Yaşamı paylaşmış olduğumuz ekosistem içerisinde hayvanların kendine has özellik ve yetenekleri, onları oldukça ilginç ve gizemli kılmaktadır. Özellikleriyle kendisini bu konuma sokan hayvanlardan birisi de, ateşböceğidir.
Yaz gecelerinde karanlıkta parlamasıyla bilinen bu böceğin saçtığı ışık, bir hayli ilginçtir ve bilim dünyası tarafından taklit edilmeye çalışılmaktadır. Daha çok yaz gecelerinde uçarken görülen ve etrafa sarı-yeşil tonunda ışık saçan ateş böceğinin ışığı, yanıp sönme özelliğine sahiptir. Böceğin yanına yaklaşıldığında ise, bu ışık tamamen sönerek tehlikelerden korunmuş olunur. Bu böceğin yaydığı ışığın, sıcaklıkla ya da ateşle herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır.
Ateşböceğinden parlayan ışığın bilimsel adı, soğuk ışıktır. Bu böceklerden çıkan soğuk ışığı, günümüz ileri teknolojisi yapay bir şekilde üretememiştir ve bu konuda çalışmalar da devam etmektedir. Bu konuda çalışan bilim adamları, tabiatın sahip olduğu bu teknolojiyi yapay bir şekilde üreterek, insanlığın hizmetine sunmayı amaçlamaktadır.
Bu böceğin ışık yayma özelliği, bilim adamlarını da şaşırtmış durumdadır. Çünkü daha yakın bir döneme kadar ışığın, sadece sürtünme veya ısı yoluyla elde edilebileceğine inanılmaktaydı. Öyle ki, bir ampule verilen enerjinin sadece %4, florasan ampüle verilen enerjinin ise %10 kadarı ışığa dönüşebiliyordu. Aynı durumun, ateşböceğinin yaydığı ışıkta da var olduğu sanılmaktaydı. Fakat durum biraz farklıydı. Çünkü bu böcekler, ışık yaymak için kullandıkları enerjinin %100'ünü ışığa çevirebilmekteydi.
Bu böceklerin ışık fonksiyonunda yer alan kademeleri incelemek neredeyse imkansızdır. Çünkü bu böceklerin ışık verme reaksiyonları oldukça hızlıdır. Bu durum da, ateşböceklerinin nasıl ışık çıkardığına dair ortaya atılan teorilerin doğrulunu kanıtlayamadığı anlamına gelir. Araştırmalar sonucu kesinleşen bilgiler ise, bu ışık yayma eylemi moleküler bir seviyede meydana gelen kimyasal işlemdir. Bu işlemde bazı moleküller ayrışmaya uğrayarak var olan enerjiyi daha üst seviyelere çıkarır ve artı duruma geçen bu enerjinin ışığa dönüştürüldüğüdür.
Bu böceklerin karın kısmında bulunan ışık organında yer alan ve gudde denilen maddelerden, iki ana kimyasal madde üretilir. Bu kimyasal maddelerin ise, ışık üretmede rolü bulunmaktadır. Üretilen bu ana kimyasal maddelerden birisi yapay olarak üretilirken, diğeri hala laboratuar ortamında üretilememiş durumdadır. Yapay olarak üretilemeye çalışılan bu iki kimyasalın birleşmesi, ışık yaymaya tam olarak yetmemektedir. Yapılan araştırmalarda böceğin ışık verme anında, bu iki kimyasalın oksijenle desteklendiği ortaya konulmuş durumdadır. Araştırmalar sonucu bir türlü ortaya konulamayan durum ise, bu ışığı açıp kapatan mekanizmanın ne olduğudur.
Gizemi hala çözülmeyi bekleyen ateşböceklerinin erkekleri uçabilirken, dişilerin kanatları bulunmamaktadır. Erkekler, böceklerini gece dişi aramak için yakmaktadırlar ve bu ışık verme süresi 3 saati bulabilmektedir. Bu böceklerin ilginç bir özelliği daha bulunmamaktadır. Bu böcekler salyangozları ısırır ve zehirler. Sonra da salyangozla beslenirler. Eğer bu böcek kazara da olsa yenilirse, onu yiyen canlı kusmak zorunda kalır ve bir daha asla ateşböceği yemez. Kusmaya neden olan şey ise, böcekte parlamaya neden olan kimyasal maddelerdir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.