Abasıyanık bir Türk romancısıdır. Eğitimini Sakarya'nın Rehberi Terakki Okulunda yaptı. Onuncu sınıfa kadar İstanbul'da devam ettiği orta öğrenimini, Bursa'da tamamladı. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine devam etti.
Sonrasında İsviçre'ye, ekonomi öğrenmeye gitmiştir. 15 gün sonra ilginç bir biçimde eğitimini tamamlamadan, Lozan'dan Fransa'ya geçti. Orada 3 yıl kaldı. Sonrasında Halıcıoğlu Ermeni Yetim Mektebi'nde Türkçe grup dersleri hocalığı yapmış olup bir ara da ticaret işleriyle uğraşmıştır. 1942 yılında bir ay Haber gazetesinde adliye muhabiri oldu. Ailesinin geliriyle yaşamını sürdürmüştür. Ömrü Burgaz'da ki köşklerinde annesiyle geçti. 1953 yılında Mark Twain Derneği'nin şeref üyesi oldu.
İstanbul'da lise sıralarında şiirler kaleme alan (1925-1928) Sait Faik, ilk hikâyelerini (Beyaz Mendil, Zemberek v. d. ) Bursa'da yine lise öğrencisi iken yazdı. İlk yazısını Milliyet Gazetesi'nde (1930-1931), şöhretini sağlayan ilk hikâyelerini Varlık Dergisinde yayımladı.
Yaşamına değindiği, düşmüş, düşürülmüş insanlarda çok kere kendi sıkıntı ve avareliklerinin dramını çekti. Çalışkan, işinde gücünde insanlar gördükçe, şehirden, kalabalıklardan sevinç duydu; kötülerle karşılaştıkça kırlara, kıyılara, sakin tenha adalara (Burgaz, Hayırsız), balıkçılara sığındı. Ada ve deniz hikayelerinde kahraman sayısı az ve belli, şehir hikayelerinde ise dikkati dağıtacak kadar bol ve çeşitlidir.
Sait Faik, yığınlar içindeki gizli dramları bulup ortaya çıkardığı gibi, doğa senfonisini de derinlere işleyen bir profesyonellikle yaşatmasını bildi. İnsanları, kırları, denizi tabiat köşeleri ve hayvanlarıyla, yaşamayı, bölünmez bir bütün olarak gördü. Kalemini bütün güzelliklerin hakkını aramak, vermek, göstermek uğruna kullandı.
Yirmi yıllık sanat kariyerinde bize Medar-ı Maişet Motoru (1944; 2. baskısı Birtakım İnsanlar adıyla ve Kayıp Aranıyor adlarında iki roman, Şimdi Sevişme Vakti (1953, 1958) adlı bir de şiir kitabı bırakmış olan Sait Faik'in hikayeleri ise, şu on kitapta toplandı: Semaver, Sarnıç (1939), Şahmerdan (1940), Mahalle Kahvesi, Havada Bulut, Alemdağda Var Bir Yılan (1954), Az Şekerli (1954), Tüneldeki Çocuk , Mahkeme Kapısı. Son kitabına mahkeme röportajlarına yer vermişsede, barındırdıkları enerji bakımından bunlara da roman diyebiliriz; sondan önceki iki kitabında da röportajları bulunur.
Ölümünden hemen sonra annesi Makbule, kitaplarının gelirinden karşılanmak ve Sait Faik'in ölüm yıl dönümlerinde bir önceki yılın en beğenilen roman kitabına verilmek üzere, 2000 Lira tutarında bir Sait Faik Abasıyanık Roman Ödülü tesis etti. Bu ödülü ilk beş yıl içinde şu romancılar hak etti: 1955'te Gazoz Ağacı ve On ikiye Bir Var kitaplarıyla Sabahattin Kudret Aksal ile Haldun Taner; 1956'da Haney Yaşamalı kitabıyla Tahsin Yücel; 1957'de Değişik Gözle kitabıyla Necati Cumalı; 1958'de Kardeş Payı kitabıyla Orhan Kemal; 1959'da Berber Aynası kitabıyla Oktay Akbal.
Makbule Abasıyanık'ın ölümünden sonra, vasiyeti gereğince bütün mirasıyla beraber, oğlunun kitaplarının telif hakkı da Dârüşşafaka'ya kaldı. Darüşşafaka cemiyeti vasiyetnamede öngörülen 2000 Liralık armağanı 4000 Liraya yükseltti armağanı kazanan eser, yazarın ilk hikâye kitabı ise 5000 Lira verilmesi kararlaştırıldı.
Bu devrenin ilk armağanı, yazarın onuncu yıldönümünde Sait Faik Abasıyanık müzesinin açılış günü dağıtıldı. Adnan Özyalçıner, Mehmet Seyda Başgöz Etme Zamanı adlı hikaye kitaplarıyla armağanı kazandılar; 1965'te Mahmut Özay Yorgo, Kamuran Şipal Elbiseciler Çarşısı; 1966'da Cengiz Yörük Çölde Bir Deve; 1967'de Tarık Dursun K. Yabanın Adamları; 1968'de Muzaffer Buyrukçu Kavga Adlı Kitaplarıyla armağanı kazandı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.