Lockerbie, 21 Aralık 1988 tarihine kadar küçük bir İskoç kasabasından fazlası değildi. 1988 yılının 21 Aralık gecesiyle beraber, artık hatırı sayılır bir tanınırlığa kavuşmuş oldu. Bu kasabayı bu denli tanınır yapan şey, bir uçak kazasıydı. 21 Aralık akşamı Pan Amerikan Havayolları’na ait bir Boeing 747 Londra Heathrow’dan New York John Fitzgerald Kennedy Havalimanına gitmek üzere kalkış yaptı. Uçak kalkıştan yaklaşık yarım saat sonra İskoçya hava sahasında radardan kayboldu ve çok geçmeden İskoçya'’nın Lockerbie kasabasına düştüğü öğrenildi.
Bu olayda 270 kişi yaşamını yitirdi. Ölenlerin 259'’u yolcu ve mürettebattı. Uçağın düştüğü bölgede yaşayan 11 kişi de hayatını kaybetti. Uçağın enkazı 150km karelik bir bölgeye yayılmıştı . Bütün Lockerbie ve civarında yaşayan halk, uçağın enkazının yayıldığı bölgelerin tespiti için seferber oldu. Üç yılı aşkın süren çalışmalar neticesinde, uçağın bölgeye yayılan enkazının neredeyse tamamı bir hangarda toplandı. Enkazın toplanma süreci tamamlandıktan sonra, uçağı tekrar inşaa ettiler ve uçağın kargo bölümünde bir patlama olduğu yapılan araştırmalar sonucu tespit edildi.
Kapsamlı incelemeler sonucu uçağın içinde bulunan bombanın hangi bavulda olduğu da tespit edildi. Bavul Frankfurt’tan yapılan aktarmada uçağa alınmıştı; ancak bavulun sahibi uçağa hiç binmemişti bu durumda bavulun sahibi Check-In yapıp uçağa binmemiş oluyordu. Havacılık yasaları gereği, ‘’Yolcu-Bavul Eşleşmesi’’ zorunludur. Yolcu-Bavul Eşleşmesi kuralında, yolcu uçağa binmediği sürece bavulu uçağa alınmaz. Bu kati bir kuraldır. Kişinin Check-In yaptırması bavulun uçağa alınması için yeterli olmaz. Ayrıca yolcunun uçağa binmiş olması gerekir. Ancak PanAm’ın 103 sefer sayılı uçuşunda bu kurala uyulmamıştı. PanAm bu hatasını iflas ederek ödeyecekti. Uzun yıllar alan dava süreci tamamlandığında PanAm kusurlu bulundu ve milyarlarca Dolar tazminata mahkum edildi. Bu davanın sonuçlanmasıyla beraber PanAm iflas ettiğini açıkladı.
Federal Soruşturma Bürosu, uzun yıllar süren araştırmalar sonucu bir ipucu daha buldu. Olay yerinde bulunan bir bez parçasında patlamaya sebebiyet veren bombanın yapımında kullanılan bir kimyasala rastlanıldı. Bez parçasında bir etiket vardı ve bu etiket sadece Malta’da üretilen bir tekstil ürününe aitti. Uzmanlar bu kıyafetin satıldığı mağazayı buldular ve bunun bir çocuk kıyafeti olduğu anlaşıldı. Mağaza sahibi kesin bir şekilde o kıyafeti kime sattığını hatırladı.
Bu kişi bir Libyalı uçak teknisyeniydi. Polis, Muammer Kaddafi’nin teslim ettiği Libyalı uçak teknisyenini ve bir isihbarat subayını tutukladı. Yıllar süren dava süreci tamamlandığında, istihbarat subayı hüküm giydi; ancak daha sonra serbest bırakıldı ve kısa bir süre sonrada yaşamını yitirdi. Bu yaşananların ardından Muammer Kaddafi, bu terör saldırısında kendi ülkesinin kusurlu olduğunu kabul etti; ancak olayla bir ilgisi olmadığını dile getirdi. Kaddafi ölenlerin ailelerine yaklaşık olarak 2. 2 Milyar Dolar tazminat ödemeyi kabul etti.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.