Tüm dünyada sudan sonra en çok tüketilen 2. içecek çaydır. Çayın kendiliğinden sahip olduğu özelliklerin dışında, çay ile ilgili efsaneler ve hikayeler vardır.

Çay, "Camellia sinensis" bitkisinin kurutulmuş yapraklarının demlenmesi yoluyla elde edilen bir içecektir. Çay yapraklarının oksidasyon seviyelerine göre 4 çeşit temel çay vardır. Bunlar beyaz çay, yeşil çay, Oolong çayı ve siyah çaydır. Çayın kimyasal bileşimi ürüne, iklime ve çayın işleme yöntemine bağlı olarak değişir. Çayın bileşenleri arasında kahve, Paraguay çayı, tanen ve uçucu yağlarda bulunanlara benzer bir alkaloid olan teinin üzerinde durabiliriz.  Çay, ilk olarak hem gıda hemde içecek olarak, Yunnan eyaletinde Çinliler tarafından kullanılmıştır. Çay Asya kültürleri için son derece önemli olduğu için, onun keşfi ile ilgili birçok efsane bulunmaktadır. Bir popüler çay efsanesi çayın, M. Ö 2737 yılında İmparator Shen Nung'un bir ağacın gölgesinde bir kase sıcak su içerken keşfettiğini söylüyor. Birkaç yaprak, imparatorun kasesinin içine düştü ve suyun rengini değiştirdi. Doğası gereği meraklı biri olduğu için Shen Nung, bir yudum aldı ve içeceğin aroması ve ferahlatıcı özellikleri karşısında şaşırdı.

Hindistan'da çay ile ilgili başka bir efsaneye göre Prens Dharma, ilahi bir lütuf tarafından dokunulmuş ve Buda'nın öğretilerini yaymak amacıyla Çin'e gitmiştir. Kendini böyle kutsal bir misyona layık hale getirmek için, dokuz yıllık manevi yolculuğu boyunca asla uyumamaya yemin etti. Ancak üçüncü yılın sonunda uykulu hissetmeye başladı, gözlerini çok zor açık tutmaktaydı. Tamamen şans eseri bazı yapraklar koparıp, onları çiğnemeye başladı. Mucize eseri gücünü tekrardan buldu ve 6 yıl boyunca vaazlarını sürdürdü.  Aynı efsanenin Japon versiyonu biraz daha farklıdır. Tıpkı Hint efsanesindeki gibi Bodhi Dharma çok yorgun olduğundan, misyonunun üçüncü yılında dua ederken uykuya daldı. Uyandığı zaman vücudunun zayıflığı için çok kızgın hissettiğinden, göz kapaklarını kesip yere attı. Bir kaç yıl sonra, aynı noktaya döndüğünde göz kapaklarını attığı yerde bazı çalılar büyümüştü. Yaprakların tadına baktı ve birini uyanık tutabilme özelliklerinin olduğunu fark etti. Yaprakların bu özelliğini başkalarına anlattı ve çay o bölgede popüler oldu.

Bu efsaneleri bir yana bırakırsak çay Çin'den gelmektedir. Yaklaşık olarak Yunnan eyaleti ile Kuzey Vietnam arasındaki sınır civarındadır. Çay içme geleneği Çin halkı tarafından geliştirilmiştir. 648-749 yılları civarında çay, Gyoki adında bir Budist rahip tarafından Japonya'da tanıtıldı. 49 tapınak bahçesine çay çalıları ekti. Çok daha sonraları, 13. yüzyılda bir Zen rahibi Çay Törenini (Cha-no-yu) yarattı. Çay içmenin popülaritesi en favori aktivitelerden biri haline gelerek Çin Tang Hanedanlığı (MS 618-907) döneminde arttı.

Çay evleri ortaya çıktığında çay; şairler, çömlekçiler ve ressamlar gibi insanlar için sanatsal ilham kaynağı oldu. Lu Yu, M. S 723-804 yıllarında ilk çay risalesi olan "Cha Jing" ya da "Çay Gelenekleri"ni yazdı. Eserinde çay bitkisinin doğasını ve çayın hazırlaması ve içilmesi ile ilgili yöntemleri anlattı. O zamanlar, çayın yapımında başka toz haline getirilmiş bitkiler de kullanılır hepsi birlikte su ile karıştırılırdı. Daha sonra tuz ve baharatlar gibi başka malzemeler eklenirdi. Çay günümüzde Tibet'te hala bu tarzda yapılır.

Çay, daha sonra dünya çapında büyük üreticilere dönüşecek olan diğer Asya ülkelerine ekildi. Bunlara örnek olarak Arjantin, Reunion Adası ve eski İngiliz-Afrika sömürgelerini verebiliriz. Çay sudan sonra dünyada en çok içilen ikinci içecektir. Her saniye yaklaşık 15. 000 bardak çay içilir.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi