“Cam” kelimesi geçtiğinde, saydam veya yarı saydam olan katı haldeki madde akla gelmektedir. Günümüzde en önemli yapı malzemelerinden olan cam, pek çok alanda kullanılmakta ve hayatımızı kolaylaştırmaktadır. Mesela evimizin penceresini kaplayarak ışığın içeri girmesini sağlayarak aydınlatmaya aracılık eder.

Sadece evlerde değil, araçlarda ve diğer birçok alanda hem aydınlatıcı hem de koruyucu özelliğe sahiptir. Bunun yanı sıra birçok evimizin salonundaki vazodan, banyodaki sabunluğa kadar birçok alanda aksesuar olarak da kullanılır. En önemlisi de her sabah çay içenlerdenseniz “cam'”’ın değerini genişletmeme gerek kalmıyor. Kısacası hayatımızın her alanında çok önemli yer olan camlar, şeffaflık özelliği ile ön plana çıkarlar.

Peki cam şeffaflığı nasıl sağlanır?

Cam oluşumu, alkali ve toprak alkali metal oksitleriyle yani halk tabiriyle topraktan yapılır. Üretim esnasında hızlı soğuma gerçekleştiği için “amorf” adı verilen yapı oluşur. Bahsettiğimiz bu yapı cam'’ın en önemli iki özelliği olan “saydamlık” ve “sağlamlık” özelliğini kazandırır. Buradan yola çıktığımızda cam veya bir başka saydam madde, içinden geçen ışığın bazısını soğurur. Işığın aldığı birim yol başına soğurulma yüzdeki küçük olduğu için biz bunu gözlerimizle fark edemiyoruz. Fakat bunu ölçme aygıtları ile algılayabiliriz. Saydam madde yeteri kadar kalın olduğu zaman ışığı ciddi oranda soğurur. Benzer şekilde, normalde saydam olmayan maddelerden yapılan çok ince filmler de ışığı geçirir.

Buradan camın veya bir başka maddenin saydam olmasının nedenini, bu maddeleri oluşturan kimyasal bileşiklerdeki elektronların enerji seviyeleriyle ilişkilidir. Yani "cam neden şeffaftır?" sorumuzun cevabı ışıkla birlikte maddenin kimyasal yapısıyla ilişkilidir.