XVI. yüzyıldan başlayarak destanın yerini alan sözlü anlatımlara halk öyküsü denilir. Öykülerde yer yer olağan üstünlüklere yer verilse de genelde asıl konuları gerçek hayattan alınmadır.

Bu özelliği ile halk öyküleri hikâyelerden ayrılmaktadır. Anlatımda aralara yer yer şiirler katılabilmekle birlikte normal şartlarda halk öykülerine düzyazı egemendir. Birçok halk öykülerinin yaratıcıları belli olmakla birlikte yaratıcısı belli olmayan halk öyküleri de bulunmaktadır. Yaratıcısı belli halk öykülerini, isimleri bilinen ünlü âşıklar söyleyip halk arasında iyice yaygınlaştırmışlardır. Yaratıcısı bilinmeyen anonim(yazanı, yapanı, söyleyeni bilinmeyen) halk öyküleri ise yine bir sanatçı tarafından anlatılır ancak söylenen yapıtın yaratıcısı bilinmediğinden kuşaktan kuşağa bazı değişikliklere uğrayarak günümüze ulaşmıştır.

İşlenilen konuları bakımından halk öyküleri genelde ikiye ayrılır: Aşk öyküleri; gerçekten yaşamış âşıkların(sevgililerin) yaşamlarını, birbirlerine kavuşmak için çektikleri sıkıntıları, ayrı kaldıklarında yaşadıkları kederlerini, üzüntülerini, kavuşamamanın verdiği acıyı vb. konuları alarak işleyen halk öyküleridir. Bu öyküler genelde gerçek hayattan alındığı için hikâye sayılmazlar. Tahir ile Zühre, Elif ile Mahmut, Kerem ile Aslı, Emrah ile Selvi, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin vb. Diğer türü ise toplumda iz bırakan bir olayı anlatan halk öykülerdir. Kahramanlık öyküleri, yiğitlikleriyle toplumda iz bırakan kişiler ve bunlara bağlı olayların anlatıldığı öykülerdir. Bu öykülerde genelde yaşanılmış olaylardan alınmaktadır. Ancak kişilerde daha çok iz bırakabilmek için bazen bu öykülere olan üstünlük katılabilmektedir. Olağan üstü olaylara yer verilmesinde ki amaç, insanların zihninde daha uzun süre kalmalarını sağlamaktır. Çünkü insan zihni olağanüstü olayları daha çok hafızaya almaktadır. Bunların başında Köroğlu öyküleri gelir.

Hal Şiiri: Halk edebiyatı kapsamına giren bütün şiirlere halk şiiri denilir. Halk şiirinin içinde; mani, türkü, koşma, destan, koçaklama, ağıt, taşlama, semai, varsağı, ilahi türleri yer almaktadır. Nazım birimi dörtlüktür. Yani halk şiirleri dörtlükler şeklinde yazılır. Temel ölçüsü ise hece ölçüsüdür. En çok 7, 8 ve 11'’li heceler kullanılır. Halk şiirlerinde belli bir uyak düzeni vardır. Ölçü ve uyak halk şiirinin vazgeçilmez iki unsurudur ve halk şiirinin temel biçimini oluştururlar.

Halk şiirinde, hiçbir zaman hiçbir konu sınırlamasına gidilmeden bütün duygu ve düşünceler özgürce seçilerek işlenebilmektedir. En çok işlenen konular aşk, gurbet, askerlik, ayrılık,  hasret, keder, yiğitlik, yurt ve doğa sevgisi, din vb. konulardır. Halk şiiri, lirik(çok etkili, coşkun, ilham dolu ve genellikle kişisel duyguları dile getiren edebiyat) bir anlatım taşır. Şiiri söyleyenin başlıca amacı acı, sevinç, keder, ayrılık, hasret, üzüntü, umut vb. duyguları yoğun bir biçimde dile getirip, ifade ederek dinleyenin bu duygu dünyasına girmesini sağlayıp hayallerinde bu duyguyu hissetmelerini, yaşamalarını sağlamaktır.

Şiirde dörtlükler arasında düşünce bağı ve konu birliği gözetilmez. Yani bir dörtlükte ayrılık konusu işlenirken, diğer dörtlükte sevinç konusu işlenebilmektedir. Dizeler arasında bağ çoğunlukla uyak ve ses yinelemeleriyle kurulur. Halk şiiri, ezgisinden ayrı ne düşünülebilir ne de söylenebilir. Halk şiirinin sözleriyle müziğe her zaman için bir bütündür ve ayrılamazlar.

Kategoriler:
Önceki
Önceki Konu:
Şiir Nedir?

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi