Belagatin en kısa ve etkili tanımı sözün üstün, benzersiz ve etkili bir şekilde kullanımıdır. Belagat, Arapça bir kelimedir. Belagatin bir başka tanımı "zirve"dir. Eski edipler belâgati "sözün efradını camî, ağyarını mânî olması" şeklinde tanımlarlar. Yani söz anlatmak istediği konunun tüm içeriğini yansıtıyor ve konuyla ilgisi olmayan gereksiz ayrıntıları içermiyorsa beliğdir. Belagat Hitabet sanatının temelidir. Hitler, Atatürk gibi şahsiyetlerin Hitabet alanındaki başarılar belagat sanatına hakim olmalarından, sözlerinde belagati kullanmalarından geçer.
Beliğ sözün bir başka göstergesi îcâzdır. ÃŽcâz, sözü mucize denebilecek ustalıkla kullanma, anlatmak istenileni en az ve en etkili şekilde anlatmaktır.
Belagatle ilgili ilk eser Zemahşeri'nin Esasül Belagâ isimli eseridir.
Belagatin belki de en büyük örneği Kuran-ı Kerim'dir. Kur'an'ın üslup ve ifade üstünlüğü eşsiz ve orijinaldir. Kur'an kelimelerinin üstün akıcılığının Arap dilinde bir benzeri yoktur. Bazen bu edebî üslup, insanın tüylerini ürpertecek güçtedir.
Belagatle ilgili pek çok hikaye ve örnek vardır. Mesela; siyasal bilimler'den başarılı bir şekilde mezun olan genç köyüne bir cuma vakti geri döner, hemen camiye gider, bir bakar ki imam atıp duruyor, dayanamayıp ayağa kalkar ve cemaate imamın yalan söylediğini duyurunca tekme tokat dışarı atılır. Eve dönüp babasına olanları anlatınca, babası " belki ilm-i siyaseti öğrendin ama belagat olmadan hiç bir işe yaramaz" der'.
Genç babasının tavsiyesine uyup, belli bir zaman sonra yine aynı camiye gider, imam yine atıp tutmaktadır, ayağa kalkıp bu sefer 'bu imamın ağzından bal akıyor, kim sakalından bir tutam kopartırsa cennete gider' diye cemaate seslenir. Bunu duyan cemaat imamın itraz mitraz etmesine kalmadan üstüne çullanırlar ve herkes bir tutam tel için imamın sakalını yolarlar.
Böylece genç onca okuduğu kitapla değil söz sanatı olan belagatle hem sahte imamı susturur hem de intikamını zeki bir şekilde alır.
Demek ki belagate hakim olan kişi, bildiklerini daha iyi ifade edip başarıyı yakalar. Belagati güçlü olan biri milyonları etkileyebilir. Tıpkı Mustafa Kemal'in "size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" lafıyla bir ulusa bağımsızlığını kazandırması gibi. Mesela Mevlana, Hacı Bektaş, Yunus Emre gibi erenlerin çok karmaşık, kendi seviyelerine göre olan konuları basit bir şekilde anlatıp milyonları etkileyebilmeleri gibi, Mesela Hitler'in ardında milyonları sürükleyebilmesi gibi...
Lakin belagat yine de Hitler gibi diktatörlerin elinde de çok güçlü bir silah olabilir. Bu silahı kullanarak pek örneklerini gördüğümüz gibi pek çok savaş ve felakete de yol açılabilir. Bundan dolayı George Orwell, Hayvan Çiftliği kitabında, haksız yöntemlerle halkı kontrol etmeye calışan her türlü belagata karşı gelmiştir...
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.