Somatoform bozukluklar açıklanabilir bir fiziksel patoloji olmaksızın, fiziksel yakınmalarla karakterizedir. Hastalar çoğunlukla başka hekimlerce görülür, çok fazla zaman ve enerji alırlar. Birincil sağlık hizmetlerine başvuranlarda yapılan çalışmalarda %10' dan %30' a kadar değişen oranlardadır.

DSM-4' e göre somatoform bozukluklar;

-Somatizasyon bozukluğu

-Konversiyon bozukluğu

-Hipokondriyazis

-Ağrı bozukluğu

-Beden dismorfik bozukluğu

-Ayrımlaşmamış somatoform bozukluk

-Başka türlü sınıflandırılamayan somatoform bozukluk

Somatizasyon bozukluk: DSM-4' e göre somatizasyon bozukluğu fizik ve laboratuvar muayenesiyle yeterince açıklanamayan pek çok bedensel belirtiyle karakterizedir. Genelde 30 yaşından önce başlar, yıllarca devam eder. Ağrı, gastrointestinal, cinsel ve psödonörolojik belirtiler vardır. Rahatsızlık kroniktir ve psikolojik stresle, işlevsellikte bozulmayla ve aşırı tıbbi yardım arama davranışıyla birlikte gider. Toplumda yaşam boyu prevalansı %0. 1-0. 2' dir. Bazı araştırma gruplarına göre %0. 5' tir. Kadın/erkek oranı 5/1 iken, kadınlarda yaşam boyu prevalansı %1-2' dir. Hastaların 2/3 ünde başka psikiyatrik belirtiler vardır; en azından başka psikiyatrik tanı vardır. Genellikle kaçıngan, paranoid, kendine zarar veren ve obsesif kişiliklerle birliktedir.

Etiyolojide;

Psikososyal faktörler: Nedeni bilinmiyor. Psikoanalitik açıdan semptomların bastırılmış içgüdüsel uyaranların yerine geçtiği düşünülür. Davranışsal açıdan bakacak olursak anne babadan öğrenme, anne babayı örnek alma, etnik durumlar bazı çocukların daha çok somatize etmesine sebep olabilir. Fiziksel olarak kötüye kullanılmış çocuklarda, kötü ev koşullarından gelenlerde sıktır. Sosyal, kültürel ve etnik faktörler belirti gelişiminde rol oynar.

Biyolojik faktörler: Nöropsikolojik temelde yapılan çalışmalar bu hastalarda karakteristik dikkat ve bilişsel bozukluğa işaret eder. Bu da algılamada ve bedenden gelen uyarıları değerlendirmede hatalarla sonuçlanır. Beyin görüntüleme çalışmaları frontal lob ve dominant olmayan hemisfer fonksiyonlarında azalmaya işaret eder. Genetik çalışmalar en azından bazı ailelerde genetik geçiş olduğunu bildirmiştir. Birinci derece akrabalarda %10-20 oranında ortaya çıkabilir. Sitokinlerin hastalığın bazı spesifik olmayan belirtilerinde rol oynayabileceği belirtilmiştir.

DSM-4'e göre tanı için belirtiler 30 yaşından önce başlamalı, hastalığın gidişi sırasında hasta en az dört ağrı, iki gastrointestinal sistem, bir cinsel, bir psödonörolojik belirtiden yakınmalı ve bu belirtileri açıklayacak fizik muayene ve laboratuvar bulgusu olmamalıdır. Bu hastaların pek çok bedensel yakınması uzun, karmaşık tıbbi öyküleri vardır.

Hastalar sıklıkla yaşamlarının önemli bir bölümünde hasta olduklarını söylerler. Psikolojik stres belirgindir; anksiyete ve depresyon en sık eşlik eden psikiyatrik durumlardır. İntihar tehtitleri sıktır fakat gerçek intihar nadirdir. Hastaların tıbbi hikayeleri genellikle çevresel, müphem, tutarsız ve dağınıktır. Hastalar bağımlı, benmerkezcil, ilgiye aç ve manuplatif olarak algılanabilirler. Sıklıkla major depresyon, kişilik bozuklukları, madde kullanım bozuklukları, yaygın anksiyete bozukluğu ve depresyon eşlik eder. Diğer somatoform bozukluklardan hipokondriaziste hasta belirli bir hastalığı olduğuna inanır, oysa bu hastalar pek çok belirtiyle uğraşırlar. Kroniktir ve sıklıkla zayıf düşüren bir hastalıktır. Tanımı gereği birkaç yıl sürmesi gerekmektedir. Belirtilerin alevlenmesi ve yeni belirtilerin gelişmesinin 6-9 ay sürdüğü düşünülür, daha az semptomatik 9-12 aylık periyotlarla ayrılabilirler. Stres sıklıkla belirtilerin alevlenmesine neden olur.

Konversiyon bozukluğu: DSM-4 konversiyon bozukluğunu nörolojik veya tıbbi rahatsızlıkla açıklanamayan bir veya daha fazla nörolojik belirti olarak tanımlar. Bu belirtiler en sık paralizi, anormal hareketler, afoni, körlük, sağırlıktır. Ek olarak belirtilerin başlangıcında ve alevlenmesinde psikolojik faktörlerin varlığını şart koşar. Toplumda yaygınlığı ile ilgili kesin bir bilgi olmamakla birlikte 100. 000' de 11-300' dür. Genel hastane konsültasyonlarında %5-15 sıklıkta olduğu rapor edilmiştir. Kadınlarda 2-5 kat daha fazladır. Kırsal bölgelerde, eğitim düzeyi düşüklerde, zeka düzeyi düşük olanlarda, düşük sosyoekonomik gruplarda ve savaşa maruz kalmış askeri personelde daha sıktır. Psikodinamik, biyolojik, kültürel ve davranışçı mekanizmalar açıklamak için kullanılmıştır. Psikoanalitik teoriye göre yatkın kişiler stres karşısında bu reaksiyonu gösterirler. Stres bilinç dışı dürtülerle ilgili çatışmayı uyarır ve anksiyete ortaya çıkar. Beyin yaralanması olan kişilerde daha sık olduğu için biyolojik mi sorularını akla getirir. Bazı sosyokültürel gruplarda daha sıktır. Davranışçılar öğrenilmiş davranışlar olduğunu düşünürler.

Tıbbi ve nörolojik rahatsızlıklarla ayırıcı tanısı yapılmalıdır. Hastaların %30' unda daha sonra tıbbi veya nörolojik rahatsızlıklar saptanmıştır. İstemli motor yada duyusal işlevleri etkileyen, nörolojik ya da genel tıbbi durumu düşündüren bir ya da birkaç belirti vardır. Abartılı görünüm, güzel aldırmazlık belirtisi olabilir. Genellikle adölasan-genç erişkinlikte başlar, tekrarlamalar olur. Ayırıcı tanıda nörolojik-fiziksel hastalıkların dışlanması önemlidir. Belirtilerden önce stresin varlığı, primer ve sekonder kazancın varlığı, bozuk cinsellik hikayesi, kardeş pozisyonu, histrionik kişilik bozukluğu ve güzel aldırmazlık nörolojik hastalıklardan ayırmaya yardım eder. Konversiyon ve fiziksel hastalık birarada da bulunabilir. İyi prognoz akut başlangıç, stresli olayın tanımlanması, iyi premorbid uyum ve birlikte giden nörolojik veya major psikiyatrik hastalığın olmamasıyla birliktedir. İkincil kazanç kötü prognozu belirler. Genellikle başka bir pskiyatrik hastalık zemininde çıktığından onları tedavi etmek konversiyon bozukluğunu da tedavi eder.

Hipokondriyazis(hastalık hastalığı): Kişinin bedensel belirtilerini yanlış yorumlamasına bağlı olarak ciddi bir hastalığı olduğu korkusuyla aşırı uğraş olarak tanımlanabilir. Bu aşırı uğraş uygun tıbbi değerlendirmelerde birşey saptanmasa da devam eder. En az altı ay ve daha fazla sürer. Bu hastalar sıklıkla kanser, AIDS gibi ciddi hastalıkları oldukları korkusu içindedirler, tekrarlayan tetkik ve muayenelere rağmen emin olamazlar. Yakınmaları ayrıntılıdır. Herhangi bir yaşta başlayabilir. Kadın ve erkeklerde eşit görülmekle birlikte orta yaşta pik yapar. Herhangi bir haftada sağlıklı kişilerin %60-80 inde açıklanamayan bedensel belirtiler var. Arada sırada olan hastalık endişesi sağlıklı kişilerin %10-20' sinde, ayaktan izlenen psikiyatri hastalarının %45'inde vardır. Çok sayıda tanısal girişim ve tedavi komplikasyonları, fiziksel yakınmalara bağlı ilaçlara bağımlı hale gelme sıkça görülür. Hipokondriyazis ile somatizasyon arasındaki ayırım başlangıç yaşı ve belirtilerin sayısı ile olur.

Konversiyon belirtileri gibi hipokondriyak belirtiler de psikotik bozukluk, duygudurum bozukluğu, anksiyete bozukluğunun gidişi sırasında ortaya çıkabilir. %80'e varan oranda depresyon ve anksiyete bozukluğu eşlik eder. Fiziksel hastalıkla birarada bulunabilir, abartılı görünüm fiziksel hastalığı dışlamaz. İkincil kazançlar kötü prognozu belirler. Başka bir hastalığın gidişi sırasında ortaya çıktıysa primer hastalığın tedavisi önemlidir. Eğer kendisi primer hastalıksa iyileşme pek olası değildir artıp azalan belirtilerle kronik bir gidiş gösterir.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi