Soluk almak için dışarıdaki herhangi bir aygıttan yararlanmaksızın, kendi özel donanımıyla sualtında yüzebilen dalgıçlara Balıkadamlar denir. Balıkadamlık zıpkınla balık avlama, sualtı fotoğrafçılığı ve bu gibi başka amatörce etkinlikler için yaygın bir spor olduğu kadar profesyonel amaçlı olarak da kullanımdadır. Genelinde balıkadamlar ikiye ayrılır: Tüpsüz dalıcılar ve tüplü dalıcılardır.
Tüpsüz balıkadamlar yüzlerine mask, şnorkel ve ayaklarına palet takarak dalarlar, ancak ek bir soluk alma aracı bulunmadığından ciğerlerini havayla doldurmak için su üstüne dönmek zorundadırlar. Tüplü adam, mask, paletler ve dalgıcın sırtına kayışla tutturulmuş kendi kendine yeterli bir sualtı soluma aygıtı aracılığıyla gerçekleştirilir. Soğuk sularda beden rahatını sağlamak amacıyla, özel bir kauçuk giysi de giyebilir. Genel kullanımıyla, bu gibi dalgıçların her iki türüne de balıkadam denir. İnsanoğlu tarihöncesinden bu yana soluğunu tutarak suya dalıp yüzer. İÖ 5000’de Mezopotamyalılar inci çıkarmak için dalarlardı. Bunu izleyen dönemlerde insanlar balıkçılıktan savaşçı amaçlara kadar türlü nedenlerle su diplerine daldılar. Roma kaynakları ilk balıkadam donanımlarını açık uçları su yüzündeki mantar parçaları üstünde yüzen uzun hava hortumlu deri başlıklar diye tanımlanır.
Bugünse balıkadamlık, uluslararası bir alanda hızla gelişmektedir. Yaygınlığı hava geçmez dalgıç masklarının bulunuşundan kaynaklanır. Bu maskların cam lombarları, çıplak göz için belirsiz olan sualtı görünümlerini net olarak görülebilir kıldı. 18. yy başlarında İngiliz John Lethbridge kollu ve bir de gözlem lombarı bulunan fıçımsı bir donanım yarattı. Bu donanım ancak 3m ya da daha az derinliklerde kullanılabilir olmasına karşın, bulucusunu paraya boğdu. 1860’larda Fransa’da Benoit Rouquayrol ile Louis Denayrouze tek mercekli maskın yapımını gerçekleştirdiler. Bu mask 20. yy’da çok geliştirildi. Dalmadan önce sürekli gözlem için balıkadama yüzünü, su yüzeyinin hemen altında tutabilme olanağı sağlayan şnorkeller ya da kısa hava boruları 1930’tu yılların başlarında Fransa’da ortaya çıktı. Yüzme hızını yaklaşık %40 artıran lastik ayak paletlerinin patentini 1933’te Fransız Louis Corlieu aldı, ikinci Dünya Savaşı’nda asker balıkadamlar oksijen üreten yapay ciğerler kullandılar.
İkinci Dünya Savaşı’nda asker balıkadamlar, oksijen üreten yapay ciğerler kullandılar. Soluk alıp vermeleri C02'’yı uzaklaştırarak bir daha ki solumaları için saf oksijen getiren ve birtakım kimyasal maddeler içeren bir kapalı devrenin içinden geçerdi. İlk kez 1897’de İngiliz Henry Fleuss'ün gerçekleştirdiği oksijen ciğerini denizaltından kaçmak, düşman mevzilerini denizden incelemek ya da basmak, sualtı yıkım timleri oluşturmak amacıyla İngiliz Robert Hery Davis, ABD’li Charles B. Momsen ve Christian J. Lambertsen geliştirdiler. Oksijen ciğerleri ancak 12 m'ye kadar güvenilir olmalarına karşın, 30 m’yi aşan derinliklerden oksijenli denizaltı kaçışları yapıldı. Yine İkinci Dünya Savaşı'nda örnek balıkadam aygıtı işgal altındaki Fransa’da, Jacques Yves Cousteau ile Emile Gagnan’dan geldi. 1943’te bu ikisi kasklı dalgıç gibi basınçlı hava kullanan ilk oksijen tüpünü (skuba) ürettiler. Oksijen ciğerli dalgıcın yedi kat daha derininde yüzen balıkadam, otomatik olarak basınçlı hava sağk /an yeni aygıtla, kendi kendine yeterli ve bağımsızdı.
Oksijen tüpü olayı Fransızların en azından Freminet’nin 1784’teki yapay ciğerine dayanan uzun süreli çabalarının bir sonucudur. Basınçlı hava fizyolojisi birkaç kişinin araştırması dolayısıyla çoktan biliniyordu. Fransız Paul Bert konunun temel ilkelerini saptayan Pression Barométrique (Barometre İle İlgili Basınç) adlı eserini daha 1878’de yayımlamıştı. Tümü de İngiliz olan John S. Haldane, Arthur E. Boycott ve Guybon C. C. Damant uygulamalı dalış incelemeleri yaptılar. Daha sonra Fransız donanması oksijen tüpü deneyimleri gerçekleştirdi. Cousteau-Gagnan ciğeri 13 devletin deniz kuvvetlerince benimsendi. Araç balıkadam türü dalgıçlığın spor ve bilimsel alanlarda yaygınlaşmasına da olanak sağladı.
Oksijen ciğeri, belirli askeri durumlar dışında hemen hemen hiç kullanılmaz oldu. İkinci Dünya Savaşının ardından amatör balıkadam dalgıçlığı, Cousteau ve AvusturyalI Hans Hass’ın gerek yazıları, gerekse denizaltı filmleriyle özendirildi, özellikle Fransız gezgininin The Silent World (Sessiz Dünya) adlı kitabıyla filmi, 1950’lerde birçok ülkede milyonlarca insanı hayranlık ve heyecana sürükledi. Filmin hemen ardından Kaliforniya’da "The Skin(Balıkadam)" adlı aylık bir dergi yayımlanmaya başladı. Dünyanın başka yerlerinde de düzinelerle dalım rehber kitabı piyasayı kapladı. Denizaltı avcılığı birçok genci kendine çekti ve ABD Amatör Atletizm Federasyonu’nca yarışmalık bir spor olarak tanındı. Bugün yalnız ABD’de yaklaşık 1. 400 balıkadam kulübü var.
50 ya da 75 m altındaki derinliklere dalımlarda, balıkadamlar sarhoşça bir sorumsuzluk durumu olan ve ‘‘derinlik çarpması” diye de anılan nitrojen uyuşukluğuna uğrarlar. Bu olumsuz durumun etkisi altında, kimi balıkadamlar bilinen basınçlı hava soluma sınırını (100 m) aşma çılgınlığını gösterip genellikle boğularak ya da başka nedenlerden ölürler. Eğitilmiş amatörler 45 m’ye kadar güvenli dalımlar yapabilirken, profesyoneller 75 m kuşağında birkaç dakika için hafif işlerle uğraşabilirler. Ancak, daha büyük derinlikler balıkadamlar bakımından çok tehlikelidir. Alışılmışın dışında nitrojen ve oksijen ya da helyum ve oksijen karışımlarla daha derinlere inmek olasıysa da, karma gaz hazırlanması konusunda çok az şey bilindiğinden balıkadam türü dalgıçlıkta yeri yoktur.
Ayrıca, bilim adamları hem denizin kendini hem de deniz tabanının jeolojisini incelemek amacıyla denizin derinliklerini araştırırlar. Bunlar akıntıları, gelgit olaylarını, dalgaları inceler; deniz suyunun özelliklerini saptar; su dibi çöküntüleriyle deniz canlılarının dağılım çizelgelerini çıkarır; deniz alanlarının meteorolojisini bulur; deniz tabanı çevresinin haritasını çizer; denizlerin alt tabakalarının ve yerkabuğunun tarihiyle yapısını saptamaya çalışırlar. Bu tür deniz dibi araştırıları, açık denize dayanıklı gemiler ve bilimin başlıca dallarını temsil eden bir balıkadamlar grubunun ekip çalışmasını gerektirir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.