Satranç denilince akla hiç şüphesiz zeka gelmektedir. Yani satrancın zeki insanların oynadığı bir oyun ve eğlence aracı olduğu düşünülür. Tabi ki bu da doğrudur, tabi ki belli bir zeka seviyesi gereklidir ve eğlenceli bir oyun olduğu da gerçek ancak hiçte o kadar basit değil!

Satranç 1500 yıllık geçmişi olan ve derin bilgi birikimi ve uzun çalışmaların sonunda günümüzdeki şeklini almış bir oyundur. Yani satranç fil çapraz gider, kale düz gider oyunu değil aksine içerisinde derin sanatsal değerleri barındıran ve kendine özgü bir felsefesi olan yaşam biçimidir.

Satrancın insana kattığı birçok değerler vardır. Bunları basitçe şöyle sıralayabiliriz;

-Karar Verebilme Yeteneği (elbise dolabımızın başında saatlerimizi harcadığımız günümüzde bu aranan bir özellik olsa gerek)

-Olayları Analiz Yeteneği (kim yaşamın bir adım önünde olmak istemez ki)

-Zaman Yönetimi (sıradan insanların günde 24 saati varken 25. saati kazandıran oyun)

Ve daha bunlara benzer onlarca iyi özelliği insana kazandırmasıyla satranç basit bir oyun olmaktan çıkmış aksine komplike yapısıyla yıllardır insanları içindeki gizeme çekmiştir. Büyük bir satranççının şöyle güzel bir sözü vardır ;'Satranç zehri bir defa vücuda girdi mi bir daha asla çıkmaz'

Her ne kadar günümüzde bilgisayarın geliştirilmesiyle satrancın önemini yitirip basit bir oyun statüsüne düşeceğine dair tartışmalar sürse de daha uzun yıllar satranç popüleritesini korumaya devam edecek gibi duruyor. .