Silahların tarihi, aynı zamanda gelişen medeniyetin tarihidir. Savaşlarda Gelişen teknolojiyle yer üstündeki görünür hedefler, daha kolay imha ve tahrip oldukça ordular da kritik askeri tesis ve karargahlarını yerin altına veya aşılamaz-yıkılamaz olduğunu düşündükleri sığınaklara almışlardır. Geçmişten günümüze gerek savaşlardan, gerekse doğal afetlerin yıkıcı etkilerinden kurtulmak için insanoğlu tarafından kullanılan sığınaklar, savaş teknolojilerindeki gelişmeler; özellikle nükleer silahların hayal edilenin de ötesinde yıkımlar doğurabilmesiyle çok daha önemli ve değerli hale gelmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nda basit siper düzenekleri, yerlerini topçu saldırılarına karşı çok daha iyi koruma sağlayan gelişmiş siperlere bırakmış, İkinci dünya Savaşı’yla siper ve sığınak teknolojisi çok daha kompleks ve korunaklı yapılarıyla savaşın gidişatını etkiler konuma gelmiştir.

Sığınak Delen Bombaların Geçmişi

Tüm teknolojik atılımlarda olduğu gibi, bir devletin teknolojiye ve bilime ayırdığı bütçe onun diğer milletler karşısında daima bir adım önde olmasını sağlamıştır. Nüfuz edici ya da sığınak delici bombalarla ilgili ilk başarılı ve profesyonel çalışmalar, Naziler tarafından yapılmıştır. Naziler Özellikle Belçika Hollanda ve Fransa’daki güçlü siper ve sığınak tahkimatlarını aşmak için oldukça kalın betonu delebilen bombalar geliştirmişlerdir. Yine savaş uçaklarından atılabilen bu silahları, radyo güdümlü hale getirerek ilk gelişmiş akıllı füze teknolojisinin de temellerini atmışlardır.

İkinci dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Müttefikler gittikçe yer altına çekilen veya güçlü beton kaplamalarla sağlamlaştırılan alman hedeflerini vurmak için ‘’Sığınak Delici’’ bombalar üzerinde daha fazla çalışmış ve ağırlığı 10 tona varan bombalar geliştirerek alman Endüstriyel tesislerini ve yer altı tesislerini yok etmişlerdir. Savaşın sonuna doğru kullanılan atom bombasıyla ortaya çıkan ölümcül tahrip, soğuk savaşla birlikte devletleri sığınak teknolojisine ve bunla paralel ilerleyen sığınak delici silahlara daha fazla önem verilmesini sağlamıştır.

Sovyetler ve Nato ülkeleri arasında gittikçe gelişen silahlanma yarışının da ürünü olarak, Nüfuz Edici bomba teknolojisi radikal başarılar sunan seviyeye gelmiştir. Bilhassa Amerika ülkenin mevcut sığınak bombalarına ilaveten 2007 yılından bu yana geliştirdiği yeni nesil muazzam bir sığınak delici bombayı envanterine dâhil ederek kullanıma hazır hale getirmiştir. 'Massive Ordnance Penetrator, kısaca MOP' denen bu bomba bugüne kadar geliştirilen ve hizmete alınan bütün bombaların en ağırı, en büyüğü sayılır. Ağırlığı 15 ton civarında. Boeing şirketinin geliştirip ürettiği bu bombalardan 20 kadarının, Amerikan Hava Kuvvetleri'nin Global Saldırı Komutanlığı'na teslim edildiği bildiriliyor. Bu bombanın mevcut 2, 5 tonluk sığınak delici bombaların 6 misli ağırlığına ve bunlardan çok daha derinliğe ulaşma kabiliyet ve gücüne sahip olduğu söyleniyor.

Ana Hatlarıyla Bunker Busterler

Bunker kelimesinin İngilizce de ‘sığınak’ ; Buster kelimesi de ‘yok eden, avlayan’ anlamına geldiği gözönüne alındığında, "sığınak delen", "sığınak avcısı" gibi bir anlama denk dustugu anlasilir. 1940’lı yıllarda alman bilim adamları tarafından geliştirilmiş ve 2. Dünya Savaşı yıllarında kullanılmıştır. İlk versiyonları 2m civarında etkili iken, GBU 28 penetrator adıyla bilinen son versiyonu 6 m derinliğe kadar inebilmektedir. 6 m derinlik özel korumalı veya sertleştirilmiş olarak geçen özel sığınak korumasıdır. normal toprak zeminde 30 metreye kadar etkili olur. Sığınak delici bombalar anti tank roketi-mermisinin mantığıyla aynı çalışır. Yalnız NEB biraz daha enteresan bir bomba. . Yani kendi ağırlığı ve momentumu ile giden bir nüfuz edici imla hakkı ve asıl onun nüfuz etmesini sağlayan bir de ucunda çukur imlası var. Dolayısı ile çok güçlü bir mühimmat olarak karşımıza çıkar.

Normal bombalar önlerinde bir engele çarptıkları zaman patlarlar ama bu bomba öyle etkili ki önce önünde ki engeli deliyor sonra o engeli geçtikten sonra patlıyor. Kalın bir zırhı var ve tapası zaman ayarlı. Sığınağı delip içine giriyor ve içerde patlıyor. Sığınakları işe yaramaz hale getiriyor. Yeni nesil bunker buster’lar ise daha modern. Önünde bir lazer algılayıcı var. Böylelikle hedefe tam isabet sağlıyor. Tipine göre 1 ila 6 metre kalınlıktaki beton zırhları deliyor. Sığınağın içine girdiğini sensörleriyle algılayınca patlıyor. Genelde arkalarında bir de pervane oluyor ve yönlendirilebiliyor. İçindeki patlayıcı miktarı ise klasik bombalara nazaran çok daha az. İçinde ortalama 300 kiloya yakın patlayıcı bulunduruyor. Ama sığınağın içinde patladığı için bu miktar yeterli oluyor. Teknik özellikleri ve tasarlanıp üretildiği ortamlar ve bunları hayata geçirecek kalifiye iş gücü dikkate alındığında oldukça yüksek maliyetli bir bomba olduğu görülür.

Bombanın Çalışma ve Dizayn Özellikleri

Penetrator (Nüfuz eden) bomba sistemi NEB Çoklu Warhead Sistemleri ( MWS ) teknolojisi içerir. NEB benzer dış geometri, rehberlik birimi arayüzleri, kütle, kütle ve Intertia özellikleri merkezi MK - 84 GPB ile vardır. Düşük etkili hızları ve açılarda yüksek penetrasyon performansı sunuyor. Önceden şekillendirilmiş parçaları ile ikincil yüzey hedeflere karşı yüksek parçalanma etkisi olan sistem şarj tasarım artırmada da kullanılabilir.

Uzmanlarının verdiği bilgiye göre bombanın muhafazası özel ve sertleştirilmiş çelikten olup bomba patlamadan önce 50-60 metre derinliğe nüfuz edebiliyor. 6-7 metre uzunluğu sahip bombada 2, 5 ton kadar patlayıcı bulunuyor. Bomba GPS sistemi vasıtasıyla uydu güdümlü olarak hedeflere atılıyor. Sathı delip belli bir derinliğe nüfuz ettikten sonra patlıyor, bu patlamanın ortaya çıkardığı sarsıntı ve şok dalgaları ile hedefi imha edebiliyor ya da büyük tahribat yapabiliyor. Nüfuz Edici Bomba (NEB), yer üstü ve yer altındaki hedeflere karşı kullanılmak üzere tasarlanan, Ardışık Delici Harp Başlığı teknolojisine sahip.

Bombanın genel olarak kullanıldığı hedef tipleri:

*Gömülü Sert Hedefler

*Yer Altı Petrokimya Depoları

*Sığınaklar

*Uçak Hangarları

*Komuta Kontrol Merkezleri

*Yer Üstü Hedefler

*Uçak Pistleri

*Barajlar

*Köprüler

*Kritik Binalar

*Alan Hedefleri

*Radar Antenleri

*Sabit Füze Bataryaları

*Endüstriyel Tesisler

*Park Halindeki Uçaklar

Geleneksel BB bombalarının üç genel özelliği vardır diğer bombalardan farklı olarak.

1) Çok ince yapıdadırlar. Bunu sebebi birim alana düşen kuvveti arttırıp füzenin sert malzeme içerisinde daha fazla yol almasını sağlamaktır.

2) Bazi modelleri bilerek ağır üretilir. Bunun sebebi ise gireceği sert malzemeye daha fazla kuvvet uygulamasını sağlamaktır

3) Çok yüksek irtifadan bırakılır. Bunun sebebi de yer çekimi etkisiyle bombanın momentumunu artırmaktir.

İlk basta patlamasının sebebi ise bombanın içinde bulunan geciktirme fünyesidir. Bombanın patlaması fünyenin aktive edilmesinden belli bir sure sonra gerçekleşir. Günümüzde bu geciktirme fünyesinin yerini mikroislemci almıştır. BB bombalarında bir mikro işlemci yardımıyla bombanın ne zaman patlaması gerektiği programlanabilmektedir. Böylece farklı seviyelerdeki sığınakların hepsine bomba atılarak, istenilen vakitte patlatılabilmektedir.  BB bombalarının geliştirmesinde ise yapılan iyilestirmeler, malzeme, geometrik ve hedefe gönderiliş kısmındadır. Bazı BB bombalarında dış yüzey ve bombanın ucu sertliği sebebiyle seyreltilmiş uranyumdan yapılmaktadır. Fakat seyreltilmiş uranyum radyoaktif olduğundan bu çok tartışmaya sebep olmuştur ve olmaktadır.

Geleneksel BB bombalarının çoğunluğu serbest düsüs olarak hedefe gider. Uçaktan veya baska bir kaynaktan hedefe lazer ile isaretleme yapilir ve BB bombasinin ucundaki lazer sensoru bu noktaya kilitlenir. Bomba ayni bizim HGK güdüm kitindeki gibi yardımcı kanatlar sayesinde işaretlenen yere düşer. Bomba malzemeden içeriye girdikten bir sure sonra patlar. Daha derin mesafelere göndermek için yapılan bir diğer çalışma ise sadece yer çekiminden değil, bombaya takılacak bir itki sisteminden de faydalanılarak bombanın hızını arttırmaya çalışmaktır.

Sığınak Delici Bombaların Modern Silahlar İçindeki Yeri ve Günümüzdeki Kullanımı

Bomba, radarlara yakalanmama özelliğine sahip B-2 ağır bombardıman uçaklarıyla atılıyor. B-2'ler, Amerika'nın Missouri eyaletindeki üslerden kalkıp havada ikmalle birçok yere tek uçuşla ulaşabiliyorlar. Bu uçaklar, savaş alanına ilk defa 1999 Kosova operasyonu sırasında girmişler ve Sırp hedeflerinin yüzde 40'ına yakınını imha edip Kosova'nın özgürlüğüne kavuşmasında çok önemli bir rol oynamışlardı. Buna ilaveten, B-2'ler Irak Savaşı'nda da Saddam'ın sığınak ve başka hedeflerini ve Afganistan operasyonunda da önemli hedefleri yok etmişlerdi. Son olarak da Libya operasyonunda rol almış, 3 B-2, 40 ton kadar bombayla Libya askerî havaalanları ve hava savunma tesislerini vurmuşlar, Libya'daki muhalefet hareketinin işini kolaylaştırmışlardı.

B-2'nin, İran ve Kuzey Kore'nin hava savunma sistemlerini delebilecek, bu ülkelerin hava sahalarına nüfuz edebilecek yegâne ağır bombardıman uçakları olduğu da söyleniyor. Bu da bunların bu ülkelere karşı yapılabilecek saldırılar için hazır tutulmalarını gerektiriyor. Nitekim, durum da herhalde böyle. Amerika esasen son yıllarda açık ve ortada duran hedeflerden çok yer altı hedeflerini imha etmeyi askerî öncelik olarak benimsemiş bulunuyor. Bazı kaynaklara göre, bugün dünyada gizlenmiş, saklanmış 10 bin kadar yeraltı sığınağı bulunuyor. Dünyanın jandarması Amerika da 'ne olur olmaz' düşüncesiyle sığınak imha silah ve metotlarına ağırlık veriyor, bu konuda gizli araştırmalar yapıyor, büyük paralar harcıyor.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi