Periskop kavramı; toplumda pek fazla bilinirliliği olmayan bir kavram olsa da, aslında çoğu kişinin fikir sahibi olduğu bir alettir. Öyle ki periskop, deniz altılarında kullanılan ve de denizin altından deniz yüzeyindeki cisimleri görmek için kullanılan bir nevi dürbündür. Periskopların çalışma prensiplerine göz atıldığında, bu nesnelerin çalışma prensiplerinin oldukça basit bir şekilde dizayn edildiği görülmektedir.
Periskoplar, optik bir düzeneğe sahiptirler ve prizmalar sayesinde görüş açısı sağlamaktadırlar. Periskopların günümüzde çeşitli kullanım alanları bulunsa da, en çok deniz altılarında kullanılmaktadırlar. Günümüz teknoloji dünyasında ülkelerin oldukça önem vermeye başladığı denizaltılarda yüzeyin gözlemlenmesi periskoplar aracılığıyla sağlanırken, bu alet deniz yüzeyine çıkarak gözlemler yapılır. Periskoplarda uzunca bir boru bulunur ve bu boru deniz yüzeyine kadar yükselir. Deniz yüzeyinden gelen ışınlar, periskopta bulunan kiriş aynası tarafından 90 derecelik açıyla kırılır ve böylece kırılan ışığın periskop borusu aracılığıyla aşağıya inmesi sağlanır. Periskopun alt tarafından bir ayna daha bulunur ve 90 derecelik açılarla kırılarak aşağıya doğru inen ışınlar, burada diğer ayna tarafından tekrar 90 derecelik açılarla kırılır ve tekrar kırılan ışınlar göze iletilir. Böylece deniz yüzeyinin görüntüsü oluşmuş olmaktadır.
Periskopu meydana getiren en önemli parçalardan birisi olan periskop borusu, isteğe göre oldukça uzun bir boyda olabilir. Denizin çok altında olmasına rağmen, periskop borusu sayesinde deniz yüzeyi gözlenebilmektedir. Fakat periskop borusunun boyu ne kadar uzarsa, boruya ara merceklerin yerleştirilmesi gerekmektedir. Bunun nedeni ise, mesafe uzadıkça kırılan ışınların aşağıya doğru daha rahat bir şekilde uzanmasının gerekliliğidir. Periskoplarda, görüş açısı ile periskop borusunun çapı doğru orantılıdır. Eğer boru çapı küçülürse, görüş açısı da aynı oranda daralma göstermektedir. Aynı zamanda eğer periskop borusunun çapı azalırsa, boruya gelen ışınları azaltarak oldukça dar mesafelerin gözlemlenmesine neden olur. Aynı durum, periskop borusunun uzun olması durumunda da geçerlidir. Denizin altından daha geniş görüntüler elde edebilmek için, ara mercekler oldukça önemli bir rol oynar.
Periskopların bakımının yapılması, bu aletlerin kullanımı açısından önemlidir. Öyle ki bazı durumlarda periskop borularında buharlanma meydana gelebilmektedir. Bunun nedeni ise, nemdir. Bu tür durumlarda periskoplardan görüntü alınması tamamen engellenebilmektedir. Bu sorunu çözebilmek için öncelikli olarak periskop borusunun içerisindeki havanın boşaltılması gerekir. Ardından boruya, azot gazı doldurulur. Azot gazının buradaki fonksiyonu ise, bu gazın kuru hava sağlama özelliğidir. Sağlanan kuru havayla, görüntü alınmasını sağlayan merceklerin buharlanması engellenmiş olmaktadır.
Periskop kullanımının tarihsel süreç içerisinde incelenmesi, öncelikle 1. Dünya Savaşına dayanmaktadır. Farklı kara savaş araçlarında da kullanılabilen periskoplar, burada denizaltılarında kullanılmış ve savaşta yer almıştır. Periskopların önemi ise; asıl olarak 2. Dünya Savaşında ortaya çıkmıştır. Bu savaşta denizaltılar, ülkeler için oldukça önemli roller oynamayı başarmıştır. Periskoplar, günümüzde hala denizaltılarında kullanılmakta ve askeri güç anlamında önemini daima korumaktadır. Gelişen teknolojiyle birlikte daha da geliştirilen periskoplar, hem gece hem de gündüz oldukça uzak mesafelerden görüntü alınmasını sağlamaktadır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.