Reşat Nuri, 25 Kasım 1889 yılında İstanbul’da doğmuştur. Emekli binbaşı Dr. Nuri Bey ile Kars valisi Yaver Paşa’nın kızı Lütfiye Hanım’ın oğludur. Çanakkale’de Mekteb-i İptidaiyi bitirdikten sonra Çanakkale İdadisinde okudu. Daha sonrada İzmir Frere’lerde devam eden lise öğrenimini, İstanbul Saint Joseph Lisesi’nde tamamladı. Sınavla girdiği, İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesini bitirdi.
Babasının memurluk yaşantısı sonucunda, Anadolu’nun pek çok yerini görme şansını yakaladı. İyi bir gözlemci olma yeteneği ile de gördüklerini ilerleyen yıllarda kaleme aldığı eserlerine yansıttı. Bursa’da Fransızca öğretmenliği yaptı. İstanbul’da Türkçe ve Fransızca öğretmenliği ve çeşitli okullarda müdürlük yaptı. Kabataş Lisesinde felsefe derslerine girdi. Galatasaray Lisesi’nde Türkçe öğretmenliği, Erenköy Kız Lisesi’nde Edebiyat ve felsefe öğretmenliği yaptı. 1929 - 1931 yıllarında Dil Heyetinde görev aldı. 1931 yılında müfettişlik yaptı. Çanakkale’den milletvekili seçilerek 1939 - 1943 mecliste bulundu. Milletvekilliği sona erince Milli Eğitim Baş Müfettişliği görevini yürüttü. 1947 Paris Kültür Ataşesi oldu. 1954’de emekliye ayrıldı. Akciğer kanserine yakalandı. Tedavi için gittiği Londra’da 7 Aralık 1956’da yaşamını yitirdi. Karacaahmet mezarlığına gömüldü.
Yazın Hayatı
1917 yılında Diken dergisinde yayımlanan “Eski Ahbap” adlı uzun öyküsüyle başlamıştır. Zaman gazetesinde tiyatro eleştirmenliği yapmıştır. Dersaadet gazetesinde Hayrettin Rüştü takma adı ve kendi adıyla pek çok öyküsü yayınlanmıştır. Asıl ününü Vakit gazetesinde yayımladığı “Çalıkuşu” adlı romanıyla kazanmıştır. Reşat Nuri’nin romanları sanat anlayışı bakımından ikiye ayrılır. 1. Duygusal romanlar 2. Sosyal romanlar Çalıkuşu, Dudaktan Kalbe, Akşam Güneşi romanları duygusal romanlarıdır. Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Miskinler Tekkesi gibi romanlarında da sosyal olaylar ön plandadır. Kuşaklar arası anlaşmazlıklar, batılılaşmanın yanlış yorumlanması, eğitimin önemi bu eserlerdeki başlıca temalardır. Dili yapmacıksız ve sadedir. Konuşma diliyle yazdığı için eserleri geniş halk kitleleri tarafından rahatlıkla okunmuştur. Bir başucu kitabı olma özelliğini yakalamıştır.
Milli edebiyat akımı içerisinde yer almıştır. Milli edebiyat akımının en önemli özelliği olan dilde yalınlık, Arapça ve farsça kelimelerin Türkçe karşılığını kullanma, İstanbul Türkçesini kullanma konusundaki görüşleri eserlerinde uyguladığı görülmektedir. Bugün bile okunup anlaşılabilir olmasının nedeni de büyük ölçüde eserlerinde kullandığı dildir. Yirminci yüzyılın en önemli romancılarındandır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.