Beyin ve zeka sporu olan satranç, öylesine oynayanlar için pek gerekli görülmese de, bu alanda kariyer yapmayı ve başarı sağlamayı hedefleyen sporcular açısından oldukça önemli eğitim adımlarına sahiptir. Eğitimler, genellikle çok küçük yaşta başlamalı, çocuk yaştaki sporcuların bir takım kritik bilgileri bu yaşlarda almaları sağlanmalıdır.
Satranç eğitimindeki öncelikli kriter, sporcunun oyuna dikkatini çekebilmektir. Yani, sporcu kesinlikle satrançtan sıkılmamalıdır. Bunun için kimi eğitimciler, satranç alanını bir savaş alanına benzetirler ve figürleri de birer savaş aracı olarak tanıtırlar. Ki bu yöntem, teoride de gerçekle paralel şekilde yer almaktadır. Satrancın ortaya çıkışı, kullanılan figürlerin isimleri düşünüldüğünde, bu oyunun savaş odaklı bir strateji oyunu olduğu unutulmamalıdır. Bu yüzdendir ki, piyonlara zaman zaman piyade, asker gibi isimler verilirken, fillerin ve atların da savaş alanlarında yoğun olarak kullanıldığı anlatılmaktadır. Bu tip anlatımlarla, çocuk yaştaki birey oyunun içinde kalacak, zihninde oyunu üç boyutlu bir hayale dönüştürecek ve kendi ordusunu yönlendirmek isteyecektir. Savaş teması, her ne kadar olumsuzlukları çağrıştırsa da, oyunda ölüm değil strateji vurgulandığı için, bu olumsuzluk ortadan kalkmaktadır.
Eğitim almaya başlayan birey, oyuna duyduğu ilginin sürekli canlı tutulmasından sonra, yavaş yavaş teknik ve literatür bilgilerini almalıdır. "İtalyan açılışı", "Fransız partisi", "İskoç 4 at oyunu" gibi temel d4 karesi başlangıçları ile birlikte, "vezir gambiti" gibi e4 karesi açılışları da sporcuya gösterilmelidir. Her açılışın felsefesi, ne için d4, e4 ya da başka bir kareden başlanması gerektiği, ya da bu kareler ile başlangıç yapılmasının ne tip amaçlarının ve tehlikelerinin bulunduğu iyice öğretilmelidir. Çünkü satranç sporunun temelinde, iyi bir açılış bilgisi ve uygulaması yatmaktadır. Sağlam bir açılış, daha iyi bir oyun ortası ve oyun sonu getirmektedir.
Satranç sporcularına verilmesi gereken bir başka felsefe ise, agresif ya da daha temkinli oyun fikirleridir. Bu şekilde oyuncular, oyun felsefelerini ve satranç karakterlerini kazanırlar. Sporcu, zaman içinde kendi stilini oturturken, agresiflik düzeyi ile beraber açılış tarzını da bu karaktere yansıtmaktadır. Bu şekilde, sporcunun hayat boyu uygulayacağı bir takım stiller, bu eğitimler sonucu temellerini oluşturmaktadır.
Satranç eğitimindeki bir başka nokta, oyun ortalarında oluşacak her türlü konumu doğru yorumlayabilmek adına, oyun ortası çalışmalarına yoğunlaşılmasıdır. Oyun ortası, oyunun düğümlenme ve çözülme süreçlerini içermektedir. Karşılıklı taş kırışmaları, alet alıp vermeler, pozisyon elde edip kritik konumlara yerleşmeler gibi her türlü aksiyon, bu bölümde gerçekleşmektedir. Oyunun son bölümlerine, sporcuların daha sağlam girmesi adına, oyun ortası oldukça kritik bir aşamadır. Bu nedenle de, bu bölümün eğitiminin üzerinde durulmalıdır.
Oyun ortası ve oyun sonları ile ilgili, bol bol problem çözmek, kombinezonları incelemek ve kafa yormak, startejik anlamda derinlik kazanabilmek adına çok önemlidir. Eğitimlerin en önemli parçalarından biri olan bu adım, sorun çözme ve beklenmedik durumlarda çok değişik fikirler üretebilme konusunda, sporcunun yaratıcılığını artırmaktadır. Hatta, tahta kullanmadan, hayal gücü ile satranç oynamaya çalışmak da, zihni kuvvetlendiren ve birkaç hamle sonrası için kalıcı şekilde plan yapabilme kabiliyeti kazandıran bir uygulamadır.
Satranç sporcusu, oyun sonlarını çok iyi bilmek zorundadır. Kale ve şah ile mat, vezir ve şah ile mat, at, fil ve şah ile mat, piyon finali gibi birçok oyun sonu senaryosu, sporculara öğretilmelidir. Bu sayede, turnuvada yaptığı maçta, oyun sonuna gelmiş olan sporcu, daha önceden çalıştığı bu tip senaryolar nedeniyle daha hazır ve güçlü hissedecektir. Zaten, oyun sonunda hata yapmayan, doğru hamleleri bulan sporcunun, oyunu kazanmaması için hiçbir sebep de yoktur.
Satranç sporcusunu yetiştirmek, tüm teorik bilgilerin de dışında olarak, pratikte sporcuyu dozunda yorarak, oyundan uzaklaştırmadan, sabır yetisinn de geliştirilmesi ile uygulanmalıdır. Bu eğitimlerde, farkında olmadan da sporcunun sosyal hayatına etki edilmektedir. Turnuvalarda elde edeceği başarıları, kazandığı problem çözme yeteneği, karışık durumları farklı yaklaşımlar ile değerlendirme yetisi gibi tüm kazanımlar, sporcunun tüm hayatına doğrudan ve dolaylı olarak nüfus etmektedir. Bu nedenle de, sporcunun satranç eğitimleri, oldukça önemli bir hal almaktadır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.