İsmail Altınbezer, hattatdır. İstanbul'da doğmuş ve İstanbul'da ölmüştür. İsmail Hakkı Altınbezer, Tuğrakeş unvanıyla da bilinir. İsmail Hakkı Altınbezer, Hattat İlmi Efendinin oğlu Fatih rüştiyesini tamamlamasının ardından yeni açılmış olan Sanayi-i Nefise Okulu resim bölümüne başladı.

Hat çalışmalarında ilk olarak yardımcısı ve öğretmeni kendi babasıdır. 1890'da Divanı Hümayun'e girme başarısı gösterdi. Oranın müdürü ünlü hattat Sami Efendiden celi, sülüs ve tuğra yazı tarzlarını benimsedi ve nihayetinde öğrendi. Bunun ardından iki yıl içinde birinci tuğrakeş olma başarısını gösterdi. Ayrıca Sanayi-i Nefise Okulunun hattatlık bölümüne dört yıl süreyle devam etti ve tezhip de görev aldı.

İsmail Hakkı Altınbezer bu sanatı da önce babasından daha sonra ünlü müzehhip Bahaeddin Efendiden öğrendi önce Üsküdar idadisinde yazı ve Topkapı rüştiyesinde resim öğretmeni; daha sonra ise Galatasaray Sultanisi ve Darülmualliminde yazı öğretmeni olarak görev aldı.

Birinci Dünya savaşı esnasında Medresetülhattatin baş gösterdiği zaman, orada tuğra ve cetisülüs yazı öğretmeni olarak görev aldı. Cumhuriyet döneminde Güzel Sanatlar Akademisi Şark Süsleme sanatları bölümü müdürü oldu ve rahatsızlanıp hasta oluncaya kadar burada tezhip konusunda çok sayıda talebe gitti. Bu yüzden son öğrencileri onu ‘'Müzehhip Hakkı Bey'' olarak bilirler.

Yazı sanatında dönemin meşhur hattatlarından Halim Özyazıcı ile Mecid Bey kendisinden faydalanan ve feyiz alanların başında gelir. Selimiye, Edirnekapı, Zeynep Sultan, Abdi Subaşı ve Ağa camilerindeki yazılar ünlü eserleri arasındadır. Ayrıca Kabe'ye yollanan örtünün yazıları da bir süre, Hakkı Bey tarafından yazıldı. Yazıdaki asıl şöhreti, celisülüstedir. Tuğrada ise dönemin son resmi tuğrakeşiydi. Tezhipte önceleri Ata yolunda giden Hakkı Bey, sonraları bu sanatı şahsına münhasır bir tarz ile işledi ve bu tarzı Güzel Sanatlar akademisinde de öğretti.