Tulum Tarihi tam olarak netleştirilememiş bir Türk çalgısıdır. Üflemeli enstrümanlar arasında yer alır. Günümüzde Tulum' un Oğuz Türklerine ait olduğu söylenmekte ve bilinmektedir.

En son Azerbaycan yakınlarında bulunan 800 yıllık Tulum buna en iyi örnektir. Anadolu'nun kuzeydoğusunda Rize, Artvin ve Erzurum (İspir), Bayburt (çok sık olmasa dahi) illerinde Karadeniz'in insanı tarafından çok sık kullanılan nefesli bir halk çalgısı olarak kültürümüze yerleşmiştir tulum. Trakya bölgesi, Balkan yarımadası ve İskoçya'da kullanılan gaydadan farkı ise, pes sesleri kontrol edebileceğiniz bir boruya sahip olmamasıdır. Ağızlık, gövde ve nav olmak üzere üç kısımda inceleyebiliriz.

Ağızlık(Dudula)

İlk olarak tulum'un şişirilmesi gerek ve bunun için kullanılan dudula; Yuvarlak bir ağacın içi delinerek yapılmaktadır ve havanın geriye kaçmaması için, iç tarafa naylon`dan bir kapak yapılıp, raptiye ile tutturulma işlemi sonrası hava'nın tutumu kolaylaşır ve içeriye girişi engellenir.

Gövde

Tulumun gövdesi genellikle keçi derisinden yapılmaktadır. Keçi'nin 1 yaşında olması önemlidir. 1 yaşından küçük olan hayvan'ın derisi narin ve ince olur bu da tulum için kullanıldığında çabuk deforme olur ve kullanışsızdır. Keçi kesildikten sonra deri hassas bir şekilde tulum olarak çıkartılır. Suyla karışık ateş külünde 2-3 gün bekletilme işleminden sonra tüylerin dökülmesi gerçekleşir ve tabaklama işlemi yapıldıktan sonra baş tarafı ve arka kısmı iç kısma gelecek biçimde tersten sıkıca bağlanır. Ön ayaklarının birine dudula bağlanarak şişirilerek asılır. Kurutma işleminden sonra sürekli yumuşak kalması için badem yağı yada gliserin kullanılır. Kuruma ve çatlama olmaması için bu yağların kullanılması şarttır.

Nav

Nav'ın şimşir ağacından yapılması tavsiye edilir. Yaklaşık 40 derece eğri şimşir ağacının iç tarafını uygun bir şekilde oyduktan sonra analıklar adı verilen delikli 10 mm çapında boruları ve kamıştan özel olarak hazırlanan çibun adı verilen sipsi`ler özenle ve düzgün şekilde nav`a yerleştirilir. Burada önemli olan nokta iki adet sipsinin de aynı sesi vermesidir. Analıklarda 6 mm delinmiş, 5 adet çift sıra delik bulunur ve yan yana olan bu deliklerden çıkan seslerin aynı ayarda olması gerekir aksi taktirde ses bozuk ve anlamsız çıkar. Ses ayarları yapıldıktan sonra nav`ı tulumun diğer koluna bağlıyoruz ve tulumu şişirme işlemine geçiyoruz. Hava tazyiğinden alınan güç sayesinde sipsilere gelen baskı sesin çıkmasını sağlar ve parmak vuruşları ile ses notalara dönüşür.

"B - si" "A -la" "G -sol" karar seslerinde akort edilen ve komalı pentatonik bir enstrüman olup, tek oktavlık ses rengine sahiptir.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi