmak içindir.
Pislik böceklerinin hayatlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan beslenme durumları göze alındığında, bu gereksinim onlar için hiç sorun teşkil etmemektedir çünkü ekosistem içinde oluşturulan denge onlara muazzam bir avantaj sağlamıştır. Dışkı yada gübrelerin yapısı yada geldikleri (atıldıkları) canlının ne olduğu Bok böcekleri için hiç önemli değildir. Açıklamak gerekirse dışkıyı bırakan hayvanın etçil yada otçul olması bu böcekler için hiç sorun değildir Gerekli olan tek şey gübrenin ihtiyacı karşılayabilmesi ve larvalar için üreme ortamını sağlayabilir olmasıdır.
Bok böceklerinin diğer bir adıda Manas'tır. Yaprakduyargalıgiller familyasından olan bu böcekler dünya üzerindeki bir çok ortama ayak uydurabilirler ve oralarda hayatlarına devam ederek çoğalmalarını sürdürebilirler. Yaşam bölgeleri incelendiğinde sadece Antartika'da var olmadıkları gözlenmiştir. Karakteristik ve yapısal özellikleri incelendiğinde soğuk ortamı sevmeyen bir davranışa sahip oldukları anlaşılmıştır. Bu dezavantajlı durum haricinde bir de kuru havayı sevmezler ancak havanın soğuk olmasına verdikleri tepkiyle kuru olmasına verdikleri tepki birbiriyle aynı olmamakla birlikte, kuru hava onlar için en azından kabul edilebilir niteliktedir. Yaşam alanları kısaca söylenecek olunursa ormanları, otlakları, meraları, tarlaları ve hatta çölleri buna dahil etmek gerekir.
Çöl ortamı aslında onların dünya üzerinde tanınmalarını sağlamıştır. Eski Mısır'daki en yaygın sembol ve şekillerden biri onlar olmuşlardır. Mısırlılar zamanında bu böceğe çok farklı anlamlar yüklemiş ve kendilerince oluşturdukları bu ritüellere inanmışlardır. İlk olarak böceğin üreme biçimi o dönemdeki insanları çok etkilemiş ve meydana gelen bu üreme şekli kozmik evrenle ilişkilendirilerek şekil almaya atıfta bulunulmuştur. Bir başka simge ise sembolün Güneş'le beraber aynı ortamda yer alması ve bu şekle Güneş'i simgeleyen bir diskin eşlik etmesidir. Burda böceğin küreyi hareket ettirmesi ve kontrolü elinde tutması örnek olarak gösterilmiş ve Sirius sistemi ile ilişkilendirme yapılmıştır. Örnekler çoğaltılabilir ancak günümüzde çok büyük bir önem arz etmemektedir.
Böceklerin dişisi ve erkeği arasında bir takım farklılıklar yer almaktadır. Erkekler irilik ve görüntü bakımından kolayca anlaşılabilmekte ve baş ile göğüs bölümlerini donatan kimi zaman uzun ve sivri kimi zaman ise yukarı doğru kıvrımlı boynuza benzeyen organları bulunmaktadır. Ülkemizde de bu böcek türü oldukça fazla yer almakta ve çeşitlilik göstermektedir. İsim olarak belirtmek gerekirse'' Polyphylla fullo'', ‘'Melolantha melolantha'', ‘'Anisoplia segetum ( Bambul olarak bilinir )'', ‘'Anomala vitis (bağ Bambulu)'' ve ‘'Epicotemis hirtu bunlardan bazılarıdır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.