Hücrelerimizin temel yapı birimleri proteinlerdir. Proteinler ribozom da kompleks bir yapıda üretilmektedir. Bu üretilen proteinlerin çalışabilmesi için proteinlerin doğru vakitte ve olması gereken yerde katlanmaları gerekmektedir. İşte bu noktada hayati öneme sahip olan Şaperon molekülü devreye girmektedirler.

Şaperon proteinlere şekil vermektedir. Proteinlerin görevlerini yerine getirebilmesi için üç boyutlu şekle sahip olması gerekmektedir. Bu aşamada bir heykeltraş gibi çalışan şaperon hayati öneme sahiptir.

Şaperonların hücre içindeki görevlerini sayacak olursak;

1- Ribozomda üretilen proteinlerin zamansız kıvrılmalarına engel olmaktadırlar. Proterinler doğru yer ve zamanda şaperon sayesinde katlanırlar.

2-Hücrede yanlış şekilde katlanmış proteinler vardır. Şaperon bu yanlış katlanmış olan proteinleri görerek onları düzeltir

3-Bazı onarılması ya da düzeltilmesi mümkün olmayan proteinleri parçalar ve ortamdan atar. Bu şekilde hücrenin zarar görmesini engeller.

Hücrelerimizde tüm yapı taşlarının eksiksiz ve doğru bir şekilde çalıştığını ancak şaperonların eksik ya hatalı çalıştığını düşünecek olursak, bu sistemin durma noktasına geldiğini görürüz. Böylede hücredeki var olan canlı durum hücrenin ölmesiyle son bulmaktadır.

Sonuç olarak hücredeki her bir molekülün belli görevleri vardır. Bu görevlerdeki en ufak bir aksama bile hücredeki canlılık durumunun ölüme dönüşmesine yol açabilmektedir. Birçoğumuzun adını ilk kez duyduğu bu hayati molekül gibi hücrede birçok molekül bulunmaktadır. Çünkü vücudumuzda yaklaşık otuz bin farklı protein bulunmaktadır. Bu proteinlerin sadece %2 sinin görevi tam anlamıyla öğrenilebilmiştir. Bu da gösteriyor ki; canlılık için hücrede her şeyin eksiksiz, hazır ve mükemmel olması gerekmektedir.