Çekingenlik toplum arasında genellikle bir karakter özelliği olarak algılanır ancak böyle olabileceği gibi çoğu zamanda psikolojik bir rahatsızlıktır. Gerek çocukluk dönemi, gerekse daha ileriki yaşlardaki aile ve çevre yapısı gibi etkenler ileriki yaşlarda da kişinin topluma yaklaşımının farklılaşmasına ve hatta korkmasına neden olur.

Herkesin belirli alanlarda çekindiği , kendini ifade etmekte zorlandığı noktalar vardır ancak bu durum bazen fobi derecesinde baş gösterebiliyor. Sosyal fobi olarak nitelendirilen bu durum ülkemizde özellikle aşırı aile baskısına bağlı olarak sık sık görülebiliyor. Kimileri bu durumu kendi içine kapanarak göz ardı etmeye çalışıyor kimileri ise durumun farkında fakat bir türlü bulunduğu durumdan çıkmanın yolunu bulamıyor. Sosyal fobide tüm diğer fobiler gibi psikolojik bir rahatsızlıktır. Bu nedenle tedavisinin mümkün olduğunu söyleyebiliriz ancak bu da tamamen kişinin beyninde kendini değiştirme kararına ve azmine bağlıdır. Beyin insanların en önemli organıdır, bazen dünyayı değiştirecek fikirlerin ortaya çıkışına sebep olur bazen de kişinin yaşama bakışını , hayatını kısaca tamamen kişiyi değiştirecek kadar etkilidir. Dolayısıyla tüm psikolojik rahatsızlıkların tedavisi yine kişinin kendisidir.

Sosyal fobi ilk kez 1966 yılında Isaac Marks tarafından tanımlanmıştır. Psikiyatrist olan Isaac Marks sosyal fobiyi temelinde başka insanların bulunduğu ortamda küçük düşme, hata yapma veya yargılanma korkusu olarak tanımlıyor. Sosyal fobisi olan kişiler sürekli herkes beni izliyor korkusu içindedir. Yaptıkları her harekette , bulundukları her ortamda insanlar tarafından izleniyormuş gibi bir hisse kapılırlar ve dolayısıyla rahat hareket edemezler. Bunun yanında ‘hayır' diyebilmek bu kişiler için oldukça zordur. Hayır diyerek karşısındakini geri çevirmek psikolojik olarak kendilerini güvensiz hissetmelerine neden olur. Sosyal fobiklerin bir diğer zorlandıkları nokta ise göz teması kurmaktır. Çoğu kez karşısındakilerin gözüne bakmadan konuşurlar hatta kimi zaman yüzlerine bile bakmada zorluk yaşarlar, konuşma esnasında sabit bir noktaya veya çevreye odaklanmaya çalışırlar.

Sosyal fobi her yaşta ortaya çıkabiliyor. Ancak çoğu kez ileri yaşlarda ortaya çıkan bu durumun kaynağı çocukluk yıllarına dayanıyor. Yetişkinlerde ortaya çıkan sosyal fobiyi genellikle iş hayatında ortaya çıkıyor. İş görüşmesinden başlayarak boy gösteren bu sorun daha sonralarda da kişinin kariyerinde yükselmesine engel olur. Böyle kişiler yapılan toplantılara fikirlerini sunmada ve iş arkadaşlarıyla iletişim kurmada zorluk yaşarlar. Özellikte çocukluk döneminde ortaya çıkan sosyal fobiyi körükleyen etken öğrenilmiş çaresizliktir. Öğrenilmiş çaresizlik çocuklukta aile ortamında sürekli aşağılanma , yapılan hatalarda çocuğun üstüne gitme ve okul döneminde sürekli yetersiz görülme ve bunun çocuğa da yansıtılmasıyla oluşur. Ve tüm bunların kişinin üzerinde bıraktığı psikolojik etkileri silmek oldukça zorudur.

Çekingenlik kimi durumlarda normal düzeydedir ve bu kişinin karakterinden kaynaklanır. Aşırılığa kaçmadığı ve kişinin sosyal yaşamını etkileyecek düzeyde olmadığı sürece bu durumu hastalık olarak nitelendirmemek gerekir. Hastalık olarak tanımlayabileceğimiz sosyal fobinin tedavisinde psikoterapi yöntemleri kullanılıyor. Kişiye özel hazırlanan bu psikoterapi yöntemleri tamamen kişinin tedavi sürecindeki isteğine bağlıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi psikolojik rahatsızlıkların tedavisi kişinin isteğine ve düşünsel olarak kendini iyileşmeye hazırlamasına bağlıdır. Bunun yanında hastalığı kabullenmek ve inkardan kaçınmak tedavide en önemli basamağı oluşturur.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi