Su her canlının temel yaşam kaynağıdır. Suyun bulunmadığı bir ortamda yaşamdan söz edilemez. Suyun bulunduğu tek gezegenin Dünya olması bunun bir kanıtıdır. Suyun mucizeleri bununla da sınırlı kalmıyor. Yapısındaki maddelerden , canlılara ev sahipliği yapmasına ; içerdiği bağlardan , yüzey özelliklerine birçok noktada su karmaşık ve bir o kadar da saf bir yapı.

Dünya'daki kara ve su dağılımı da muhteşem bir dengededir. Yeryüzünün dörtte üçü sularla kaplıdır. Bu oranın daha az olduğu düşünüldüğünde çöl ve kurak bölge oranında artış meydana gelirdi. Tarım ve hayvancılık gibi toprağa bağlı faaliyetlerin yapımı zorlaşırdı. Aynı şekilde bu oranın çok olduğu durumda verimli dahi olsa toprak alanı azalır ve dolayısıyla başta yerleşme ve kara canlıların yaşamı olmak üzere birçok zorluk ortaya çıkardı.

Suyun yapısını oluşturan maddeler bilinmesine ve doğada serbest halde çokça bulunmasına rağmen yapay yollarla suyu oluşturmak mümkün değildir. Su Dünya'nın ilk oluşum sürecinde bir kere meydana gelmiştir ve döngü oluşturarak varlığını korumaktadır. İki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşan su çok yüksek sıcaklık ve basınç altında oluşur. Bu oluşum esnasında hidrojen ve oksijen atomunu oluşturan bağlar zayıflar ve başka bir formda birleşerek su bileşiğini oluşturur. Şu an Dünya üzerinde bu sıcaklık ve basıncı sağlamak mümkün değildir.

Su katı , sıvı ve gaz olmak üzere üç farklı fiziksel halde bulunabilir. Suyun bir diğer mucizesi katı halinin diğer fazlarından daha hafif bir yapıda olmasıdır. Bunun sebebi ise su molekülleri arasında hidrojen bağının bulunmasıdır. ( Hidrojen bağı H atmonunun F, O, N atomları ile yaptığı bileşikleri bir arada tutan bir fiziksel bağ çeşididir. ) . Hidrojen bağı su moleküllerini bir arada tutarken bu moleküller arasında uzun boşluklar bırakır bu nedenle katı haldeki su moleküllleri sıvı haldeki su moleküllerinin üzerinde rahatlıkla yüzer. Diğer tüm maddelerin sıvı halleri katı hallerinden daha hafifken su bu kuralın dışına çıkan tek maddedir. Bu özellik suyun yüzeyden başlayarak donmasına neden olmuştur. Hidrojen bağları sayesinde soğuk bir etkiyle temas eden su üst tabakasından donmaya başlar. Kutup bölgelerinde suyun bu özelliği birçok canlıya yaşam alanı sunmaktadır. Üst kısmında buz kütleleri oluşan su kara canlılarına barınma imkanı sunarken , alt kısmının sıvı halde olması su canlılalarının da rahatça yaşamasına olanak sağlamaktadır. Ayrıca suyun buz kısmının soğuğu izole etmesi alt tarafında kalan sıvı kısmın ısısını korumasını sağlayarak canlı yaşamı için gerekli olan ideal sıcaklığı korur.

Suyun bir başka mucizevi özelliği ise yüzeyinde bulunan yüzey gerilimidir. Yine hidrojen bağları sayesinde oluşan bu özellik sudan daha ağır maddelerin su yüzeyinde kalmasına olanak sağlar. Bunu oluşturan etken moleküllerin hem birbirleriyle hem de alt kısımdaki diğer moleküllerle hidrojen bağı kurarak sağlam bir tabaka oluşturmasıdır. Maddelerin suda batması için bu bağları koparması gerekir. Yüzey geriliminin olmadığı düşünüldüğünde gemilerin varlığından söz edilemezdi. Yine su yüzeyinde yürüyen birçok küçük böcek türüne yaşam alanı oluşturmaktadır. Ayrıca yüzey gerilimi olmasaydı su altında yaşayan canlıların hareketi için daha fazla enerji harcamları gerekecekti. Yüzey gerilimine verebileceğimiz bir başka örnek ise bitkilerin kökleriyle su çekmesidir. Bitkilerin kolaylıkla suyu gövdelerine ulaştırması yine yüksek yüzey gerilimi sayesindedir.

Kısaca su bir mucizedir. Bu mucizeyi boşa harcamamalı, elimizde tuttuğumuz bu nimeti doğru kullanmalıyız.