31 Ocak 2000, Alaska Havayolları’na ait 261 sefer sayılı uçak, aniden sarsılmaya başladı. Uçak dalışa geçmişti. Hasar gören uçakla boğuşan pilot, Los Angeles Havalimanı’na ulaşmak için çabalıyordu. Ancak, uçak hiçbir kontrole cevap vermiyordu. MD83 tipi uçak hızla Büyük Okyanusa doğru alçalıyordu. Yakınlarda uçmakta olan diğer pilotlar, Los Angeles kulesine olayın vehametini anlatığı esnada çok geçmeden uçak Kaliforniya açıklarında saate 400km hızla Pasifik Okyanusu’na çakıldı ve 88 kişilik yolcu ve mürettebatın tamamı hayatını kaybetti.
Ulusal Taşımacılık Güvenlik Kurulu’na bağlı müfettişler, derhal soruşturma başlattı. Kokpit ses kayıtları sayesinde ihtiyaçları olan ilk kanıtlara ulaştılar. Yetkililerin aklına, ilk olarak kontrollerin bulunduğu kuyruk kısmında bir sorun olabileceği ihtimali geldi ve bu doğruydu çünkü o bölgede bir sorun vardı. Müfettişler MD83'’ün yatay dengeleyicisini incelediler. Dengeleyici, uçağın aşağı ve yukarı hareketini kontrol eden önemli bir parçadır. Dengeleyici yukarı kalktıkça uçağın burnu aşağı doğru iner, dengeleyici alçaldıkça da uçak yükselir. MD83'’lerde dengeleyiciyi hareket ettirmek için motorlu bir kaldıraç kullanılır. Müfettişler kaza mahalinde ki kuyruk bölümüne ulaştığında kritik bir bulguyla karşılaşıyor. Kaldıraç bağlı olduğu somunla tam olarak kenetlenmemişti, kendi kendine duruyordu somun ise birkaç metre uzaklıkta başka bir parçaya bağlı olarak bulundu. Kaldıracın bu kadar sıkı sıkıya tutturulduğu somundan ayrıldığını görmek uzmanları gerçekten şaşırtmıştı. Pilotlar, kaldıraç olmadığı için dengeleyici üzerinde hiçbir kontrol sağlayamadılar. Kaldıraç olmadan uçağın hiçbir şansı yoktu. Bu yüzden müfettişler kazanın nasıl gerçekleştiğini hemen anladı. Artık öğrenmek istedikleri tek şey, kazaya neyin neden olduğuydu ve cevap trajik şekilde basitti.
Kaldıraç mekanizmasında hiçbir yağlanma ya da yağ artığı yoktu. Bu şaşırtıcı ve garip bir durumdu. Federal Havacılık Daire derhal Amerika’da ki tüm MD83'’lerin denetlenmesini emretti. Alaska Havayolları bünyesinde ki 43 MD83'’ün 6'’sı kaldıraç mekanizması testlerden kaldı. Müfettişler uçakların bakım onarım kayıtlarını inceledikçe daha da tehlikeli bir senaryo ile karşılaştı. Alaska Havayolları’nda çalışan mekanikerler uçakları mevcut uçuşlara hazırlamak için sıkı bir program ve yoğun bir baskı altında olduklarını rapor etmiş. Yetkililer, bu uçaklar üzerinde çalışan tüm işçiler sorgulandı. Kayıtlarda sahtecilik yaptıklarını ve taahhüt ettikleri işleri yapmadıklarını anladılar. 90'’larda ki ekonomik durgunluğa karşı koymak isteyen Alaska Havayolları bakım onarım giderlerinde kesintiye gitmişti. Özellikler ekonomik sıkıntı içinde ki şirketlere ait uçaklarda denetim en üst seviyeye çıkartılır. Federal Havacılık Yönetmeliği, bu konuda standart bir güvenlik seviyesi öngörür bu yüzden durumunuz ne kadar kötü olursa olsun uymanız gereken asgari bir güvenlik seviyesi vardır. Eğer başarılı ve iyi bir şirket olmak istiyorsanız bu seviyenin üstüne çıkar ve azamı derecede önlemler alırsınız, bu size daha pahalıya mal olur ama uçuşlar da bir o kadar güvenli hale gelir. Ancak, pek çok şirket nasılsa yönetmelik sadece bunu yapmamı istiyor o yüzden bende sadece bunu yaparım olur biter diye düşünüyor.
Şirketlerin aktif filolarında bulunan uçaklar, 500 ile 700 saat arasında kaldıraç kontrolünden geçer. Ancak, giderlerde kesintiye gitmek isteyen Alaska Havayolları 1996 yılında bu kontrolleri 2500 saate bir uyguluyordu, öte yandan da günlük uçuş seferlerini iki katına çıkarmıştı. Eğer 600 saate bir denetimden ve yağ kontrolünden geçerseniz metal parçalar arasında hiçbir sürtünme görülmez. Ancak bu süresi 2000 hatta 2500 saate çıkarırsanız koruyucu katmanların aşınmasına neden oluyorsunuz ki bu güvenlik bariyerinde zayıf bir nokta yaratır. Eğer bir parçanın yedeği yoksa bu kontroller daha da önemli bir hal alır. MD83'’de kaldıracın bozulması halinde devreye girecek her hangi bir yedek sistem yoktu. Bu nedenle kontroller yaşamla ölüm arasında belirleyici bir etkendi. Ancak, havacılık sektöründe bu aynı zaman da mali bir etkendi, kargo ya da yolcu taşımacılığında havacılık sektörü üstünde büyük bir baskı vardır işin aslı rekabet çok büyüktür. Böyle bir ortamda rakibinize karşı nasıl bir üstünlük sağlarsınız, daha az işle nasıl daha fazla kazanabilirsiniz?
Çoğu zaman istihdamdan bazen de bakım ve onarımdan kesersiniz, eğer denetimleri 4000 saat yerine 5000 saatte bir yaparsanız, bu size büyük miktarda para kazandırabilir.