Ülkemizde, her yaz dönemi, yaşı gelen gençlerin üniversite ve bölüm seçme heyecanı yaşanır. Girilen sınavlar sonucu elde edilen puanlar ve kişisel istekler sonucu, bazı bölümlerde okumaya karar kılınır ve hangi üniversitelerde bu bölümlerin olacağı, kaç puanla alacağı gibi araştırmalar yapılmaya başlanır. Bölüm seçme üniversiteye kaydolma aşamalarını geçtikten sonra, gençlerin dikkat etmesi gereken birçok durum olacaktır. Tecrübesiz ya da nasihat dinlemeden üniversite hayatına başlayan gençler, bazı acı tecrübeler yaşayabilirken, daha temkinli hareket eden gençler sağlam adımlar atabilirler.

İlk olarak bahsedilmesi gereken, eğer gittiğiniz şehirde hiç arkadaşınız yoksa, yeni arkadaşlar edinebilmek amacıyla özel ya da devlet yurtlarında kalma durumudur. Bu şekilde, aynı yatakhane ya da odada kalan gençlerin, ilerleyen dönemde birbirlerini daha iyi anlayabildikleri ve ikili ilişkilerde daha anlayışlı olabildikleri, bilinen bir gerçektir. Bu sayede edinilen iyi arkadaşlıklar, üniversitenin ikinci ya da üçüncü sınıfından itibaren yeşerecek olan ev arkadaşlıklarına da temel oluşturabilmektedir.

Kampüs alanını, çevresindeki bankaları, hastaneleri, sağlık ocaklarını, postane bürolarını, polis karakollarını, askeri birlikleri, öğrencilere hitap eden restoran ve kafeleri, oyun salonlarını, akşamları hoş vakit geçirilebilecek gece mekanlarını, belediye binalarını ve bunlara benzer pek çok merkezin bilinmesi, öğrencilerin yıllar boyunca yaşamak ve hatta üniversite sonrası da kalmak durumunda olabilecekleri şehir iyi tanımalarını sağlayacaktır. Başına bir iş gelen öğrenci, nerede ne olduğunu erkenden öğrenirse, beklenmeyen durumlarda hızlı ve doğru hareket edebilecektir.  Bir diğer önemli husus, kimin hoca, kimin öğrenci olduğunun iyi ayırt edilebilmesidir. Okunacak fakültede, birçok öğrenci görünümlü hoca ya da hocaya benzeyen öğrenci olacaktır. Üniversitenin ilk günlerinden itibaren, yıllar sürecek bir tramvaya sebep olmamak adına, kiminle nasıl muhatap olunması gerektiği öğrenilmelidir.

Üniversite yaşamının olmazsa olmazı olan üniversite öğrenci kulüpleri ise, öğrencilere pek çok alternatif vakit geçirme ve kabiliyet kazanma fırsatı sunar. Tiyatro ile ilgilenen öğrenciler tiyatro kulübü ile çalışmalar yapabilir, satranç oynamayı sevenler ise satranç kulübüne katılım gösterebilir. Bu tür öğrenci kulüplerinin yanında, bölümlere özel olan, “endüstri mühendisliği kulübü” gibi topluluklara katılmak ve bu kulüplerle sempozyum, seminer tarzı etkinlikler gerçekleştirebilmek de seçenekler arasındadır.

Dersleri geçebilmek adına en kritik adım olan, “sınıfın çalışkan öğrencileri ile iyi geçinme” kuralı da, genellikle sınav haftaları işleyeceği için, bu hususa da dikkat edilmeli ve bu tip arkadaşlar iyi bellenmelidir. Eve çıkacak öğrenciler için, üniversiteye ve diğer ihtiyaç duyulan merkezlere yürüme mesafesinde olan evlerin tercih edilmesi, ikinci el eşyacılardan, spot dükkanlarından ya da mezun olup gidecek öğrencilerden uygun fiyata ev eşyaları alınabilmesi de önerilmektedir.

Ülkemiz gençlerinin maalesef ki pek fazla gerçekleştirmedikleri kritik bir konu da, okurken kendi sektöründe deneyim kazanmaya çabalamak durumudur. Okul devam ederken, cüzi miktarlarda da olsa kendi sektöründe bir firmanın altında çalışmaya başlayan öğrenciler, okul biterken hem yeni ve dolgun maaşlı teklifler alacaklar, hem de deneyim sahibi olarak meslektaşlarından bir adım önde yer alacaklardır. Anne babaların ve tüm yetişkinlerin verdiği ortak öğüt ise, şüphesiz ki “yabancı dil” hakkında olandır. Çoğu zaman İngilizce’yi tam bilsen bile yetmeyeceği ve ikinci bir dil bilme gereği söylense de, ülkemiz uzay çağında olmadığı için, üniversite hayatı boyunca kazanılacak akıcı bir İngilizce, iş hayatı boyunca işe yarayacak en önemli materyal olacaktır. Bu nedenle, yurt dışı öğrenci değişim programları değerlendirilmeli, gerektiğinde kurslarla dil bilgisi geliştirilmeli, şehre gelen turistlerle konuşmaya çabalanmalı, İngilizce makaleler okunmalı, çeviriler yapılmalı ve bu alandaki tüm etmenler verimlilikle değerlendirilmelidir.

Verimli, eğlenceli ve güzel anılarla dolu bir üniversite hayatı, gençler tarafından yaşanılmalıdır. Dozunda yaşanılan gençlik, hem gelecek adına umut vaad edecek, hem de hayattan alınan hazzı artırarak bireylere yaşama sevinci katacaktır.