20. yüzyıl bize bir çok miras bıraktı; savaş anılar, kayıplar, üzüntü... Ama bu mirasın en tehlikelileri kara mayınları.
Uluslararası Tek-Dünya Vakfı'na göre yaklaşık 70 ülkede 100 milyonu aşkın patlamamış kara mayını bulunuyor. Uluslararası Mayın Örgütü'yse daha korkutucu bir geçekle karşımıza çakıyor: 2007 yılı sonu itibariyle türkiye topraklarında patlamamış mayın sayısı 982. 277! Bunların 3'te 2'si Suriye sınırında bulunuyor.
Kara mayınları; düşman ordularını, bir bölgeden geçerken yavaşlatmak amacıyla kullanılmaktadır. Toprağın hemen altında ya da üzerine, elle ya da mekanik araçlarla kolayca yerleştirilebilir. Hatta uçak, ağır toplar ve helikopterle de yerleştirilebilen türleri mevcut. Maliyeti düşük yapımı kolay, etkisi büyük mayınların 400 çeşidi olduğu sanılıyor. Ayrıca bir kara mayını dış etkilerden herhangi bir çizik bile almadan en az 75 yıl boyunca patlamaya hazır olarak bekler. Onları tehlikeli yapan da zaten bu özellikleri. Genel olarak iki gruba ayrılıyorlar. Anti-Tank(AT) ve Anti-Personel(AP) dünyanın kurtulmaya çalıştığı mayınlar AP mayınları. Çünkü AP mayınları piyadelerin yönünü değiştirmek, onları yaralamak, geri püskürtmek ve orduya asker kaybı yaşatmak için kullanılıyorlar.
Tasarımında, bir insanın ağırlığı başta olmak üzere fiziksel olarak yapılabilecektüm hareketler gözleniyor. Yapımında bir çok farklı patlayıcı bulunabiliyor. Ayrıca AP mayınlarını tetikleyen bir çok da yöntem var. Üzerine basılarak, tuzak ipiyle, uzaktan kumandayla...
Basınç tesirli mayınlar, üzerindeki 5-6 kiloluk bir basınçla patlamak için yapılmıştır. Yani bir insanın kolayca patlatabileceği türden mayınlardır. Eğitimsiz kişiler, hatta bazen eğitimli kişiler de, eğer bu mayın toprak altına gizlenmişse bunları göremez ve farkettikten sonra da çok geç olabilir. Bu türden bir mayının verebileceği en masum hasarsa basılan bacağın kopması veya parçalanmasıdır.
Parça tesirli mayınlar, içindeki şarapnel parçalarını saçmak ve tek mayının etki alanını genişletmek için yapılmıştır. Bir çok türü vardır. Örneğin; şarapnel parçalarına yön verilmiş olan parça tesirli mayınlar. Bu tür mayınlarda saçılacak şarapnel parçalarına yön verilerek etki alanı 200 metreye kadar çıkarılabilir. Ya da şarapnel parçası yerine bilye kullanıldığında, arka arkaya giden birden fazla kişiyi sırayla öldürebilecek güçte silahlar çıkabiliyor ortaya.
Sıçramalı mayınlar, parça tesirli mayınlarla aynı mantıkla üretilmiştir. Tek farkları sıçramalıların(adından da belli olduğu gibi) sıçrayarak patlamasıdır. Yani bu mayınlar aslında iki aşamada patlar. İçi yine bilye ve keskinleştirilmiş şarapnel parçalarıyla doludur. Bu mayınların etki alanı dairesel olur ve hedefleri askerlerin göğüs-baş bölgeleridir. Yakın alanlarda öldürülücüğü kesindir ve daireden uzaklaştıkça ölümler yerini yaralanmalara bırakır.
AT mayınlarının etkisi tabi ki hedef büyük olduğundan daha fazla oluyor. Yapımında başedilmesi gereken tankın büyüklüğü, hareket yetenekleri , zırh kalınlığı gibi özellilkleri göz önüne alınır. Ateşleme düzeneği AP mayınlarına çok benzer ve basınç tesirli olarak patlarlar. Askerler bu tür mayınları patlatmaya yetecek kadar baskıyı yaratamaz çünkü bir tankın ağırlığıyla karşılaştırıldığında insanlar tüy kadar hafif kalıyor. Bu tür mayınların patlaması için 200 kilogramlık bir basınç gerekebilir. Bazen AP mayınları da bu mayınların tetikleyicisi görevini üstlenebilir. Amacı üstünden geçen tankın zırhını delmek, yırtmak ya da koparmaktır bunu da yarattığı yüksek basınç ve ısıyla yapar.
Mayınların imhası ve temizliği çok farklı şeylerdir. İmha mayının bir şekilde patlatılması, temizleme ise bir yöntemle bütün araziyi mayınlardan arındırmaktır. Mayınlar herhangi bir şekilde imha olabilir ama temizlenmesi için özel eğitim ve teknikler gereklidir. Bir mayının temizlenmesi aşamasında en pahalı en zahmetli ve en tehlikeli aşama mayının canlı bir şekilde bulunup etkisiz hale getirilmesi aşamasıdır.
Genelde belirli bir düzene göre yerleştirilen mayınlar, yağmur, sel, şiddetli rüzgar, erozyon gibi doğal nedenlerden ötürü yer değiştirebiliyor. Gelişmiş teknolojimizinse bu mayınları bulmada bize kolaylık sağladığı doğru bir genel kanı olur. Fakat mayın plastikten yapılmışsa metal dedektörleri işe yaramaz hale geliyor. Burada devreye doğadaki canlılar giriyor; köpekler ve fareler(Tazmanya'ya özgü olan fareler). Eğitimli hayvanlara mayından saçılan kokuları bulmak için özel eğitim veriliyor. Fareler bu konuda daha avantajlı. 5 haftalık bir eğitim onlar için yeterli oluyor ve ister metal ister plastik mayın olsun bir dakika içinde bulabiliyorlar. İyi yanıysa farelerin AP mayınlarını patlatacak kadar ağı olmamaları. Böylece mayınlar patlamadan ele geçirilebiliyor.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.