1859'da İtalya'da seyahat eden İsviçreli bir iş adamı olan Henry Dunant, Solferino savaşının ardından yaşanan vahşete tanık olmuştur. Cenevre'ye döndüğünde gördüklerini bir Solferino Hatırası'nda anlatmıştır. Bu serede savaş mağdurlarına yapılan yardımı iyileştirmeyi hedefleyen iki öneride bulunmuştur:
her ülkede savaş zamanında yaralılar ile ilgilenmeye hazır olacak gönüllü gruplarının barış zamanında kurulması
yardım çalışanlarını ve savaş alanındaki yaralıları koruma fikrini ülkelerin kabul etmesi
İlk öneri, uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi (hareket) tarafından tanınan 185'in üzerinde ulusal Kızılhaç ve Kızılay derneğinin kurulmasına ön ayak olmuştur. İkinci öneri ise bugün tüm devletler tarafından kabul edilen 1949 tarihli dört Cenevre sözleşmesinin taslaklarının oluşturulması için ortam yaratmıştır.
Askeri sağlık hizmetlerinin, gönüllü yardım çalışanlarının ve silahlı çatışma mağdurlarının yasal olarak korunmasını öngören ayırt edici tek bir işaretin benimsenmesi, dunant'ın önerileri üzerinde çalışmak üzere 17 Şubat 1863'te bir araya gelen beş üyeli komitenin temel hedeflerinden biriydi. Bu komite daha sonra uluslar arası Kızılhaç komitesi (international Committee Of the red Cross-İCRC) adını alacaktır. İşaret- ya da nihai adıyla amblem- basit, uzaktan tanınabilen, herkesin bildiği ve dost ile düşman için aynı anlamı ifade eden nitelikte olmalıydı.
Cenevre'de 1864'te yapılan bir diplomatik konferansta, İsviçre bayrağı renklerinin ters kullanılması ile beyaz zemin üzerine Kızılhaç olması kabul edilmiştir. Ancak, Rusya ve Osmanlı imparatorlu arasındaki 1876-1878 deki savaş döneminde, diğer tarafın kullandığı Kızılhaç'a saygı duyulacağı kabul edilmiş olmasına rağmen Osmanlı imparatorluğu amblem olarak Kızılhaç yerine Kızılay'ı kullanacağını ilan etmiştir. İran da başka bir işaret seçmiştir: kızılaslan ve güneş. Her iki amblem de 1929 da yapılan bir diplomatik konferansta kabul edilmiştir. 1980'de İran İslam cumhuriyeti kızıl aslan ve Güneş yerine Kızılay'ı kullanmaya karar vermiştir.
Kızılhaç ve Kızılay amblemleri uluslararası hukuk uyarınca tam saygıya hak kazanmıştır. Ancak, bazen bu amblemlerin kültürel, dini ya da politik çağrışımları olduğu algılanmakta ve bu da amblemlerin silahlı çatışma mağdurlarına, silahlı kuvvetlerin sağlık hizmetlerine ve insani yardım personeline sağlanan korumayı tehlikeye artmaktadır.
Ayrıca, son zamanlara kadar Kızılhaç ya da Kızılay amblemini kullanmak istemeyen ulusal dernekler, hareketinin tam üyesi olarak tanınamıyordu. Bu ise hareketin temel ilkelerinden biri olan evrensellik ilkesine ulaşmasını imkânsız kılmasını yanı sıra farklı amblemlerin çoğalmaya devam etme olasılığını ortaya çıkarıyordu.
Bu sorunların üstesinden gelmek için, tüm ulusal dernekler ve devletlerin kabul edebileceği ek bir amblemin tanıtılması fikri öne sürülmüştür. Hareket tarafından güçlü bir şekilde desteklenen bu fikir, 2005 yılının aralık ayında yapılan bir diplomatik konferansta Kızılhaç ve Kızılay'a ek olarak ayırt edici bir amblem olarak Kızıl kristal'in de tanınmasıyla gerçekleşmiştir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.