Sörf sporunun geçmişi, çok eskiye dayanmakla birlikte günümüzde oldukça popüler sporlardan birisidir. Sörf, deniz ve de okyanuslarda yapılmakla birlikte, bu sporun yapılabilmesi için deniz ya da okyanusların büyük dalgalara sahip olması gerekmektedir.
Rüzgar sörfü de, sörf sporunun bir dalı olmakla birlikte aynen bu spor dalını yapabilmek için büyük dalgalara ihtiyaç duyulmaktadır. Rüzgar sörfü, bir spor dalı olarak 1970'’li yıllarda kabul görmeye başlamıştır. Bu spor dalını ilk olarak kimin bulduğu ise, tam olarak bilinememektedir. Fakat bu sporun insanlara tanıtılmasını sağlayan iki kişi bulunmaktadır. Jim Drake ve Henry Hoyl Schweitzer ikilisi 1968 senesinde California’nın dalgalı sahillerinde bu sporun öncülüğünü yapmışlardır. Rüzgar sörfü, dünyada oldukça yaygın bir şekilde yapılan bir spor dalıdır. Tabi bunda adrenalin ve heyecan gibi kavramların büyük bir etkisi bulunmaktadır. Çünkü bu spor, hem adrenalini hem de heyecanı içinde bulundurmaktadır. Rüzgar sörfünü normal sörften ayıran temel etkenin başında, rüzgar sörfünde sörf tahtasına bağlı olan bir yelken bulunmaktadır. Sörfte sporcular sadece sörf tahtasının üzerine çıkıp dalgaların üzerinde bu sporu gerçekleştirirken, rüzgar sörfü ise sörf tahtasının üzerinde çıkıp, ardından yelkeni yukarı kaldırılması suretiyle geçekleştirilmektedir. Bu spor dalının uygulanabilmesinde en önemli faktörlerin başında ise, denge vardır. İlk başlayanlar için denge biraz zor olsa da, antrenmanlar sayesinde denge çok iyi bir hale getirilebilmektedir.
Rüzgar sörfünde, yelken sörf tahtasına takılı bir durumdadır. Bu yelkenin 3 ana bölümü bulunmaktadır. Bu bölümler, yelken direği, tutma çatalı ve de yelkendir. Sörf tahtası, bu sporu yapabilmek için ana öge konumundadır. Bu nedenle, sörf tahtasının fiziksel özellikleri ve de yapısı büyük bir önem taşımaktadır. Öyle ki, bu tahtaların polietilen ya da polyesterden yapılması gereklidir. Bu maddelerin ortak özelliği ise, sert bir yapıya sahip olmalarıdır. Aynı zamanda bu tahtanın hafif olması gereklidir. Bunun amacı ise, suyun kaldırma kuvvetinden faydalanarak tahtanın batmamasını önlemektir. Sörf tahtalarının içerisi, bu amaçla plastik bir köpükle doldurulmaktadır.
Bu işlemlerin ardından, sörf tahtası hem güçlü hem de hafif bir hale getirilir. Rüzgar sörfünde dengede kalabilmek temel kuraldır. Bu nedenle, sörf tahtasının ön yüzü sporcunun ayağının kaymaması için pürüzlü bir yapıda olmalıdır. Arka yüzü ise, suda rahat gidebilmesi için tamamen pürüzsüz bir yapıya sahip olmalıdır. Sörf tahtasının alt bölgesinin ortasında, bir yarık bulunur. Bu yarığa, denge kanatçığı takılmaktadır. Tahtanın arka kısmında ise, sörf tahtasına yön verme amacıyla kullanılan dümen kanatçığı bulunur. Yine sörf tahtasının üst bölgesinde, yelken direğinin girmiş olduğu bir bölüm bulunur. Yelken direği, yapı itibariyle esnek bir yapıya sahiptir. Bu nedenle de, yelken direkleri alüminyum ya da camyününden yapılmaktadır. Yelken direğinin içerisine su girmemesi gerekmektedir. Bu nedenle, yelkenin uç kısmı kapalıdır. Rüzgar sörfünde kullanılmakta olan yelkenlerin büyüklüğü 5 ile 6 metre arasında değişmektedir. Bu yelkenler, sert polyesterden yapılır. Neme ve de güneş ışığına karşı oldukça dayanıklıdırlar. Yelkenlerin tutma çatalı alüminyumdan üretilmiştir. Aynı zamanda bu çatalın kaygan olmaması amacıyla tutma çatalı, kauçuk ile kaplanmıştır. Çatalda iki kıvrık çubuk bulunmaktadır. Bu çubuklar, uçlarından yelkene tutturulmuş durumdadır.
Rüzgar sörfü öğrenmek isteyen kişiler, kesinlikle bir sörf okuluna gitmelidir. Tek başına bu sporu öğrenmek oldukça zor ve de zahmetlidir.
Rüzgar sörfü oldukça gelişmiş olan ülkelerde, yapay bir rüzgar sörf alanı kurulmuş ve eğitimler bu alanda verilmektedir. Öğrenciler, ıslanma korkusu olmadan daha rahat bir şekilde bir nevi yapay simülasyon sistemiyle rüzgar sörfünü öğrenebilmektedir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.