Jean Paul Sartre; dünyaya 1905 tarihinde gözlerini açmıştır. Hayatı talihsiz bir şekilde başlayan Sartre 'nin babası, onun hatırlayamayacağı kadar küçük yaşta hayata gözlerini yumdu. Annesi de kocasının ölümünden sonra ailesinin yanına döndü.
Bu olumsuzluklar içerisinde iyi yetişen Sartre, hep örnek çocuk olarak gösteriliyordu. Fransa'da La Rochelle Lisesi'nde okumasına devam etti. Liseden sonra İsviçre'deki Fribourg Üniversitesi'nde devam ettirdi. Buradan sonra Berlin şehrinde bulunan Fransız Enstitüsü'nde sürdürdü. Eğitimi sonrasında çeşitli liselerde öğretmenlik görevini yaptı. O zamanlar Simone de Beauvoir ile tanışmıştı.
Yıllar 2. Dünya Savaşı yıllarıydı ve bu dönemde Sartre, Almanlar tarafından hapse atıldı. Hapisten çıkınca Direniş Hareketi'ne katıldı. Direniş Hareketi'nde iken "Sinekler" adlı tiyatro oyununu oynadı. Ardından "Varlık ve Hiçlik" adlı oyun da yazdı. Oyunlarında hep baskı karşıtı mesajlar bulunmaktadır. Varlık ve Hiçlik oyununda Sartre, kendi felsefesini bu oyuna aktarmıştır. En sonunda 1945 yılları öğretmenliği bıraktı ve "Les Temps Modernes" adlı edebi dergi çıkardı. Ancak bu tam edebiyatla ilgili bir dergi denilse yanılmış oluruz. İçinde politika da bol keseden vardı. Bu yüzden edebi-politik bir dergi kurdu desek doğrusu olur. Sartre politik yönüyle hep öne çıkıyordu ve bu politikasını " SSCB " destekliyordu. Fransa o dönemde Cezayir'e karşı yürüttü bir savaş vardı ve buna karşı gelenlerin başında Sartre vardı.
Dünyada patlak veren ve bizim ülkemizde de kendini gösteren olaylar vardı. 1961 olaylarında Sartre en ön saflarda yer alıyordu. Daha sonra kendisine 1964 yılında verilen Nobel Ödülünü geri çevirdi. Böylesine bir ödülün yapıtlarına zarar vereceği düşüncesindeydi. Birçok yerde meydana gelen haksızlıklara karşı hep bir savaşçı gibi karşılarında durdu. Vietnam Savaşı'nda olan katliamları sorgulamak üzere açılan Russel Mahkemesi'nde başkanlık yaptı. Bu kadar çalışma ve çabadan sonra yavaş yavaş bedeni yorgun düşmeye başlamıştı. 974 yıllarında gözleri büyük oranda görmemeye başladı. Bu nedenle girdiği birkaç etkinliği iptal etti ve sadece Doğu Ülkeleri'nin üzerindeki baskıların sona ermesi için çaba harcadı. Pierre Victor'la aydının rolü, bireyin tarihteki yeri, şiddet ve kardeşlik konuları hakkında "Pouvoir et liberté" adında bir yapıt hazırladı. Genellikle siyasal tarafı baskın gelen Jean Paul Sartre'nin son derece düzenli bir zihinsel çalışma yürüterek, günün neredeyse 7 saatini yazma işlemine verdi.
Jean Paul Sartre'ye göre, edebi nesne "Yalnızca hareket halindeyken var olan bir topaç'tır. Onu ortaya çıkarmak için, adına okumak denen somut bir eyleme ihtiyaç vardır" Ona göre yazmak okurun özgürlüğüne çağrıda bulunmaktı. Hastalıkları artan Sartre'nin iyice yorgun ve bitkin kaldığı gözle görülür bir şekildeydi. En sonunda hastalıklarına yenilen Sartre 1980 de dünyaya gözlerini açtığı Paris şehrinde hayata gözlerini yumdu. Sartre'nin yazmış olduğu en önemli kitaplar arasında Özgürlüğün Yolları, Bulantı, Gizli Oturum, Kirli Eller, Sözcükler, Duvar sayılabilirdi. Bunların yanı sıra tabi yayımlanmamış ya da yayınlanıp belirtilmemiş birçok yapıtı da bulunur. Varoluşçuluk genellikle o dönemlerde Santre ile birlikte anılmaktaydı ancak varoluşçuluk çoktan beridir vardı.
Sartre, varoluşçuluğun iyimser bir felsefe olduğunu hep söylemiştir. Çünkü tüm insanlar birbirinin aynıdır ve ancak yaptıkları seçimler ile bir kahraman ya da bir alçak olabilirlerdi. Hiçbir şekilde doğmaz insan, sadece sıfır bir beden olarak doğar. Yani kısacası Sartre'nin savunduğu felsefeye bakarsak; herşey insanın elindedir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.