Kelime olarak güzel bahar anlamına gelen Wing Tsun sanatının geçmişi yaklaşık 300 yıl öncesine dayanıyor. Olay bir Şaolin Manastırının yıkılması ile başlar. Bu manastırdan kaçanlardan biri olan ve aynı zamanda bir savaş ustası olan Ng Mui adındaki rahibe, hayatının kalan günlerini huzurlu bir şekilde yaşamak için sakin bir yere yerleşir. Her ne kadar artık ilgilenmek istemese de manastırda olanları unutamaz. Kas gücü ile mevcut dövüş tekniklerini alt edemeyeceğini bilen Ng Mui mevcut sistemin eksik yönlerini ele alarak yeni bir sanat oluşturmaya karar verir. Modernize ettiği bu sanatı spora ismini veren Wing Tsun adındaki bir kıza öğretir. Böylece nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir.

Wing Tsun, savunma sanatları içerisinde bilim ve mantık yönünden en efektif tekniktir. Tekniği statik, dinamik, geometri gibi bilim dallarına dayanır. Bu nedenle hareket ve formları judo, tekvando kadar estetik görünmeyebilir. Sonuç odaklı olduğu için asıl amaç, rakibi en kısa sürede etkisiz hale getirmektir. Bu sebeple Wing Tsun sanatında dövüş kuralları yoktur. Rakibi etkisiz hale getirmek için birçok disiplinde yasak olan bel altı vuruş, göz ve gırtlağa yapılan saldırılar Wing Tsun tekniğinin temelini oluşturur.

Bir boksör müsabaka esnasında kendini kaptırarak rakibinin ölümüne ya da sakat kalmasına sebep olacak şekilde ileri gidebilir. Bu sporcunun cani olduğu için değil, konsantrasyonu, hırsı ve vücudunda salgılanan adrenalin nedeniyledir. Böyle bir olay olması durumunda mağlup sporcunun antrenörü havlu atar ya da hakem müdahalesi ile müsabaka sona erer. Bu durumda mağlup sporcu hayatını kaybetmekten ya da ağır yaralanmaktan kurtulur.

Dövüş sanatlarında ölüm ve ağır yaralanma ile sonuçlanan olay sayısı müsabaka adedine bakıldığı zaman çok azdır. Fakat kişi herhangi bir yerde kendini savunmak durumunda kaldığı ve işler ters gittiği zaman kendisini kurtaracak ne antrenör ne de hakem vardır. Wing Tsun’da vücudun her yerine saldırı yapılabilmesi bu nedenledir. Herhangi bir kural ve sınırlama olmadığı için de bu sporun resmi bir müsabakası yoktur ki bu da Wing Tsun'un doğası gereğidir.

Tabi ki Wing Tsun ile boks, aikido, kick boks gibi diğer dövüş sanatlarını karşılaştırmak doğru değildir. Her sanatın kendisine göre koşulları vardır. Örneğin bir karateci müsabakaya çıkmadan önce karşılaşacağı rakibini bilir. Hakkında araştırma yaparak dövüş stilini en ince ayrıntısına kadar tahlil edebilir. Ve müsabaka esnasında tek muhatabı rakibidir. Wing Tsun’da bunların hiçbiri yoktur. Rakibinizin uzun mu kısa mı, şişman mı zayıf mı, silahlı mı silahsız mı olduğu, bir dövüş sanatı bilip bilmediği gibi hiçbir veriye sahip değildir. Tehlikenin nerden geleceğini, bir veya birden fazla kişiyle mücadele edip etmeyeceği bilgisine sahip değildir. Bu yüzden her an tetikte olmak zorundadır.

Wing Tsun kas gücünden çok zeka ve bilimselliğin harmanlanmasıyla meydana gelmiş bir tekniktir. İyi bir wing tsun tekniğine sahip olan kişi rahatlıkla kendisinden cüsse olarak daha üstün bir kişiyi alt edebilir. Bu özelliği ile özellikle bayanlar için en uygun savunma sporudur.

Burada önemli olan nokta esnekliktir. Kişi, kendisine uygulanan kuvvete karşı koymaz. Bunun yerine rakibi alt etmek için rakibinin gücünden faydalanır. Bu teknikler ise Wing Tsun sanatının içerisinde bulunan küçük fikir formlarında saklıdır. Sanatın alfabesini oluşturan bu formlar kullanılarak sayısız savunma varyasyonu oluşturulabilir. Bu özelliği sayesinde kişi, çok sayıda farklı tekniği öğrenip zaman harcamak yerine aldığı sağlam temel ile sanatında daha çabuk ve sağlam ilerleyebilir. Bu kadar kolaylığın yanı sıra refleks kazanmak gibi zor yanları da bulunmaktadır.

Reflekslerimizin bir kısmına sahip olarak doğarız. Gözümüze bir şey kaçtığı zaman göz kapağımız kendiliğinden gözü korumak için kapanır. Bu refleksi kazanmak için bir çaba sarf etmeyiz. Bir de sonradan kazanılan reflekslerimiz vardır. Örneğin ilk defa ehliyet aldıktan sonra trafiğe çıkan kişi araç kullanırken çok sık hata yapar. Vites, pedal, direksiyon koordinasyonunu tam olarak sağlayamaz. Fakat kullanıp ustalaştıkça artık araba kullanırken düşünmez. Yanındaki kişiyle konuşabilir, radyoyu karıştırabilir. Çünkü araç kullanırken beyni ile düşünmez. Artık çok defa tekrarlanan bir eylem olduğu için araç kullanmak beyinciğin kontrolüne geçer. Bisiklet sürmek, bilgisayar kullanmak gibi durumlarda da beyinciğimiz devrededir. Wing Tsun sanatı da kişinin beyinciğine hitap eder. İyi bir wing tsuncu bisiklet sürer gibi düşünmeden saldırılara anlık cevaplar verebilir.

Wing tsun dövüş sanatını açık bir şekilde dış dünyaya öğreten ilk usta filmlere de konu olan Yip-man dir. Wing Tsun sanatının doğuşunun ilk dönemlerinde bu sanatın ustaları toplumdan kendilerini gizlerdi. Çünkü dönemine göre Wing Tsun çok ileri bir teknikti. Onu öğrenmeyi hak etmeyen ya da kötü niyetli kişiler tarafından öğrenilmemesi istenirdi. Yip-man ise bu sanatı dünyaya duyuran kişilerin başında gelmektedir. Aralarında Bruce Lee’' nin de bulunduğu, daha sonradan kendileri de birer usta ve öğretmen olarak dövüş sanatları dünyasında söz sahibi olan birçok kişiyi yetiştirmiştir. Ülkemizde hak ettiği yerde olmasa da dünyaca ünlü Turan Ataseven, Emin Boztepe gibi Türk ustalar yetişmiştir. Bu ustalar Avrupa' ’da bulunan birçok polis departmanlarına eğitimler vermektedir.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi